PKK’nın Kandil’deki lideri Murat Karayılan, KCK operasyonlarında tutuklanan Abdullah Öcalan’ın avukatlarına yönelik kuryelik suçlamasına tepki göstererek, “Şimdi yanımızda Önder Apo’nun bizzat kendi eliyle yazdığı 10’a yakın mektubu vardır. Bunların hiçbiri avukatlar tarafından bize ulaştırılmış değildir. Hepsi, bizzat devletin heyeti tarafından bize ulaştırılmış mektuplardır” dedi.
Devlet ile PKK arasında iki yıl dolaylı, üç yıl da direkt görüşmelerin sürdürüldüğünü ifade eden Karayılan, Öcalan’ın sunduğu protokollerin ardından hükümetin tutumunun değiştiğini söyledi. Fırat Haber Ajansı’na konuşan Karayılan’ın açıklaması özetle şöyle: “Bunun için Önderliğe karşı bir savaş başlattılar. En son avukatlara yönelmiş olmaları, artık tüm diyalog köprülerini söküp atmak anlamına gelmektedir. ‘Avukatlar aracılığıyla savaşı ve örgütü yönetiyor, talimatları gönderiyor’ deniyor. Önderliğimiz, bulunduğu cezaevi koşullarında örgütü yönetme, talimat verme durumunun söz konusu olmadığını defalarca belirtmiştir. Bizim örgütümüzün kendi sistemi, yönetimi vardır. Talimatların ve mektupların gönderildiği iddia ediliyor. Şimdi yanımızda Önder Apo’nun kendi eliyle yazdığı 10’a yakın mektubu vardır. Fakat bu mektupların hiçbiri avukatlar tarafından bize ulaştırılmış değildir. Hepsi, bizzat devletin heyeti tarafından bize ulaştırılmıştır. Avukatların haberi bile yoktur. Anladığım kadarıyla, ancak son dönemlerde avukatlar kendileri dışında farklı bir kanalın işlediğini sezdiler. Eğer kuryelikten bahsedilecekse, kuryeliği yapan devlet adına hareket eden heyettir.
12 yıl neden müsaade edildi
Bazı hassasiyetleri kurcalamak istemiyorum ama bu ne biçim devlet, buna anlam veremiyorum. Devletin, yaptığı işi, hiçbir etik kural tanımadan, kalkıp başka insanlara yüklemesi karşısında bunları söylemek zorunda kalıyorum. Önder Apo’dan bize avukatların ilettiği tek bir yaprak bile yoktur. Eğer suç sayacaklarsa niye 12 yıl müsaade ettiler. Her şeyi devlet de dinliyor, kayıt altına alıyordu. Şimdi Başbakan’a sormak gerekiyor: Siz neden bile bile insanların suç işlemesine göz yumdunuz? Kendin mektup getiripgötüreceksin, sonra da insanları tutup, ‘sen talimat götürüyorsun’ diyeceksin. Bir devlet biraz ciddi olur.
Hükümet nasıl İmralı’ya gitti
Peki, bir şey daha sorayım: 2006 yılının eylül ayında, avukatların görüş günü olmayan bir cumartesi günü siz devlet ve hükümet olarak, şimdi tutukladığınız avukatlardan birini Önderlikle görüştürmek üzere İmralı’ya götürmediniz mi? Bu avukat gidip Önder Apo ile görüşüp, o görüşme sonuçlarını bize aktarmadı mı? Bunu siz sağlamadınız mı? O görüşme sonucu 1 Ekim 2006’dan itibaren bir ateşkes süreci gerçekleşmedi mi? Gerçekleşti. Peki, siz o insanları ne yüzle tutukladınız? Bunu anlayamıyorum.” (Taraf)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.