İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Diyarbakır’dan Suruç’a gitmek isteyen STK ve meslek odaları arasında yer alan Diyarbakır Barosu’na yönelik, "PKK’ya müzahir baro" sözlerine yönelik tepkiler sürüyor.
Aralarında İstanbul, Ankara, Sakarya, Bursa, Van, Adıyaman, Batman, Antalya, Adana, Urfa ve Şırnak Barolarının bulunduğu 25 baronun başkanları ve yönetim kurulu üyeleri Diyarbakır Barosu’na destek verdi.
Diyarbakır’a gelen baro başkanları, her hafta Diyarbakır Adliyesi önünde yapılan Tahir Elçi için adalet eylemine katıldı. Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi’nin de bulunduğu eylemde söz alan Baro Başkanları, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Diyarbakır Barosu'na yönelik sözlerine sert tepki gösterdi.
DİYARBAKIR BAROSU SOYLU HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
İlk açıklamayı yapan Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen, Süleyman Soylu hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Kendileri ile dayanışma içinde bulunan barolara teşekkür eden Özmen, “Diyarbakır Barosu her zaman hukukun üstünlüğü ve insan hakları için çalışmıştır. Elbette siyasi iktidar bunlardan rahatsız olabilir. Ama biz mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
“DİYARBAKIR BAROSU YALNIZ DEĞİLDİR”
Özmen’den sonra dayanışma için Diyarbakır’a gelen baro başkanları ve yöneticileri sırası ile söz aldı. “Diyarbakır’da bir baro başkanı katledildi” sözleri ile konuşmasına başlayan Antalya Baro Başkanı Polat Balkan, yaklaşık iki buçuk yıldır Tahir Elçi’nin faillerinin bulunamadığını hatırlattı. Tahir Elçi’yi andıktan sonra sözü İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarına getiren Balkan, “Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu birkaç gün önce akıl almaz, acımasız, vicdansız hukuka aykırı bir açıklama yaptı. Bizler, baskılarla, sözlü eylemlerle yılacak, sinecek insanlar değiliz. Bu açıklamalar öyle vahim açıklamalar ki, bir kişi Diyarbakır Barosu gibi köklü bir baroya hem suçlama yöneltmekte, hem soruşturmakta, hem tutuklamakta, hem de mahkum etmektedir. Bunun bırakın hukukla, akılla, mantıkla, vicdanla açıklanacak bir tarafı da yoktur. Sözün özü, Diyarbakır Barosu yalnız değildir” dedi.
“SOYLU KENDİNİ MAHKEME YERİNE KOYARAK HÜKÜMLER VERİYOR”
Ankara Baro Başkanı Hakan Canduran, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendini mahkeme yerine koyarak, hükümler verip, sonuçlar yaratmaya çalıştığını söyledi. Diyarbakır Barosu ile dayanışma içinde odluklarını ifade eden Canduran, “Unutulmamalıdır ki barolar savunmanın yılmaz temsilcileridir. Avukatların tarihte hiçbir muktedire baş eğdiği görülmemiştir, görülmeyecektir. Hiç kimse, hele de ülkenin İçişleri Bakanı, avukatları, baroları töhmet altında bırakamaz. Kimse İçişleri Bakanına bu yetkiyi vermemiştir. Bu talihsiz açıklama baroları, avukatları açık hedef haline getirmektedir. Ali Günday’ı, Tahir Elçi’yi de hedef gösterdiler. Avukatlara ve barolara saldırıyı azmettireni hiç şüphesiz bu talihsiz açıklamayı yapanlar olduğunu hep algılayacağız. Diyarbakır Barosu asla yalnız değildir. Nefret dolu o açıklamayı şiddetle kınıyoruz” diye konuştu.
