Demirtaş, Başbakan Davutoğlu ile 29 Aralık'ta yapılması beklenen görüşmenin, AKP tarafından iptal edilmesine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Demirtaş, şöyle konuştu:
"Şimdi siyaset eğer konuşarak çözmeyi başaramıyorsa, söyleyebilecek sözü yoksa tıkanmış demektir. Hiç öğle bahane aramalarına gerek yok. Bir çözümsüzlük politikası, bir şiddet politikası, tankla topla terbiye etme politikası hayattayken, söyleyebilecek sözler yok. Ama biz kin ve öfke üzerinden kızgınlık, intikam üzerinden siyaset yapmıyoruz. Biz diyalog ve müzakere kapılarının her zaman açık olması gerektiğini ifade ediyoruz. Siyasette bunun için varız.
‘MÜMKÜN OLDUĞUNCA ESNEK DAVRANDIK’
Bize karşı kullanılan üsluba bakılırsa, bize karşı kullanılan hitaba bakılırsa, hiç kimsenin birbiri ile konuşmaması lazım. Her gün ağır hakaretler ve küfürlerle karşılaşmamıza rağmen sırf halkımız acı çekmesin, sırf ölümler dursun ve siyasetçiler olarak üzerimize düşeni yerine getirelim diye mümkün olduğunca esnek davranıyoruz.
‘ÖYLE KÜSTÜM OYNAMIYORUM TAVIRLARLA ÜLKE YÖNETİLMEZ’
Biz ne askerin, ne polisin, ne sivilin, ne PKK'linin, ne çocuğun, ne kadının, hiç kimsenin ölmemesi için siyasetteyiz. Onların sorumluluğunu ve vebalini taşıyoruz. Öğle küstüm oynamıyorum tavırlarla bu ülke yönetilemez. Yazık, bu ülkeye yazık. Umut ediyorum ki, herkes şu anda kim diyalogdan yana, kim savaştan, kandan besleniyor, bunu çok daha net bir şekilde görmüş oldu.
‘GÖRÜŞMEMEK İÇİN BAHANE ARIYORLARDI’
Görünen o ki görüşmemek için bir bahane aranıyordu. Üslup gerekçesi sadece basit bir gerekçe yapıldı. Yoksa konuşamayacak bir durumda olduklarını, bir çözüm politikalarının olmamasından kaynaklı olduğunu herhalde herkes görmüş oldu. Biz işimize bakıyoruz bizim derdimiz çözümdür. Her konuda çözüm için mücadele ediyoruz. Biz AKP ile var olmadık, AKP ile de bitmeyiz. Bizim meşrutiyetimizin kaynağı AKP falan değildir.
‘HALK BARIŞ AKP SAVAŞ İSTİYOR’
Israrla tankla topla, bekleri bile öldürüp, bunun üstünü psikolojik savaşla örten bir zihniyet olursa biz de elimizdeki bütün imkanlarla zulme karşı direniriz. Seçim bizim değil, hükümetindir. Hükümet halka yönelik savaşı seçtiği müddetçe her canlı kendi savunmakla mükelleftir, zorunludur, sorumludur. Tercih hükümetin tercihidir. Halk barış istiyor, hükümet savaş istiyor." (diha)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.