Erdoğan, Olağanüstü Din Şurası'nda konuştu.
Erdoğan, daha önce Gülen örgütü içinde yer alan, yardımda bulunan ancak daha sonra pişmanlık açıklamaları yapanlar için de 'ciddi tereddütlerimiz' var dedi. Erdoğan konuşmasının bu bölümünde "Bundan sonra her anlamda mücadeledeyiz. Hesap sorma günüdür. Bu yapının mayasında ikiyüzlülük olduğu için pişmanlıklarını belirtenlere karşı ciddi tereddüdümüz var. Gerçekten pişman mı oldunuz? İntikamcı düşünceyle söylemiyorum. Gerçekten pişman mısınız yoksa riyakarlık içinde misiniz anlamakta zorlanıyoruz. Elbette aslolan beyandır diyeceğiz ama bu tür kişilere karşı gardımızı indirmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Zaman zaman silahlı örgüt değil diyenler vardı. Biz de kendilerine 'Yanlış tespit içindesiniz, silahı vakti geldiğinde kullanacak örgüttür bunlar' diyorduk. 'Nasıl olur?' dediklerinde, 'Bunlar TSK'da örgütlenmiş ve vakti geldiğinde o silahları millete doğrultabilecek bir örgüt' dedik. İnanmazlardı... Bunu kalkıp açıkça meydanlarda söyleyebilecek durumda değildik. Bunlar özel toplantılarımızda yaptığımız görüşmelerdi. Şimdi o dostlar gelip haklıymışsın demeye başladılar."
'Ben de bu yapıya yardımcı oldum ama bambaşka niyetlerini göremedik'
"Milletimiz, meşrebi ne olursa olsun Allah diyen peygamber diyen, ibadetlerini yerine getiren, en azından böyle gözüken her yapıya olduğu gibi bu yapıya da hüsnü niyetle yaklaşmıştır. Her grup gibi bu yapı da milletimizin kolları kanatları altında varlıklarını sürdürdü. Rahmetli Özal, Demirel, Ecevit ve hatta ben de bu yapıya iyi niyetle destek olduk. Şahsen ben de katılmadığım pek çok yerleri olmasına rağmen asgari müştereklerde buluşabildiğimiz zannıyla ben de bu yapıya yardımcı oldum."
"Yurt içinde ve dışında yürütüyor göründükleri dayanışma faaliyetleri hatırına bunlara müsamaha gösterdim. Allah dedikleri için müsamaha gösterdik. Bir ortak yanımız var dedik. Ama inanın bana aynı menzile giden farklı yollardan biri gördüğümüz yapı aslında bambaşka niyetlerin, sinsi yapıların örtüsü olduğunu göremedik."
"Aslına bakılırsa 2010’dan itibaren bu tespiti paylaştığım üst kademe yöneticisi arkadaşım oldu. O yıldan itibaren tabii ki tavrımız değişti. Özellikle 2012 sonrası bu yapıyla çekincelerimiz açıkça ortaya koyduk. Bu dönemde hızlanan kadrolara yönelik operasyonlar ve davalarla ilgili ciddi şüphelerim oluştu. Yakın tanıdığım komutanlara yönelik soruşturmaların gerekçeleri beni ikna etmiyordu. Kamuda ve özel sektörde yapıya mensup kişilerin giriştikleri mücadeleden ciddi rahatsız oluyordum."
"O zamanlarda meseleyi kendi arkadaşlarımıza anlatmakta dahi güçlük çekiyorduk. 17-25 aralık bu örgütün hain yüzünü ilk defa ortaya koydu. Her şey ortadayken, bu örgütün en başına şahsımı, (şema elimize geçti) altına Başbakan Yıldırım, enerji bakanımız, oğlum, sizlerin de tanıdığınız, iyi bildiğiniz iş adamı bu örgütün çatısında görülen isimler oldu."
