Atalay, ''Demokratik açılım'' çalışmaları kapsamında Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nu (DİSK) ziyaret etti. DİSK Genel Merkezi'nde yaklaşık bir saat süreyle basına kapalı olarak DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve konfederasyon yetkilileriyle görüşen Atalay, ziyaretinin ardından açıklama yaptı.
''Demokratik açılım'' diye niteledikleri konunun, çok farklı bir konu olduğunu ifade eden Atalay, bu süreçte birçok paylaşımın, yardımlaşmanın, düşüncenin bir araya gelmesi gerektiğini belirtti.
Bakan Atalay, bu toplumsal sorunu paylaşmak için siyasi partileri ve önemli meslek kuruluşlarını ziyaret ettiği anımsattı. Bu kapsamda bugün ziyaret ettiği DİSK'in ''toplumsal sorunlara kafa yoran'' bir konfederasyon olduğunu ifade eden Atalay, verimli bir görüşme yaptıklarını ve yürüttüğü çalışmaları anlattığını kaydetti.
Atalay, DİSK yöneticilerinin de bu konuyla ilgili hazırladıkları dosyayı kendisine sunduğunu ifade etti.
''Bu sadece AK Parti'nin, sadece hükümetin sorunu değil. Yaşadığımız büyük acılarla dolu bu süreç hepimizin görevi. Bütün siyasi partiler, bütün kurumlar, bütün bireyler ve basınımızla paylaşarak ortak çaba sarf ederek bu sürecin önündeki engelleri, önleyici provokatif yaklaşımları giderebiliriz'' diyen Bakan Atalay, İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde dün basın mensuplarıyla bir araya geldiğini hatırlatarak, bu görüşmenin de kendisi için çok verimli geçtiğini söyledi.
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de sorunun sadece AKP'nin değil tüm Türkiye'nin sorunu olduğunun altını çizdi. Çelebi şunları söyledi: "Bu soruna hep beraber çözüm üretmek zorundayız. Devlete küsülmez, devlet bizim devletimiz, ülke bizim ülkemiz. Bu ülkede en çok bedel ödeyen örgüt olarak söylüyorum. Bu sorunun çözümüne herkesin katkı vermesi gerektiğini vurguluyorum. Geç kalınmış gibi ifade edilse bile atılacak her adımı, her damla gözyaşını engeleyecek çaba olarak görmeliyiz. Bazı partileri de anlamakta güçlük çekiyoruz. Burada direnmek yerine çözüme herkesin katkı vermesi gerekiyor.
Daha önceki çalışmalarımızı sayın Bakan'a aktardık. Anayasa konusundaki düşüncelerimizi de ifade ettik. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı temelinde bir değişikliğe ihtiyaç olduğunu ifade ettik. Tüm demokratikleşme adımlarının birlikte atılması gerektiğini söyledik.
Biz bu bedeli emekçiler olarak çok ağır ödedik. Bu yaşanan sürecin faturası emekçiye daha ağır olmuştur. Bu anlamda yürütülen tüm ırkçı söylemlerin, Türk milliyetçisi ya da Kürt milliyetçisi siyasetlerin bedelini çalışan kesimler ağır ödedi. Yeni bedeller ödemek istemiyoruz.
Barışa gidecek adımların cearetlerle atılması lazım. Denedik ama başaramadık sözünü duymak istemiyoruz, bu en kötüsü olur. Başarmak zorundayız.
Toprak bütünlüğü içinde, ülkenin bölünmez bütünlüğü içinde meselenin ele alınmasını istiyoruz. Dosyamızı sayın bakana veriyoruz."
DİSK Başkanı Çelebi basın açıklaması sonrasında NTV canlı yayınında İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a verdikleri dosya hakkında bilgi verdi.
Çelebi şunları söyledi: "Dosyamızda şunlar var. Bugüne kadar bu süreç cesaretle ifade edilemediği dönemlerde dahil, biz DİSK’in görüşlerini kamuoyu ile paylaştık ve genel kurul kararlarımız var. Kürt sorununun öncelikle inkarla çözülemeyeceğini isyanla da çözülemeyeceğini ifade ettik.
Bu sorun Türkiye'nin sorunudur. Türkiye bu sorunu aşma durumundadır. Türkiye'de her kesime bu konuda görevler düşüyor ve bu demokratikleşme konusunda atılan adımın bir çok boyutu var. Bu boyut yalnız Kürt sorunu ilişkisi içinde değil, temel bütün özgürlükler bütün demokratikleşme alanları yerini bulduğu zaman sorun aşılabilir diye düşünüyoruz.
Ve bunun için de toprak reformundan tutun, o bölgedeki sosyal alandaki iyileştirmeleri, özgürce kendisini ifade edebilmeyi, o bölgeye farklı bazı alanlarda yapılması gereken yatırımları da içeren açılıma ihtiyaç var. Bunun dışında Kürt kimliğini Kürt realitesini de kabul eden her türlü girişimi özgürce tartışma ortamının yaratılmasına ihtiyaç var.
Genel kurul kararlarımızı da ilave ederek her başlığı ayrı ayrı sayın bakana sunduk. Dolayısıyla dosyanın içinde anayasa değişiklikleri de var. Anayasa değişiklikleri yapılmadan bu sorunun aşılamayacağını ifade ediyoruz. Anayasal yurttaşlıktan başlamak gerekiyor.
Yalnız o değişiklik yetmez tabi burada bizim açılımımızda ülkenin bütünlüğü temelinde ana sınırımız var. O toprak bütünlüğünü zedelemeden ve genel afta dahil affı bir empati içinde yürütmenin gerekliliğini ifade ettik. Çünkü çok hassas bir konu af konusu. Ama burada bir empati kurmaya da ihtiyaç var.
Şehit ailelerini de dikkate alan ama burada her bir gözyaşının her bir kanında bu süreci daha zedeleyecek bir noktada olduğunu görüyoruz. O nedenle bu başlayan girişimin öncelikle cesaretle yürütülmesi gerekiyor. Burada takıldık, şunlar engeldi gibi mazeretlere kimsenin sığınmaması ve şu mazeretleri artık duymak istemiyoruz; "denedik ama başaramadık." Başarmak zorundayız. Bu başarılmaması halinde daha çok gözyaşının daha çok kanın akacağı bir iklime gidiyor.
Burada sayın bakana da özel görüşmemizde ifade ettim bunu en önemli kısmı bizim açımızdan şu; Bir güven sağlanmalı. Burada bir güvensizlik yeniden yaratılmamalı bir samimiyetsizlik yeniden yaratılmamalı... Samimice bu işin bir iktidar sorununun çokta ötesinde bir Türkiye sorunu olduğunu ve bütün halk kesimlerinin de bu konuda görüşlerinin dikkate alınacağı çözüm üreten bir sonuç alınmasını diliyoruz.
Dışarıdan telkin ve etkinlerle ve yönlendirmelerle değil, bu sorunu gerçekten Türkiye halkı, Türk insanı ve Türkiye, kendi modelini bulmalı ve yürütmeli. Bunun içinde demokratikleşme paketinin çok içtenlikle tartışılmaya ihtiyacı var. Onunla beraber diğer çözümlerinde sosyal paketlerinde bu sürece dahil edilmesi gerekiyor. "
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.