Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nde düzenlenen Kutlu Doğum Konferansı’na ilişkin afişleri Dicle Üniversitesi yerleşkesine asmak isterken engellenen Hizbullah geleneğine yakın olan ve kendilerini Bilge Gençlik Kulübü olarak tanıtan öğrenciler ile BDP’ye yakın olan ve kendilerini yurtsever olarak tanıtan gençler arasında başlayan çatışmalar Diyarbakır’da dün de devam etti.
İlk olarak Mimarlık Fakültesi’nde başlayan taraflar arasındaki kavgada Bilge Gençlik Kulübü’ne yakın gençlerin afişlerin asılmasının engellendiğini iddia ederek yurtsever olarak bilinen gençlere polis desteğinde saldırmasıyla başlayan gerilim, olayların başlamasının bir gün sonrasında yurtsever gençlerin üniversite yerleşkesinde Kutlu Doğum Konferansı devam ederken yaptığı karşı gösterilerle giderek arttı.
Gelişmeleri izleyen görgü tanıklarının sosyal medya siteleri üzerinden bildirdiğine göre afişlerin asılmasının engellenmesi üzerine üniversite yerleşkesinde “Kahrolsun PKK” sloganları atan, polislerin üniversite yerleşkesine gelmesinden sonra ise ellerindeki satır ve sopalarla yurtsever öğrencilere yönelen Bilge Gençlik Kulübü taraftarı öğrenciler, bir kısım öğrencinin yaralanmasına da neden olmuşlar.
HAFIZALARDAKİ ÇATIŞMALAR TEDİRGİNLİĞİ ARTIRDI
Polis desteğinde yurtsever öğrencilere yönelik yaşanan saldırılar, Murat İzol adlı gencin cenazesinin Diyarbakır’da Dicle nehrinde henüz yeni bulunmasının yarattığı tedirginlikle birleşince, gerginlik giderek arttı. Öte yandan yaşanan bu gelişmeler henüz hafızalarda tazeliğini koruyan PKK-Hizbullah çatışmalarını akla getirdiği için geniş bir kısım tarafından da tedirginlikle karşılandı.
Üniversite öğrencilerinin bildirdiğine göre olayların ilk yaşandığı günün ertesinde gösterilerin artmasıyla yaşanan gerginliği gidermek ve öğrenciler arasındaki kavgalara son vermek üzere üniversite yerleşkesine giden DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk ile BDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane, yurtsever öğrencileri yatıştırarak otobüslerle üniversiteden ayrılmasını sağlıyorlar. Ancak öğrencilerin üniversiteden ayrılmak için otobüslere binmelerine rağmen polis engeliyle karşılaşmaları ve gaz ile tazyikli su saldırısına maruz kalmaları neticesinde yaşanan arbedede, DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk’a da bir soda şişesinin isabet ettiği ve Tuğluk’un hafif yaralandığı basına yansıdı.
Konuyla ilgili BBC’nin Türkçe sitesinde yer alan bir haberde, bazı üniversite öğrencilerinin Hizbullahçı olarak adlandırılan grup için “Dışarıdan gelmiş yaşları oldukça büyük, sakallı adamlardı. Ellerinde satır, sopa ve demir çubuklar vardı,” dedikleri yansıdı. Yine BBC Türkçe servisine bilgi veren aynı kaynakların, “Eğitim Fakültesi'nde yaşanan kavganın ardından yaralı halde gözaltına alınarak Akrep tipi zırhlı araçta bekletilen öğrenciler, milletvekillerinin kampüse gelmesiyle birlikte ambulanslarda tedavi edildikten sonra serbest bırakıldığı” belirtiliyor.
Milletvekillerinin gelmesinden sonra olayların nispeten yatışmasının ardından kendilerini yurtsever olarak adlandırılan öğrencilerin ertesi gün (bugün) Dicle Üniversitesi Fen-Edebiyat fakültesi önünde toplanma çağrısı yaparak dağıldığı bildiriliyor.
Bölgeden konuştuğumuz bazı kaynaklar önlem alınmaması durumunda üniversite yerleşkesinde gerginliğin artacağını ve bazı karanlık güçlerin gençlerin heyecanını kullanarak olumsuz gelişmelere neden olabileceğini bildiriyorlar.
SİYASİ KURUMLAR DAHA SORUMLU DAVRANMALI
Yaşanan gelişmeler sonrasında görüşlerine başvurduğumuz bazı öğrenciler, yaşananların tedirginliğe neden olduğunu belirterek, olayların yatışması ve gerginliğin düşerek yeni çatışma zeminlerinin oluşmaması için siyasi yapıların, özellikle de BDP ve HÜDA-PAR’ın sorumlu davranması gerektiğine dikkat çekiyor.
Görüşlerine başvurduğumuz adını açıklamayan öğrencilerden biri yaşanan gerginliğin giderilmesi için şunları söyledi:
“Dicle Üniversitesi bölgenin en kalabalık üniversitelerinden biri ve bu üniversitede farklı görüşlere sahip öğrenciler arasında yaşanacak bir gerilim yalnız üniversiteyi değil, tüm bölgeyi etkileyecek potansiyele sahiptir. Nitekim bu gelişmeler sonrasında bölgede İslami duyarlılığa sahip kesimlerce kurulduğu bildirilen bazı dershanelere molotoflu ve havai fişekli saldırılar düzenlenmesi, bazı polis karakollarının yurtsever gençlerin havai fişek ve molotoflu saldırısına maruz kalması, bu olayların misilleme hedefli olarak yapıldığının basına yansıması olayların son günlerde nispeten durulduğu bölgede yeni tedirginliklere de neden oldu. Geçmişte de yaşanan benzeri olaylardan çıkarılması gereken dersler var. Birilerinin üniversite yerleşkesinde afiş asmak için “yurtsever öğrencilerden izin almaya” zorlanması ne kadar yanlış ise “afiş asmalarının engellenmesini gerekçe göstererek polis desteğinde yurtsever öğrencilere saldırması” da o kadar yanlıştır. Bunun önüne geçmesi gerekenler de bu gençler üzerinde ağırlıkları olan siyasal yapılar; özellikle de BDP ve HÜDA-PAR’dır.” (İlke Haber)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.