"Bunlar böyle bir şeyin içerisine girmez, yahu etmeyin, bunlar önemli bir operasyonun adımlarını atıyorlar. Hala inanmayanlar olduğunu da biliyorum. Hala maalesef bakıp görmeyenler olduğunu biliyorum."
"17-25 Aralık'ta aldığımız önlemler olmasa..."
"Bu noktadan sonra artık saygıdeğer hocalarım, şüphe dönemi bitti, mücadele dönemi başladı. Şayet 17-25 aralık sonrası önlemlerimiz olmasa, özellikle yargıda aldığımız önlemler olmasa, bu darbe girişimi sadece silahlı kuvvetler içindeki bir grup teröristin değil, polisiyle, yargısıyla, bürokrasi katılımıyla çok daha büyük bir tehdit olarak karşımıza çıkacaktı."
"Bu hain örgütün gerçek yüzünü önceden ortaya dökememenin üzüntüsü içindeyim. Bundan dolayı hem Rabbimize, hem milletimize verecek hesap olduğunu biliyorum. Rabbim de milletim de bizi affetsin."
"Değerli kardeşlerim, peygamberimizin ifadesiyle Müslüman, başına sevinecek hal geldiğinde hamd eden, sıkıntı geldiğinde sabreden kişidir. Böylesi hayırlıdır."
"Yeri geldiğinde onlar beraberler, PYD ile PKK ile. Bunu seçimlerde yaşadık. Seçim karargahlarında nasıl beraber olduğunu, giyimleriyle kuşamlarıyla biliyoruz. Ama bakıyorsunuz, karargahlarda onlarla olduklarını gördük, biliyoruz."
"Nerede kimle nasıl hareket edecekleri belliydi. Bu yapının mensuplarının 17-25 Aralık'ta yaşanan hukuk ve emniyet skandallarına, binbir çeşit rezalete, 15 Temmuz’da şahit oldukları vahşete rağmen orada kalmaya devam etmelerinin izahatı kalmadı."
'Yüzlerine tükürseniz...'
"Bu saatten sonra Pensilvanya’daki şarlatanın, terörist başının hezeyanlarına kulak verecek herkes, başına gelecekleri peşinen kabul etmiş demektir. Tabii bu yapının en önemli özelliği, tedbir ve takiye adı altında ikiyüzlülüğü yalanı riyayı, maskeyle dolaşmayı karekteri haline dönüştürmüş olmasıdır. Yüzlerine tükürseniz yağmur yağdı diyen, en kutsallarına sövseniz ses çıkarmayan bir yapıya dönüşmüş."
"Bir ihanet şebekesinin dini motifleri kullanıyor olması onu aklamaya yeterli olabilir mi? Dünyadaki tüm sapkınlar kendi inançlarında samimidir. FETÖ’cülerin bağlılıklarında samimi olmaları, sorgulamaksızın kabul etmeleri, haklılığı değil itikadi olarak yanlış yolda oldukları söylenir. Kuran’da onlarca defa aklımızı kullanmamız emrediliyor. Aklını ve iradesini Allah’a değil bir faniye, üstelik de ABD’de yaşayan bir faniye ipotek eden kişi dönüp kendini sorgulamıyorsa ona denecek bir şey yok.
"Biz yıllarca söyledik. Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet dedik. Tabanı ibadette bile çekincelerim var artık. Niye? Aklını, vicdanını, her şeyini bir şarlatana ipotek etmiş insanlar kusura bakmasınlar..."
'Pişmanlık belirtenlere karşı tereddütümüz var'
"Bundan sonra her anlamda mücadeledeyiz. Hesap sorma günüdür. Bu yapının mayasında ikiyüzlülük olduğu için pişmanlıklarını belirtenlere karşı ciddi tereddüdümüz var. Gerçekten pişman mı oldunuz? İntikamcı düşünceyle söylemiyorum. Gerçekten pişman mısınız yoksa riyakarlık içinde misiniz anlamakta zorlanıyoruz. Elbette aslolan beyandır diyeceğiz ama bu tür kişilere karşı gardımızı indirmeyeceğiz." (Al Jazeera)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.