Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı ve aynı zamanda Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı öğretim üyesi Ramatoloji Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Ataman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her 100 kişiden yaklaşık 65-80'inin yaşamının herhangi bir döneminde bel ağrısı çektiğine işaret etti.
Bel ağrılarının genellikle en az 1-2 hafta sürdüğünü belirten Ataman, bel ağrısından şikayet eden kişilerin yaklaşık yüzde 10'unda sorunun bel fıtığı ya da iltihaplı bel romatizmasından kaynaklandığını vurguladı.
Ataman, 2 haftayı aşan bel ağrısı sonrasında ağrının farklı bölgelere yaygınlık göstermesinin ciddiye alınması gerektiği uyarısında bulunarak, ''Kalça ve bacaklara doğru yayılım gösteren bel ağrısı, bel fıtığının belirtisidir. Yaygın ağrı ile birleşen bel fıtığı, sinirlere bası yapabilir. Bu ise sağlığa ciddi şekilde zarar verebilecek sorunlara yol açar'' diye konuştu.
''HAREKET YETENEĞİ BOZULUR''
Ataman, bel fıtığının çok büyük olup omurilik bölgesinde sinirlerin çıktığı yere bası yapması durumunda, hastada kuvvet kaybının görülebileceğini ve tıpta ''düşük ayak'' olarak tanımlanan sağlık problemine neden olabileceğini bildirdi.
Ayağın bilekten yukarıya doğru kaldırılmasını kontrol etme yeteneğinin kaybolmasının ''düşük ayak'' olarak tanımlandığını belirten Ataman, şunları kaydetti:
''Bu durumdaki kişi, yürürken ayak parmaklarını yerden kaldıramadığından ayaklarını yerde sürüyerek yürür (Stepaj yürüyüşü). Düşük ayak, kişinin yürümesini yavaşlatır, bozar veya engeller ve düşmeye neden olabilir. Özellikle ayağın kaldırılmasının çok önemli olduğu merdiven çıkma, yokuş çıkma ve yumuşak yüzeylerde yürüme zorlukla yapılır. Bu engeller nedeniyle azalmış veya bozulmuş hareket yeteneği, kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilediği gibi, günlük aktiviteleri de sınırlar.''
''HASTALIK DEĞİL, BULGUDUR''
Ataman, ''düşük ayağın'' bir hastalık değil bir bulgu olduğu için öncelikle mutlaka nedeninin ortaya konulması ve bu nedene yönelik tedavi belirlenmesi gerektiğini dile getirdi.
Düşük ayak durumunun, bel fıtığının en önemli sonucu olabileceğini belirten Ataman, sinirlere bası sonucu oluşan bu durumun hastanın günlük yaşamını önemli ölçüde etkileyebileceğini ve birtakım önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.
Ataman, hastalığın tedavisinde en sık ayak bileği ortezleri veya desteklerinin (AFO) kullanıldığını belirterek, tedaviye ilişkin şu bilgileri verdi:
''AFO, genellikle plastik veya daha hafif malzemelerden yapılan ayak ve alt bacak kısmına giyilen ortezdir. Bu ortez, ayak bileğini 90 derecelik açıda destekler ve ayağın yere takılmasını engelleyerek yürümeye yardımcı olur. Yumuşak ayakkabılar, sandaletler veya arkası açık ayakkabılar ile AFO giyilemez.
Düşük ayak, omurga kaynaklı patolojilere bağlı sinir yaralanması nedeniyle ortaya çıkmışsa, bası bölgesindeki neden cerrahi olarak ortadan kaldırılarak tedavi denenir.''
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.