Avrupa Birliği ülkelerinin sığınmacı akını karşısında, günü kurtarmayı amaçlayan, öngörüsüz politikalar izlediğini söyleyen Demirtaş, bu ülkelerin Suriye'de savaşı sonlandırmaya dönük somut projeleri olmadığını kaydetti.
İnsanları göçe zorlayan uluslararası emperyal politikaların, enerji politikalarının sorgulanması gerektiğini savunan Demirtaş, "Savaş politikaları sorgulanmadan, eleştirilmeden, göçmen meselesi, mülteci meselesi asla sağlıklı tartışılamaz. Bu konuda kendi hükümetimizi de eleştiriyoruz, Alman hükümetini de eleştiriyoruz, AB'nin bu konudaki ilkesiz yaklaşımını da eleştiriyoruz" dedi.
'İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ GÖRMEZDEN GELİNDİ'
AB ülkelerinin, sığınmacı krizinde ekonomik ve siyasi çıkarlarını gözeten bir politika izlediklerini, insan onurunu korumanın öncelik olmadığını kaydeden Demirtaş, "Evet Türk hükümetiyle, AKP hükümetiyle veya Sayın Erdoğan ile elbette ki görüşmeler yapılmalı, Türkiye ile işbirliği yapılmalı. Bu konuda hiç tereddüt yok. Türkiye gibi önemli bir ülkenin, bir geçiş ülkesinin, AB aday ülkesinin, müzakerelerin yürütüldüğü bir ülkenin, bu görüşmeler ve işbirliğinin dışında tutulması doğru olmaz zaten. Fakat önemli olan bu ilişkinin hangi ilkeler üzerine kurulduğudur. Burada da sıkıntı görüyoruz" ifadelerini kullandı.
AB ülkeleri ve Almanya'nın sığınmacı krizinde çözüm için Türkiye ile işbirliği yaparken, demokrasi ve insan hakları sorunlarını, devam eden operasyonları görmezden geldiklerini savunan Demirtaş, bu politikanın ilkeli ve mantıklı olmadığını, bu yaklaşımı çelişkili ve tutarsız bulduklarını kaydetti.
'TÜRKİYE'DEN ON MİLYONLARCA İNSAN AVRUPA'YA GÖÇ ETMEK İSTEYECEK'
Bu politikanın olumsuz sonuçları olacağı, AB'nin Türkiye kaynaklı yeni sığınmacı akınıyla karşı karşıya kalabileceğini ifade eden Demirtaş şöyle devam etti:
"Şu ilkesiz yaklaşım ve anlaşmalar, bir müddet sonra Türkiye'de yeni kaosların, belki de yeni çatışmaların tetiklenmesine yol açacaktır, bizim kaygımız bu, korkumuz bu. Eğer biz ülkemizde çatışmayı, savaşı durduramaz, demokrasi ve hukuku egemen kılamazsak Avrupa şu anda belki Suriye'den, Afganistan'dan ya da Kuzey Afrika'dan gelen göçmenlerle baş etmeye çalışırken, bir bakacaksınız ki Türkiye'den on milyonlarca insan, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı Avrupa'ya göç etmek isteyecek belki, Türkiye'deki istikrarsızlıktan kaynaklı olarak. Bunun tek sorumlusu değil belki ama sorumlularından biri de Avrupalı hükümetler olacak, zamanında barış için müdahil olmamakla, zamanında etkili bir müdahale ve eleştiri geliştirememekle buna yol açmış olacaktır."
'ALMANYA NET BİR TUTUM TAKINMALI'
Almanya ile Türkiye arasında köklü, stratejik ilişkiler bulunduğunu, kendilerinin de bu ilişkilerin geliştirilmesinden yana olduklarını ifade eden Demirtaş, "Biz Alman hükümetinden somut olarak da Türkiye'deki çatışmalı sürece, insan hakları ihlallerine dair, çok net bir tutum alması gerektiği konusunda öneride bulunuyoruz" dedi.
Türkiye'deki son gelişmeler ve devam eden operasyonlar konusunda AB'nin ve Alman hükümetinin yaklaşımını eleştiren Demirtaş, şöyle devam etti:
"AB'nin lokomotif ülkesi Almanya'nın bu konuda tek bir cümle henüz kurmamış olması, herhalde eleştirilmesi gereken bir durumdur. Tarafların bir an önce silahlı yöntemlerden vazgeçip yeniden müzakere görüşme, diyalog masasına, barış sürecine dönmesini teşvik etmek herhalde içişlerine müdahale değildir. Bu konuda cesur davranmak, tarafları barışa zorlamak, herhalde şiddete, teröre destek değildir. Barış konusunda daha cesur olmasını biz bekliyoruz. Almanya'nın da, AB'nin de kurumsal olarak bu konuda daha teşvik edici, barış isteyenleri cesaretlendirici bir tutum almasını bekliyoruz."
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.