Dışişleri Bakanlığı, İran nükleer dosyasına ilişkin mevcut tıkanıklığın karşılıklı anlayış ve diyaloga dayalı diplomatik bir müzakere süreciyle aşılabileceğini bildirdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'nün Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA)'nın İran raporuna ilişkin bir soruya verdiği cevap yazılı olarak açıklandı.
UAEA raporunun, ana rapor metni ve ekleri olmak suretiyle iki bölümden oluştuğuna vurgu yapılan açıklamada, "Raporda özetle, İran'daki bilinen nükleer tesislerin UAEA'nın Kapsamlı Denetim ve Güvence Anlaşması kapsamında denetim altında olduğu, bu tesislerde, deklare edilmiş nükleer malzemenin amacına uygun kullanıldığının doğrulandığı, diğer taraftan İran'ın Ajansla tam bir şeffaflık içerisinde çalışmadığı, bu itibarla ülkede nükleer silah yapımı amacıyla tasarlanmış ve deklare edilmemiş tesislerin olup olmadığının bilinmediği belirtilmekte, ayrıca İran'ın ilgili BMGK kararları hilafına zenginleştirme işlemine devam ettiği kaydedilmektedir. Raporun eki ise, hem gizli hem açık, değişik istihbari kaynaklardan edinilen bilgilere dayanılarak, İran'ın 2000'li yılların başlarından itibaren geliştirdiği iddia olunan nükleer program yönetimi, tedarik mekanizmaları, tetikleme sistemlerini de kapsayan Ar-Ge çalışmaları, deneme düzenekleri ile nükleer başlık taşıyabilen fırlatma vasıtalarına dair bulgular içermektedir. Bu haliyle, raporda, İran'ın tam teşekküllü bir nükleer silahlanma programına sahip olduğu savı zımnen ileri sürülmektedir." denildi.
Ajansın sözkonusu raporu Türkiye Dışişleri Bakanlığı'na da iletildiğinin belirtildiği açıklamada, "Kapsamlı ve karmaşık teknik mahiyeti itibariyle, raporun ve eklerinin yetkili kurumlarımız tarafından kapsamlı bir incelemeye tabi tutulması gerekmektedir. Ancak böyle bir inceleme süreci sonunda rapordaki veriler konusunda kesin bir değerlendirme yapılabilecektir. Dolayısıyla, bu aşamada, raporun ve eklerinin içeriğine dair bir açıklamada bulunmayı uygun görmüyoruz. Bununla birlikte, raporun ekinde yer alan iddiaların İran tarafından ikna edici açıklamalarla yanıtlanmasının konunun yapıcı bir şekilde çözüme kavuşturulmasına katkıda bulunacağı açıktır." ifadelerine yer verildi.
İran'ın da içerisinde bulunduğu coğrafyadaki hassas ve kırılgan siyasi gelişmeler de dikkate alınarak, konunun tırmandırılmadan makul ve mutedil bir şekilde çözümlenmesine katkıda bulunmak amacıyla geçtiğimiz dönemde UAEA'nın takas önerisinin hayata geçirilmesine yönelik Türkiye'nin Tahran Ortak Bildirisi'nin sonuçlandırılması dahil olumlu çabaları olduğunun hatırlatıldığı acıklamada, şöyle denildi: İran nükleer dosyasına ilişkin mevcut tıkanıklığın ancak karşılıklı anlayış ve diyaloga dayalı diplomatik bir müzakere süreciyle aşılabileceğine inancımızı korumaktayız. Böyle bir sürece elimizden gelen her türlü katkıyı sürdürmeze de hazırız. Bu kapsamda, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'un, son olarak İran Başmüzakerecisi Celili'ye gönderdiği ve siyasi diyaloga kapıyı açık tutan yapıcı mektubunu memnuniyetle karşıladık. Komşumuz İran'ı bu mektubu aynı olumlu ve yapıcı çerçevede yanıtlamaya davet ediyoruz. Görüşmelerin en kısa zamanda başlamasını ve UAEA'nın raporunun yayımlanmasını müteakip ortaya çıkan gerilimin bir an önce düşürülmesini bekliyoruz.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.