12 Eylül 1980 darbesinin bir simgesi haline gelen Diyarbakır Cezaevi bir kez daha gündemde. O dönemde cezaevinde yatmış olan 700 kişi bugün Diyarbakır Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuyor.
Anayasa oylamasından sonra, geçen aylarda Diyarbakır Cezaevi’nde yatmış yaklaşık 700 kişi Diyarbakır Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuyor. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak da harekete geçiyor. 1980 ile 88 arasında bu cezaevinde yaşananları soruşturma kararı alıyor. Yalçın Doğan'ın Hürriyet gazetesinde yer alan haberi şöyle:
-Siz hangi tarihler arasında Diyarbakır Cezaevinde yattınız?
- Size nasıl işkence yapıldı?
- İşkence yapanın adını ve o tarihteki görevini biliyor musunuz?
- İşkence sizde kalıcı bir iz bıraktı mı?
İşkenceden hesap sormanın büyük atağı kısa süre önce başlıyor. Başlatan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak.
Diyarbakır Cezaevi 12 Eylül’ün simge cezaevlerinden biri. Binlerce insan o dönemde bu cezaevinde işkence görüyor, insan hakları bin türlü ihlal ediliyor, lağımlarda sürükleniyor, ağızlarına kadar b.k içinde yüzdürülüyor. Filistin askısı, elektrik verme, çırılçıplak soyma, basınçlı soğuk su verme, dayak, falaka, yumruk, köpekle saldırma, insanların sırtına binme ve akla gelecek, gelmeyecek her türlü işkence.
Bunların sonunda işkenceden sakat kalanlar var, ölenler var. Psikolojileri yıllarca bozulanlar var.
700 SUÇ DUYURUSU
Cezaevi değil, işkence evi. O dönemde Diyarbakır Cezaevi’ne düşmek, korkunç bir kâbus. Pek çok tanıdığım insan var, Diyarbakır Cezaevi’nden geçmiş, söz oraya geldi mi, aradan geçen otuz yıla rağmen, onlar hâlâ durgun, hâlâ dalgın, hâlâ o günlerin gerilimini yaşıyor.
Anayasa oylamasından sonra, geçen aylarda Diyarbakır Cezaevi’nde yatmış yaklaşık 700 kişi Diyarbakır Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuyor. O dönemde orada görev yapmış sivil ve asker kişilerle ilgili olarak.
Suç duyuruları üzerine, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak harekete geçiyor. 1980 ile 88 arasında bu cezaevinde yaşananları soruşturma kararı alıyor. Bir savcıyı bu işle görevlendiriyor.
Savcı önce suç duyurusunda bulunanların ifadelerini almaya başlıyor. Yukarıdaki soruları soruyor.
Sonra Milli Savunma Bakanlığı’na yazı yazarak, suç duyurularında ve ifadelerde adı geçen, o dönemde görev yapan asker kişilerin kimlik bilgilerini istiyor. Şu anda nerede bulunduklarının bildirilmesini talep ediyor. Bu girişim Diyarbakır Cezaevi ile ilgili olarak Türkiye’de bir ilk.
Milli Savunma Bakanlığı’na yazı daha yeni gönderiliyor, iki ya da üç gün önce.
Savcı, Adalet Bakanlığı’na da ayrı bir yazı gönderiyor. Yine o dönemde orada görev yapan sivil personelin kimlik bilgilerini istiyor.
Bu bilgiler geldikten sonra, savcılığın gerek gördüğü sivil ve asker kişiler hakkında soruşturma açılacak. Onların da ifadesi alınacak, gerektiği takdirde haklarında yasal işlem başlatılacak.
Diyarbakır Başsavcısı Kavak’ın girişimi, Türkiye’de işkenceyle hesaplaşmak adına, en büyük adımlardan biri.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.