Demirtaş: “Yaptığımı iddia ettiğin ’53 kişinin katledilmesi sözde talimatımı’ paylaşırsan söz veriyorum, senin lehine cumhurbaşkanlığı adaylığından çekileceğim.”
Erdoğan, her fırsatta 6-8 Ekim olaylarını işaret ederek Demirtaş’ı şu sözlerle suçluyor: “Sokağa dökülün diyen kimdi? Ne oldu? Diyarbakır’da 53 kardeşimiz şehit oldu. Ölenler kimdi? Benim Kürt kardeşlerim değil miydi? 53 Kürt kardeşimizin kanı Demirtaş’ın ellerine bulanmıştır. Bunun bedelini er ya da geç ödeyecek.”
Devam eden davaların hiçbirinde 53 kişinin ölümüne ilişkin Demirtaş’a isnat edilen herhangi bir suçlama bulunmuyor.
Demirtaş’ın Twitter hesabından ‘Erdoğan’ın Kobani Yalanları’ başlıklı zincir bir paylaşım yapıldı.
Kobani gösterilerinde şiddet ve provokasyonları başlama tarihinin 5-6 Ekim değil, Erdoğan’ın “Kobani düştü düşecek” dediği 7 Ekim ve bu açıklamanın hemen sonrası olduğunu belirten Demirtaş şöyle devam etti: “Bu açıklama sonrası ölümler yaşanmaya başlamıştır. Kobani olayları nedeniyle ne benim hakkımda ne de HDP yönetimi hakkında açılmış bir tek dava yoktur. Kobani olaylarında katledilen insan sayısı 53 değil, 43’tür. Bunların altısı HÜDA-PAR’lı, ikisi suikaste uğrayan güvenlik görevlisi, ikisi Suriyeli mülteci, 33’ü de HDP’lidir. Altı HÜD-APAR’lı haricindeki kişilerin katledilmesi hakkında açılmış tek bir etkili dava ve soruşturma yoktur.”
‘Yasin Börü, Erdoğan’ın umrunda değil’
Demirtaş, Kobani olaylarının, Erdoğan’ın dediği gibi 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra değil, seçimlerden sekiz ay önce, 7 Ekim 2014’te başladığını hatırlattı: “Kobani olaylarından sonraki beş ay boyunca da Erdoğan ve AKP ile çözüm süreci kapsamında görüşmelerimiz devam etmiştir. Yani Erdoğan, bugün ‘terörist’ diye ilan ettiği bizlerle beş ay daha görüşme sürdürmüştür. Kobani olaylarının arkasındaki provokatör ve azmettiricilerin ortaya çıkması için TBMM’de verdiğimiz 12 adet araştırma ve soru önergesi AKP’liler tarafından reddedilmiştir.”
Demirtaş, seçim meydanlarında Erdoğan’ın, adını sık sık zikrettiği, öldürülen HÜDA-PAR’lı Yasin Börü için de şunları söyledi: “Yasin Börü ve katledilen diğer kişiler Erdoğan’ın umurunda bile değildir. Erdoğan bunu istismar aracı olarak kullanmaktan çekinmemiştir ve bu nedenle sadece seçim dönemlerinde gündeme getirmiştir. Tıpkı Yasin Börü gibi Gaziantep’te ve İzmir’de Ekrem Karaçoğlu, Musa Bayram isimli yurttaşlarımız da kameralar önünde linç edilerek katledilmiştir. Ancak failleri bulunmamıştır. Erdoğan bu kişilerin isimlerini dahi bilmemektedir. Çünkü bu insanlar HDP’lidir. Erdoğan’ı asıl kahreden şey vahşice katledilen yurttaşlarımız değil, IŞİD’in Kobani’de yenilmiş olmasıdır. Kobani olaylarında bazı valilerin ve güvenlik görevlilerinin, Hükümet’in talimatını dinlemediğini bizzat Efkan Ala açıklamıştır. Zaten bu kişiler de 15 Temmuz sonrası darbecilikten tutuklanmıştır. Ancak haklarında, Kobani olayları ile ilgili hiçbir soruşturma yürütülmemiştir.”
‘Savcıların bulamadığını sen bulabilecek misin’
HDP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı, yalan söylemekle suçladığı Erdoğan’a bir de çağrıda bulundu: “Yüreğin yetiyorsa ya sen gel c.evine bunu tartışalım ya da ben çıkayım, meydanlarda sana cevap vereyim. Ama her halükarda en net cevabı 24 Haziran’da sandıkta, halktan alacaksın. Beni suçlama furyasının başladığı tarih, adaylar sahaya indikten sonra yapılan ilk anketlerin Erdoğan’ın eline geçtiği tarihtir. Yani yine, Erdoğan’ın üzüntüsü Yasin Börü için değil, ortaya çıkan anket sonuçları içindir. Ey Erdoğan! Sana siyasi tarihinin en büyük fırsatı: 24 Haziran’a kadar bu tweetimin altına, Selahattin Demirtaş olarak yaptığımı iddia ettiğin ’53 kişinin katledilmesi sözde talimatımı’ paylaşırsan söz veriyorum, senin lehine cumhurbaşkanlığı adaylığından çekileceğim. Dört yıldır emrindeki savcıların arayıp da bulamadığı sözde çağrımı belki sen bulursun. 24 Haziran’a kadar bulamazsan da zaten halk senin çıkış belgeni verecek. Diploma niyetine kullanırsın artık.”
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.