HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın Yeni Özgür Politika’dan Osman Oğuz’a verdiği röportajdan öne çıkan bazı bölümler şöyle:
15 Temmuz
“Ordu, hükümeti devirmek veya parlamentonun yetkilerine el koymak için parlamentoyu bombalayacak kadar askeri hareketliliğe girişti. Bunun ordu eliyle, silah zoruyla yapılması, açık bir biçimde darbe girişimi olarak tanımlamayı gerektirir. Başka bir şekilde tanımlanırsa, üzerine gitmek de zorlaşır.
“Ancak darbe girişiminin yapıldığı koşullar, darbe girişimini tetikleyenler, AKP hükümetinin tutumu… Asıl bunlar tanıma muhtaçtır. Çünkü mevcut iktidar, sivil bir darbeyle görevde olan bir iktidardır zaten. Darbecilerin darbecilere karşı darbe girişimi… Bu net bir şekilde tanımlanmazsa eksik kalınmış olur. Alınacak tutumda da büyük bir hataya düşülür ve ‘Darbeye karşı çıkıyoruz’ adı altında halihazırda sivil darbeyle iktidarda olan AKP’nin ekmeğine yağ sürülür.
“İki darbeci anlayışa da net bir karşı tutum olmalı ve mücadele geliştirilmeli. Çünkü askeri olarak, tankla topla iktidarı ele geçirmeye çalışan darbe güçleri ne kadar gayrimeşru ise, toplumu savaşla, şiddetle, kentleri bombalamakla gidilen bir seçim eliyle yönetmek de gayrimeşrudur, sivil bir darbedir.
“Yaptığımız açıklamalarda hem AKP darbe anlayışına hem de ordu içinde gelişen darbeci kliğe karşı demokrasi cephesini işaret ettik. Alternatif orasıdır. Çünkü bundan sonraki gelişmeler, ülkenin kaderini belirleyecektir. Ya AKP kökten gidecek demokrasi güçleri iktidarı ele geçirecek ya da gerçekten AKP, bu ordu darbesi girişimini de fırsata çevirip kendi darbesini kurumsallaştırarak kalıcı hale getirecek.
Darbe kliği
“Hiçbir siyasi dayanağı olmayan bir darbe kliği, dünyada neredeyse ilk defa ortaya çıkıyor. Alternatif bir siyasi cepheye dayanmadan ‘Darbe yapıldı’, deniyor. Bildiğim tek bir şey var: Hiçbir şekilde HDP’ye veya HDP’nin temsil ettiği güçlere dayanan bir darbe kliği değil. Emin olduğumuz tek şey budur. Ama başka siyasi güçlerle temasları var mıydı veya başka siyasi güçler üzerinden planlanmış bir darbe miydi? Bunları bilemiyoruz. Önümüzdeki haftalarda, aylarda daha net ortaya çıkabilir. Ama Türkiye’de birileri darbeden medet uman bir anlayışa her zaman sahiptir. Ordu dışında hiçbir gücün ülkede demokrasiyi sağlayamayacağına inanan darbeci bir anlayış her zaman vardır. Fakat kimlerle siyasi ilişkileri vardır, onu bilemem.
Öcalan’ın uyarıları
“İmralı’da görüşmeler yapılırken Sayın Öcalan, darbe mekaniğini tarif etmiş ve bunu tarihsel örnekleriyle yerli yerine oturtmuştu. Türkiye’de darbe mekaniği denilen şeyin nasıl işlediğini çok iyi anlatmıştı. Dolayısıyla çözüm süreci bittiğinde bu darbe mekaniğinin tekrar devreye gireceğini iyi okumuştu. Bu konuda Erdoğan’ı çok uyarıyordu da… ‘Ona anlatın, o anlamıyor, kafasızlık, akılsızlık yapıyor’ diyordu. ‘Çözüm sürecini sürdürerek onu ayakta tuttum, süreç biterse darbe mekaniği devreye girer ve onu Mısır’daki Mursi konumuna getirir’ diye sürekli uyarıyordu.
Çözüm süreci ve darbe mekaniği
“Çözüm süreci bittiğinde o darbe mekaniği denilen şey bir şekilde işliyordu aslında. Kürtlere karşı savaş, Kürdistan’da yıkım, ordunun yeniden inisiyatif alma çabası, Erdoğan’ın ipini, iktidarını giderek ordu eline teslim etmesi, ulusalcı-faşist bloka ittifak önermesi ve önemli ölçüde kendi iradesini teslim etmesi, sırf Kürtlere karşı savaşı kazanabilmek için neredeyse onların dediğinden çıkmıyor olması, aslında darbe mekaniğinin devreye girdiğini gösteriyordu.
“İlk defa Silvan’da tanklar şehre girdi ve kısa sürede tankları tekrar çıkardılar, ordu şehre girmeyeceğini Erdoğan’a ifade etti. Sonrasında Erdoğan, yeniden orduyla bir uzlaşma yapmak ve şehirlerde orduyu savaştırmak, tankla topla girebilmek için iradesini aslında onlara teslim etti.