“SURUÇ’TAKİ OLAY KARARTILIYOR”
İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Necmi Şimşek, Suruç’taki olayın toplumun bilgisinden kaçırılmak istendiğini ve bazı yönleri ile delillerin karartıldığına dikkat çekti. Baroların, avukatların olayın siyasi yönüyle ilgili olmadığını hatırlatan Şimşek, “Biz, olayların sadece hukuki boyutu ile ilgiliyiz. Bizi hukuk dışında çıkaran açıklamaları, bizi suçlayan ifadeleri, bizi kriminalize eden suçlamaların asla hedefi olamayız. Bunu kabul edemeyiz. Diyarbakır Barosu özelinde ama genelde bütün baroları, baroları, avukatları hedef tahtasına koyan bu zihniyeti, bu açıklamaları şiddetle kınıyoruz. Biz avukatız. Dünde bu uğurda mücadele verdik, yarında bu uğurda mücadele vereceğiz” ifadelerini kullandı.
“SOYLU’NUN ÇOK GENİŞ BİR İFADE HÜRRİYETİ VAR”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözlerine en sert tepki Sakarya Baro Başkanı Zafer Kazan’dan geldi. Türkiye’de ifade özgürlüğünün olmadığını belirten Kazan, şunları söyledi: “Söz söylemenin, düşünce ifade etmenin zor olduğu dönemden geçiyoruz. Birliğimizi, hukukumuzu, huzurumuzu son damlasına kadar muhafaza etmek adına bir cümlemizi belki on defa düşünerek ifade ediyoruz. Çünkü bu ülkede huzur içerisinde konuşabileceğimiz ifade hürriyeti yok. Ama bu ülkeyi yönetenler ki başta Süleyman Soylu çok özel bir yere sahiptir… Çok geniş bir ifade hürriyeti var. Tehdit edebiliyor, hedef gösterebiliyor, kin ve intikam duygularıyla toplumu kamplaştırabiliyor. Çok geniş bir ifade hürriyeti var. Oysaki herkesten daha çok sevgi diline, barış diline, hukuk dilini kullanması gerekirken, bizleri hedef göstererek bu ülkenin hukukuna sahip çıkanları adeta linç kültürüne mahkum etmeye çalışıyor.
Biz hukuk diyoruz. Hukuk denem ne zaman suç oldu? Tehdit etmek ne zamandan beri meşru? Diyarbakır Barosu tehdit edilmemiştir sadece. Sakarya Barosu tehdit edilmiştir, Ankara Barosu tehdit edilmiştir, Bursa barosu tehdit edilmiştir. İstanbul Barosu tehdit edilmiştir. Hukuk diyen bütün avukatlar tehdit edilmiştir. Çünkü Diyarbakır Barosu Türkiye’dir, Türkiye Diyarbakır barosudur. Ayırt edemeyiz. Ayırt etmek, hedef göstermek, asıl ülkenin düşmanlarıdır onlar.
“BARO BAŞKANI VE ÜYELERİNİN BAŞINA BİRŞEY GELİRSE, SORUMLUSU SOYLU’DUR”
Buradan ilan ediyorum. Diyarbakır Baro Başkanı veya mensupları veya herhangi birimizin başına bu hedef gösterme ve tehditler sonrası herhangi bir şey gelir ise, baş sorumlu Süleyman Soylu’dur. Bir Baro Başkanı, bir baro bu kadar aleni bir şekilde, bu kadar pervasızca tehdit edilemez. Geçmişte tehdit edilmenin, hedef göstermenin acısını yaşamadık mı? Bu topraklar Tahir Elçi’nin öldürüldüğü, katledildiği topraklar değil mi? Neden tekrar hedef gösterip, tekrar faili meçhullere yol açıyoruz? Bundan birileri besleniyor mu acaba? Nasıl bunu bir devlet görevlisi tekrar tekrar yapabilir? Sus diyecek biri yok mu buna? Biz bu topraklarda hukuk içinde, adalet içinde, demokrasi içinde yaşamak istiyor isek bu suç mu?
