Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Uluslararası Yatırımcılarla Yüksek Düzeyli Ekonomi Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
''Türkiye 15 Temmuz günü en hain en alçak darbe girişimine maruz kalmıştır. Her darbe kötüdür. Darbe gecesi bombaların hedefi olan toplam 4 yer var. Biri emniyet, özel harekat diğer ikisi ise TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'dir. Dünya otoriter teokratik ama bunların karşısında demokratik rejimlerle yönetilen bir yapı içerisindedir ağırlıklı olarak. Demokrasiler dünyada savunulan rejimlerdir. Batı ülkelerinin tamamı demokratik rejimlerdir. Sadece Fransa'nın yarı başkanlık sistemini bir kenara koyarsak diğer hepsi parlamenter ülkelerdir. Şu ana kadar bize batıdan gelen hiçbir temsilci yoktur. Ziyaretimize gelen hiçbir temsilci yoktur. Fakat Belçika'da Fransa'da terör eylemleri olunca nasıl gidildiğini biliyoruz.
Bazı Avrupa ülkeleri havaalanlarında ne yazık ki 'Türkiye'ye gitmeyin, Türkiye'ye gidişiniz Erdoğan'ı güçlendirir' gibi reklamları koymaktadır. Bu nasıl demokrasidir Ben askeri darbe ile işbaşına gelmiş bir cumhurbaşkanı değilim. Halkının yüzde 52 oyuyla iş başına gelmiş bir cumhurbaşkanıyım.
Bu olay, sadece içeride planlanan, içeride tezgahlanan bir olay değildir. Ben açık sözlüyüm, bu olay, içeride aktörleri olan ama senaryosu dışarıda yazılan bir darbe hareketidir.
Bu milletin evlatlarının tankların altına yatabileceğini bunlar hissedemediler. Bizim kongre merkezimiz var aynı zamanda opera binası burayı bombaladıkları zaman 5 şehidimiz var bir bayan kardeşimin başı koparak oranın çatısından onu aldık.
Demokrasi ile yönetilen bir ülkede darbe var, 238, şimdilik, şehidim var, 2 bin 200'e yakın yaralım var. Sen hala kalkıyorsun 'endişeliyiz' diyorsun. Bunun faillerine, sen nasıl kalkarsın da hala şefkat elini uzatırsın ya Böyle bir şey olabilir mi Asla attığımız adımlardan taviz vermeyeceğiz. Çünkü biz, istisnaları bir kenara koyuyorum, bu katillere, bu darbenin faillerine eğer acımaya kalkarsak, acınacak hale geliriz. Bunu yapmayacağız.
ALMANYA'YA TEPKİ
Almanya'ya teröristlerle ilgili 4 bin dosya verdim. Hiçbiri bize dönmedi. Pazar günü Almanya'daki STK'larımız orada 'Darbelere hayır demokrasiye evet' mitingine Türkiye'den oraya video konferansla bağlanmamı hazmedemediler. Belediye yerel mahkeme hayır dedi anında anayasa mahkemesi de hayır kararı verdi. 4 bin terörist 4 bin 500 oldu o dosya geçiken adalet adalet değildir dediğimde neden çalışıyor yargınız ama burada 2 saatte karar veriyor anayasa mahkemenin nedir o karar Erdoğan konuşmasın orada. Geçmişte terör örgütü PKK'nın lider kadrosundakini konuşturuyorsun video konferansla.
''BATI, TERÖRE DESTEK VERİYOR VE DARBELERİN YANINDA YER ALIYOR''
Şimdi soruyorum; Batı, burada teröre destek veriyor mu vermiyor mu Batı, demokrasinin yanında mı, darbelerin ve terörün yanında mı? Maalesef bu Batı, teröre destek veriyor ve darbelerin yanında yer alıyor. Bunların canı bizim gibi yanmıyor. Ama bizim canımız yanıyor. Dost bildiklerimiz maalesef gidiyor darbecilerin teröristlerin yanında yer alıyor. Belçika aynı Fransa aynı.
