BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Meclis'e sunulan MİT Yasa Taslağı çözüm süreci ile bir ilgisinin bulunmadığını belirterek, bunun Başbakan'ın gücünü arttırma ve iktidarını kuvvetlendirme yasası olduğunu söyledi. Demokratik Özerklik'e 30 Mart yerel seçimlerinin ardından hız vereceklerini belirten Demirtaş, " Kusura bakmasınlar ama biz Türkiye'de demokrasiyi, Demokratik Özerklik çerçevesinde inşa edeceğiz. Bu bizim hakkımızdır. Kürtçe bizim anadilimiz, Kürdistan da anavatanımızdır" dedi.
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır'da 15 yıllık kuaförünün iş yeri açılışına katıldı. Demirtaş daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Mit Yasa Taslağı ile ilgili soruyu yanıtlayan Demirtaş, tasarı halindeki MİT Yasa Taslağı'nın iddia edildiği gibi "çözüm sürecinin" yasal mevzuatının alt yapısını oluşturmadığına söyledi.
'Devlet güçlendikçe halk tedirgin oluyor'
Türkiye'de hükümet ve devlet güçlendikçe vatandaşın "tedirgin" olduğuna işaret eden Demirtaş, buna örneğe dünyanın hiç bir ülkesinde rastlanamayacağını ifade etti. Bu anlamı ile Türkiye'de giderek her bireyin kaygılandığını ifade eden Demirtaş, "Peki neden? Çünkü Türkiye'de devlet geleneğinde ve 12 yıllık AKP döneminde devlet güçlendikçe vatandaşın emdiği sütü burnundan getiriyor, vatandaşın anasını ağlatıyor... Şimdi burdan baktığınızda MİT yasası bir kez daha MİT'i ve Başbakan'ı dolayısı ile devleti ve hükümeti güçlendiriyor. Efendim 'ÖYM'ler kaldırıldı' deniliyor. Ama yargı Başbakan'a bağlanıyor, Adalet Bakanlığı'na bağlanıyor. HSYK Tasarısı'na bakıyorsunuz, hükümet güçleniyor. Başbakan'a bağlı hale geliyor. Bütün bunların hepsi devleti ve hükümeti güçlendirirken, vatandaşı zayıflatıyor. Vatandaş o yüzden korkuyor, tedirgin oluyor, haklı olarak" dedi.
'Dünyada Türkiye'den korkan bir ülke var mıdır?'
"Şu anda dünyada Türkiye'den korkan bir ülke var mı?" diye soran Demirtaş, "Suriye mi Türkiye'den korkuyor? Irak mı, İsrail mi Türkiye'den koruyor? Güney Kıbrıs mı, Bulgaristan mı Yunanistan mı korkuyor? Türkiye'den korkan dünyada bir ülke var mıdır? Türkiye'nin gücünden çekinen bir ülke var mıdır? Hayır... Ama Türkiye'nin kendi yurttaşlarının tamamı devletten ve hükümetten korkuyor. Bu MİT yasa tasarısı da herkes biliyor ki, o yasa tasarısı MİT'i güçlendirmek, kuvvetlendirmek, operasyon gücünü, istihbarat gücünü arttırmaktan çok kişilerin dinlenmesi, izlenmesi, kayıt altına alınması vatandaşlara karşı operasyon yapabilme kabiliyetini arttırması, hükümetin muhaliflerini efendim tasfiye etme konusunda MİT'in kullanılması konusunda bir hamledir. O nedenle herkes tedirgindir. Biz de tabiki BDP olarak bu tasarıya karşıyız, ne olursa olsun doğru bulmuyoruz" ifadelerini kullandı.
'Demokratik Özerklik'ten vazgeçmeyiz'
Seçim sonrası Demokratik Özerklik'in hayata geçirileceği yönündeki soruyu yanıtlayan Demirtaş, Demokratik Özerkliği inşa ettiklerini ve 30 Mart seçimlerinden sonra da bunu hızlanarak devam ettireceklerini kaydetti. Ne yaparlarsa yapsınlar birilerinin sürekli kendilerine düşmanca bir tutum içinde olduğunu ifade eden Demirtaş, "Yani bu gün ben '30 Mart'tan sonra öğlen yemek yiyeceğiz' desem, aynı çevreler 'BDP 30 Mart'tan sonra öğlen yemeği yiyecek' diye kıyameti koparmaya çalışacak. Ne olduğunu anlamaya çalışmadan. Oysa Demokratik Özerklik yani yerinden yönetimin güçlenmesi halkın yerelden yönetime katılması, kendi dili ile kültürü ile eğitimini yapabilmesi, hizmetini alabilmesi Türkiye'de kimsenin zararına değildir. Aleyhine değildir. Dikkat edin bu çevrelere yani BDP'ye saldıran çevrelere dikkat edin, Türkiye için tek bir demokratikleşme projeleri programları yok. Kafaları faşizm ile ırkçılık ile bulanmış düşünme yetisini kaybetmiş bu çevreler ısrarla BDP'nin projelerine saldırıyorlar. Bunun üzerinden kendi tabanlarını bir arada tutmaya çalışıyorlar. Kusura bakmasınlar ama biz Türkiye'de demokrasiyi, Demokratik Özerklik çerçevesinde inşa edeceğiz. Bu bizim hakkımızdır. Ne Anayasaya, ne yasalara ne de uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Bizim dilimizi, kültürümüzü yasaklayan, hor gören 'Vay Kürtler kendi dilinde eğitim görecekmiş' gibi kıyameti koparanlar, kusura bakmasınlar bu ülke onların babalarından onlara miras kalmış değil. Hepimizin ortak malıdır. Bu topraklarda bu vatanda hepimizin ortak malıdır. Kürtçe bizim anadilimizdir. Kürdistan'da bu topraklarda bizim anavatanımızdır. Birileri çıldıracak diye birileri faşizan hislere kapılacak diye biz bunlardan vazgeçecek değiliz. BDP'nin söylediği budur. Kıyameti koparıyorlarsa koparsınlar. Kendileri bilirler. Biz bölünmeden parçalanmadan yana değiliz. Bunu hep ifade ediyoruz. Ama asimilasyona, inkara kültürlerin yok olmasına boyun eğmeyeceğiz" diye konuştu.
'Pisliğe bulaşmış her kes kaybetmiştir'
Türkiye'de ezilenlerin, yok sayılanların kazandığını ve kazanmaya devam edeceğini söyleyen Demirtaş, bunun yanında rantçılar, hırsızlar, rüşvetçiler, paralel yapılanmalar ile derin devletler ve "milletin anasını ağlatanlar"ın kaybedeceğini kaydetti. Demirtaş, şunları kaydetti: "Bunun dışında başka bir son beklemiyor onları. Kaybettiler, kaybetmeye de devam edecekler. Türkiye bütün bu pisliklerinden arınacak. Bütün bu pisliklerinden temizlenecek. Bundan hiç şüphe duymuyorum. Sadece Kürtler kazanıyor demeyi doğru bulmuyorum. Türkiye'de ki tüm ezilenler, bu güne kadar yok sayılanlar, bu güne kadar devletin kabul etmediği halklar kazanıyor kazanmaya devam edecek. Bu İslamcısı için de geçerlidir. Alevisi içinde Kürdü için de mazlum olan her kes için geçerlidir. Kaybedenler bir avuç elit kesimdir. İster Kemalist olsun, ister cemaatçi olsun, ister AKP'li olsun pisliğe bulaşmış her kes kaybetmiştir kaybetmeye de devam edecektir."
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.