“Uluslararası ilişkiler, mekanizmalar da giderek Erdoğan’ı sıkıştırmaya, nefessiz bırakmaya başlıyordu.
“Bu, tümüyle Sayın Öcalan’ın tarif ettiği darbe mekaniğiydi. Tıkır tıkır işliyordu. Kürtlerle barış, uzlaşma, ittifaka gidilmediği müddetçe, Kürtlerle savaş, darbe mekaniğini kurulmuş saat gibi vakti geldiğinde çalıştırıyordu ve harekete geçiriyordu.
“Kalıcı barışa doğru süreç işleyebilir”
“Aslında önemli bir fırsat ortaya çıktı. Sayın Öcalan, görüşmelerde devlet içindeki paralel yapılanmadan sürekli söz ediyordu. ‘Bu darbeci zihniyet, darbeci anlayış, her zaman çözümün önünde engel olmuştur’ diye de uyarmıştır. Eğer gerçekten bu darbeci anlayış tasfiye edilecekse ve sivil siyasete, Kürt sorununun çözümüne provokatif yaklaşmaktan artık vazgeçilecek duruma gelinmişse; Erdoğan Sayın Öcalan’ın uyarılarına gerçekten kıymet verirse, sağlıklı, kalıcı bir barışa doğru süreç işleyebilir. Çünkü en nihayetinde darbeci zihniyetin, darbeci geleneğin, ordu içinde, sivil alanda, yargı içinde, bürokraside zayıflaması, demokrasinin lehine olur. Ama karşıda AKP gibi başka bir darbeci zihniyet olduğu için ortaya gerçek bir demokrasi anlayışı çıkmayacak.
“Darbe girişimini, bütün siyasetlerin ortak duruşu engelledi”
“Darbe girişimi, aslında biz de dahil bütün siyasetlerin ortak duruşu sayesinde engellendi. Tabii bunu AKP’yi desteklemek için filan yapmadık. Ama AKP, bunu böyle değerlendirmek, fırsata çevirmek isteyecektir. Oysa biraz ahlaklı ve akıllı olsalar, HDP’nin darbe karşıtı duruşunun, Kürt Özgürlük Hareketi’nin darbe karşıtı duruşunun ne kadar kıymetli olduğunu anlarlar. Bunu bizim AKP için yapmadığımızı anlayıp demokratikleşme ve reform yoluna girerler. Ama bunlarda öyle bir akıl yok.
PKK’nin tutumu
“Bakın, Erdoğan, bir süredir Kürt hareketini paralel yapıyla birlikte kumpas hazırlamakla suçluyordu. Özellikle ateşkesin bozulmasını da bununla açıklamaya çalışıyor. Böyle olmadığı bu darbe girişimiyle ortaya çıktı. Kürt hareketi, darbe girişiminin yaşandığı saatlerde hiçbir çiğlik yapmadı. Bu tarihe not düşülmelidir. Bu kadar kapsamlı bir savaş yürütülüyor fakat Kürt hareketinin tek bir gerillası, o gece tek bir kurşun sıkmadı.
“AKP’nin örgütlediği kesimler alanlarda”
“Tabii ki darbecilere karşı bir tutum içerisinde toplum ama AKP’nin sokağa saldığı güruh, adeta gerici gösteriler yaptığı için, cihatçı/IŞİD’çi bir görüntüye sahip olduğu için toplumun geneli darbe karşıtı tutumunu meydanlarda göstermiyor. Sadece AKP’nin örgütlediği kesimler, güruh halinde alanlara çıkıyor.
“AKP bazı mahallelere bu kitleleri, güruhları yönlendirebilir, saldırtabilir. Herkesin dikkatli olması lazım. Kürt mahallesi, Alevi mahallesi, solcular hedef haline getirilebilir. Buna karşı herkesin meşru savunma hakkı vardır. Böyle bir durum gerçekleşirse, saldırıyı uğrayanın kim olduğuna bakılmaksızın her yerde harekete geçirilecek bir meşru direniş gücünün de örgütlü olması lazım.
“Alanları gerici kesimlere bırakmamak lazım”
“Birkaç güne sular durulacaktır. Alanları bu gerici kesimlere bırakmamak lazım; ‘Ne Saray darbesi, ne ordu darbesi’ deyip alanlara çıkmak lazım. ‘Demokrasi dışında hiçbir seçenek yoktur’ diyerek bütün bu darbeci anlayışlara karşı meydanlarda olmak lazım. Çünkü sokak meşrudur.
“Başka klikler de darbe için harekete geçebilir”
“Kritik günler ve saatlerden geçiyoruz. Şu anda darbe tümüyle önlenebilmiş değil. Başka klikler de darbe için harekete geçebilir. AKP’nin bu toplumsal hassasiyetleri suistimal eden, kaşıyan ve hepimizin darbe karşıtlığını kendine siyasi rant yapmaya çalışan tutumu, başka toplumsal hareketleri de tetikleyebilir. Her şeye hazırlıklı olmak için örgütlü olmak, uyanık olmak dışında seçeneğimiz yok.”
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.