Bir yerde terör mü var, çekinmeden, ürkmeden üzerine gitmeliyiz. Teröre karşı, bu tür darbelere karşı eğer uluslararası camia bir mutabakat ortaya koyamıyorsa, kusura bakmayın, bir bumerang gibi döner bir gün de o ülkeleri vurur.
Diğer terör örgütleriyle olan mücadelemizde olduğu gibi, darbe girişimi sırasında ve sonrasında da dostlarımızdan beklediğimiz desteği alamadığımızı da açıkça söylemek zorundayım, bunu üzüntüyle ifade ediyorum. Bu gerçeği görmek için, darbe sırasında ve sonrasında ortaya konan tepkilere bakmak yeterlidir.
İşimiz bitmedi, daha yapacağımız çok şey var ama normalleşme sürecine giriyoruz. 15 Temmuz darbe girişimi işte bu silahlı ve silahsız saldırıların en son, en kanlı, en açık ve en alçak örneğidir.
Millet bankalara döviz bürolarına akın etmedi. Millet evine değil, meydanlara koştu. Türkiye büyük hedefleri olan bunun için ciddi potansiyeli bulunan bir ülkedir. Büyük projeler inşaatlar devam ediyor. 26 Ağustos'ta Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açıyoruz.
Kanal İstanbul'un ve Çanakkale Köprüsü'nün de ihalesi yapılacak. Bu aslında bir kararlılığın, bir istikrarın ifadesidir. Biz bütün bunları yaparken mali disiplinden, istikrardan asla taviz vermedik, vermeyeceğiz. 14 yıldır bizimle birlikte yol yürüyen hiçbir uluslararası yatırımcı bu ülkede kaybetmemiştir. Tam tersine sürekli kazanmıştır, bundan sonra da kazanacaktır.
İki şeyi gerçekleştirmek zorundayız. Bir, ilan ettiğimiz bu olağanüstü hal neye yaramıştır veya neye yaramaktadır? Devletin işleyişini hızlandırmak. Bunu hızlandırırken devletin yeniden yapılanması sürecini başlattık. İki, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yeniden yapılanması sürecini başlattık. Buna ihtiyacımız vardı. Bu adımın atılması gerekiyordu. Eğer bu adımı atmayacak olursak işte bu FETÖ'cüler, metöcüler silahlı kuvvetlerimizi işgal eder ve ondan sonra da kalkar milletin vergileriyle, milletin verdiği paralarla aldığı uçakları, tankları, topları milletine doğrultur. Bu adımı atmak zorundayız.
Türkiye bu süreçte demokrasiye hukuka olan bağlılığını ispat etmiştir. Atılan her adım hukuka uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Ülkemizdeki olağanüstü hal uygulaması tamamen Avrupa Birliği prosedürlerine uygundur. 3 aylık OHAL ilan ettik dışarıdan birileri olur mu gelişmelerden endişeliyiz bu kadar kişinin tutuklanması filan falan... Tavsiye ediyorum Doğu Almanya Batı Almanya o süreci incelesinler ne kadar kişi açığa alınmış. Bunları bizler hep inceledik. Bu katillere eğer acımaya kalkarsak acınacak hale geliriz.
Diyorlar ki Amerika'da yaşayan zat, o FETO denilen zat, 'Bu işin faili midir, bu işin başında mıdır, bunu bilmiyoruz' diyecek kadar ne yazık ki dünyadan bihaber olanlar var. Bütün deliller, belgeler, her şey ortada. Belgeler ABD'ye gönderildi ben de kendim bizzat konuştum. Bizden terörist istediniz belge istemedik. Dedik ki ABD bu teröristi istiyorsa bizim de cezaevinde yatıyorsa verelim demişizdir. En önemli maddi kaynakları ABD'de. Charter school'lardan el ettiği gelirleri var. Bunları görmeyecek kadar siyasetten uzak yaşamak mümkün mü? ABD parlamentosunda parayla destekledikleri kişileri bildirdik kendilerine. Bize söyledikleri şu parayı geri iade etmeye başladık. İngiltere'de de duydunuz değil mi parlamentoda birisinin yine bunlardan ne kadar para aldığı medyada var. Adamlar böyle çalışıyor. Bu ne demektir Bizim dilimizde bu, siyaseti satın alma operasyonudur. Bu adamlar bunu yapıyorlar. Ama bunu önlerine koyduğunuz zaman hemen savunma, haklılık psikozu içerisinde bunu böyle yerine getirmenin gayreti içerisine giriyorlar.