“TAHİR ELÇİ’Yİ ALDIĞINIZ YERDEYİZ”
Kim onlar diyor? Bizler Gaffar Okan’ız. Bizler Tahir Elçi’yiz. Bu kadar tehditten sonra, evet bizde buradayız. Tahir Elçi’yi aldığınız yerdeyiz. Tahir Elçi’yi katlettiğiniz bu kadim topraklardayız, buyurun. Biz Gaffar Okan’ız, Tahir Elçi’yiz… Tahir Elçi gibi, Gaffar Okan gibi belki bizde bu duruşun bedelini ödeyeceğiz. Ödemeye de hazırız. Peki günahımız, suçumuz ne bizim? Hukuk demek mi, Gaffar Okan gibi barış ve sevgi tohumları ekmek mi? Tahir Elçi gibi demokrasi ve insan haklarını savunmak mı? Bizim suçumuz bu mu? Dur diyecek kimse yok mu bu ülkede? Eğer kimse yoksa biz varız. Barolar var, avukatlar var.
“BİZİ TEHDİT ETMEYİ BIRAK, ÖNCE TAHİR ELÇİ’NİN FAİLLERİNİ ORTAYA ÇIKAR”
Bu ülkeyi seven insan, hukuk diyen insanları tehdit edemez. Bizi tehdit edenlere şunu söylüyoruz. Bugün 130’uncu hafa ey Süleyman Soylu bırak tehdidi. Bırak bizi hedef göstermeyi. Tahir Elçi cinayetinde bir tane şüpheli var mı, bize onu söyle. Bu ülkenin Yargıtay’ındaki yandaş Yargıtay Üyelerine, cumhuriyet savcılarına soruyoruz. Nerde sanık? Bir tane sanık nerede? Neden bir kişi şüpheli değil bu dosyada? Neden bir kişi bu topraklarda, güpegündüz, kameralar karşısında öldürülen bir baro başkanının bir tane sanığı yok? Bize bunun cevabını verin, bırakın tehdit etmeyi. Bitmeyecek bu dava, bitmeyecek bu adalet arayışı. Bitmeyecek bu huzur içinde yaşam arayışı.
“BU DİL SÜREÇMESİ DEĞİL, ÖTEKİLEŞTİRİCİ VE MAHKUM EDİCİ BİR ÜSLUPTUR”
Bursa Baro Başkanı Gürkan Altun şu ifadeleri kullandı: “Diyarbakır barosunun yanında olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Ne yaptı Diyarbakır Barosu, Şanlıurfa barosu? Amaçları itidal çağrısı yapmaktı.
Makamının saygınlığına uymayan bir üslupla, ötekileştirici, suçlayıcı, adeta mahkum edici bir üslupla Diyarbakır Barosunu, mensuplarını, genelde baroları ve avukatları suçladı, mahkum etti ve kriminalize etti. Biz sayın bakanın bu söylemleri ve üslubu nedeni ile kendisini özür dilemeye davet ediyoruz. Sayın İçişleri Bakanı çok talihsiz açıklamada bulundu. Dil sürçmesi diyemiyoruz maalesef, iki ayrı televizyonda yaptı. Biz ne üslubunu, nede kullandığı nefret dilini, nede içeriğini kabul etmediğimizi belirmek istiyoruz. Diyarbakır ve Şanlıurfa barosu bunu hakketmiyor. Onların sahipsiz olmadığını dile getirmek istiyoruz.”
Sırası ile konuşmasını sürdüren Adana, Şırnak, Van ve Urfa Baro Başkanları İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarına tepki gösterdi. Baro Başkanları, Diyarbakır Barosu ile dayanışma içinde olduklarını söyledi.
STK’LARDAN SUÇ DUYURUSU
Ayrıca Diyarbakır’da bulunan İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Hak İnisiyatifi Derneği temsilcileri ve Tabip Odası Şubesi de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında suç duyurusunda bulundu.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurusunda Soylu’nun yaptığı açıklamalarla "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik, Görevi Kötüye Kullanma, Suç Uydurma, İftira, Suçu Bildirmeme, Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs" ettiği ifade edildi. (artı gerçek)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.