• BIST 9549.89
  • Altın 3005.985
  • Dolar 34.5383
  • Euro 35.9979
  • İstanbul 3 °C
  • Diyarbakır 9 °C
  • Ankara 1 °C
  • İzmir 7 °C
  • Berlin 3 °C

Diyabet hastası da olan profesör Corona'yı nasıl yendiğini anlattı

Diyabet hastası da olan profesör Corona'yı nasıl yendiğini anlattı
Koronavirüs (Covid-19) şu ana kadar 126 binden fazla can kaybına ve 2 milyon kişinin hastalanmasına neden oldu.

Koronavirüse yakalanan isimlerden biri de İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Mikrobiyolog Prof. Dr. Oğuz Özyaral.

Ülkenin önde gelen halk sağlığı uzmanlarından olan Özyaral, diyabet hastası olup Covid-19'u yenen isimlerden.

Gazete Habertürk'ün haberine göre, televizyon ekranlarında toplumu bilgilendirirken virüs kapan ve 11 gün gördüğü tedavinin ardından sağlığına kavuşan Özyaral, salgın krizini ve evde kalınması zorunluluğunu, "Tepemize bombalar yağarken, 'Hayır, ben sokağa çıkacağım' diyene izin veremezsiniz" şeklinde özetledi.

Özyaral virüsten kurtulma hikayesini şu sözlerle anlattı:

"30 Mart Pazartesi akşam üstüydü... Evde oturuyordum. Hatta bir röportaj için elimde defter, kalem hazırlık yapıyordum. Bir anda vücudumun ısısının yükseldiğini hissettim ve anormal şekilde terlemeye başladım. Çok karışık bir ortaya çıkış oldu. Dijital dereceyle ateşimi ölçtüm; 38'di. Sonra eski usül civalı dereceyle tekrar ölçtüm. Yine 38 gördüm. Kuzenim, 'Otur dinlen biraz telaş yapma' dedi.

Bende kuru öksürük ya da nefeste daralma, nefes alma güçlüğü biçiminde hastalık ceryan etmedi. A tipik vakaları hep duyup, anlatırdık ve bende belirtiler A-tipik oldu. Benim semptomlarım farklıydı. Hemen, Büyükçekmece Mimar Sinan Devlet Hastanesi Başhekimi olan Fatih Mehmet Velibeyoğlu'nu aradım. Çok enteresan bir tablo olduğunu söyledim. Hastaneye gittik.

Tomografi çekildi ve boğazdan sürüntü alındı. Tomografiye bakınca, akciğerin üzerinde lezyonlar, odaklanmalar olduğunu gördük. Hemen karantinaya alındım. Domuz gribine karşı kullanılan kombin ilaçlarla klasik tedaviye başlandı. Bu tedaviye dört gün boyunca ben cevap vermedim. Ancak samimiyetle söylüyorum; ben tedavi olacağıma hep inandım. O olumsuz süreçte de zerre bundan şüphe duymadım.

Diyabetli olduğum için hekim arkadaşlarım kaygılandılar. Ateşim yoktu ancak kan değerlerim iyi gitmiyordu. Tansiyonum gayet iyiydi, öksürük de yoktu ancak ciğerdeki lezyonlar büyümeye devam etti. Bu süreçte, Çin'den gelen ilaç over doz olarak günde 16 kez verildi. Buna hekimim karar verdi. Bu süreç 4-5 gün kadar sürdü.

İlaç tedavisinin ardından kan alındı, test yapıldı. Yine boğazdan sürüntü alındı tahlile gönderildi. Hastanedeki 10'uncu günümde çekilen tomografide, akciğerde hafif lekelerle karşılaştık. Bu iyi bir haberdi. 12'nci günümde gelen sonuçlarda vücudun antikor üretmeyi başardığını gördük. Hekimlerimiz çok mutlu oldu. Bu gelişmenin ardından da evde tedaviye geçildi.

Şimdi, evdeyim ve 10-15 gün sonra serum bağışında bulunacağım. Benim vereceğim kan onlarca insanın tedavisinde kullanılacak. Hemen şunu söylemek istiyorum. Ben aynı zamanda bir sağlık yöneticisiyim ve Türkiye'nin sağlık alt yapısı gerçekten çok iyi."

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89