''AVRUPA'YI BİZ KORUDUK''
Göçme krizinde dahi Avrupa'yı Batı ülkelerini sıkıntıya sokacak adım atmadık. Avrupa'yı biz koruduk. 3 milyon Suriyeli ve Iraklı mülteciyi ülkemizde barındırma suretiyle Avrupa'yı bir koruduk Avrupa verdiği sözleri tutmadı yerine getirmedi. 3 milyar euro hala bize gelmiş değil. Vize meselesi hani bitecekti haziran başında hala yok. Ama bizden hemen bununla ilgili yerine getirmemiz gerekenleri yerine getirmemizi istiyor bunlar eş zamanlı olacak. Karşınızda emir kulu bir ülke yok. Bunu bileceksiniz.
''BU ÖRGÜT ÖNCE İSTİHBARAT TEŞKİLATLARIMIZI ÇÖKERTMEKLE İŞE BAŞLADI''
Darbenin istihbaratının zamanında alınamaması, bu örgütün önce istihbarat teşkilatlarımızı çökertmekle işe başlamasından kaynaklanıyor. Biliyorsunuz sadece Milli İstihbarat Teşkilatı yok, bir de Emniyet İstihbarat var, Jandarma İstihbarat var. Bu istihbarat örgütleri ne yapmamıştır, ilgili mercileri aslında hiç uyarmamış, uyarmadığı gibi düşmanlık yapmıştır.
''TİB'İ KAPATACAĞIZ''
Ülkemizde, yaklaşık 3 milyon 340 bin kamu çalışanı vardır. Son soruşturmalarda bunlardan açığa alınmış olanlarının sayısı 62 bindir. Açığa alınanların bir kısmının, yapılan soruşturma ve yargılamalar neticesinde, şayet haklarındaki iddialar mesnetsiz görülürse vazifelerine geri dönebileceklerini de unutmamalıyız.
Bu örgütün faaliyetlerine yönelik güçlü bir istihbarat mekanizması kurmamız şart. Diğer kurumlarımızdaki görevden almaların da olumlu sonuçlar vereceğinden emin olabilirsiniz. Mesela TİB'i kapatacağız. Çünkü bütün pisliklerin olduğu yerlerden bir tanesi de orası. Burayı kapattıktan sonra oranın içerisinde çalışanların hepsini de, hazırlıklarımızı yaptık, gereği neyse onun da gereğini yapacağız. TİB, BTK'ya devredilmek suretiyle BTK kendi adımlarını atacaktır.
Marmaris'te beni öldürmeye gelenler 16 gün sonra yakalandı. Bunlar en iyi yetişmiş SAT komandoları sıradan insanlar değil. Er erbaş değil. Bu millet bu insanların yetişmesine milyonlarca lira harcamış. Bunlar kendi ülkesinin cumhurbaşkanını yakalamak veya öldürmek için operasyon yapıyorlar. Eğer 15 dakika önce ayrılmamış olsam yakalayacaklardı. iki korumamı şehit ettiler iki bayan polisimi tartakladılar. Uluslararası Af Örgütü zerre kadar sizde haysiyet varsa çıkar Türkiye'ye gelirsiniz Emniyet Müdürlüğü'nü Meclis'i dolaşırsınız kim kime ne yapmış o zaman görürsünüz.''
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.