Demirtaş yerel seçimlerde "nüfus, etki ve coğrafi alan olarak" en az yüzde 80 artışı hedeflediklerini belirterek "22 belde belediyemiz yasayla kapandı. Sayısal olarak belediyelerimiz düşebilir ama etki, coğrafi alan ve nüfus itibarıyla artacaktır. Asgari hedef yüzde 80 olarak artışı koyduk fakat yüzde 100’e ulaşmayı, yani 2 katına çıkarmayı hedefliyoruz. 100 belediyemiz 200’e çıkacak demiyorum ama etki alanı itibarıyla 2 katına yakın artış bekliyoruz" dedi.
AKP'nin Şanlıurfa'da kesin olarak kaybedeceğini söyleyen Demirtaş, Diyarbakır'da Gültan Kışanak'ın kesin aday olduğunu, Fırat Anlı'nın ise eşbaşkan olabileceğini söyledi. Ahmet Türk'ün Mardin için başvurduğunu ancak önseçim ve tartışmalardan sonra karar verileceğini belirten Demirtaş İstanbul'daki HDP- CHP ittifakı tartışmaları ve Önder'in Sarıgül'e gidecek oyları böleceği görüşü için de şunları söyledi:
"SIRRI SÜREYYA ÖNDER TEK ADAY OLSUN"
"Belki AKP’nin oylarını böleceğiz. Sırrı Süreyya Önder tek aday olarak çıkarsa kazanma şansı daha yüksek. Sırrı Bey'i desteklesinler, kazanır da ona inanıyoruz. Biz tek aday çıkmasında fayda görüyoruz ama o HDP’nin adayı olarak çıksın. AK Parti’ye karşı birleşmek istiyorsa muhalafet onun adresi Sırrı Süreyya Önder olabilir, HDP olabilir. Neden ille de Sırrı Süreyya Önder ya da HDP çekilsin gibi bir baskı var anlamış değiliz. Bu da bir seçenektir. İstiyorlarsa bunu tartışsınlar" dedi.
"KÖYLERE, MEZRALARA GİDECEK PKK'Lİ YOK"
PKK'nin seçim döneminde baskı kurabilmek için çekilmeyi durdurduğu iddiaları sorulan Demirtaş bu iddianın ciddiye alınacak bir iddia olmadığını belirterek, "Köylere, mezralara gidip de insanlara baskı yapabilecek PKK’li de çok fazla yok. Birçok alan bomboş. Gerçekten böyle şeyler varsa, olacaksa ve seçim sonuçlarını bariz şekilde etkiliyorsa bu devlet bitmiş demektir. Bunu söyleyen devlet yetkilisinin önce kendisine bakması lazım" dedi. Demirtaş "PKK'nin çekilme oranına" ilişkin soruya ise "PKK Karadeniz’de, Amanoslar’da hiç yok. Dersim’de ve Amed'de çok büyük oranda çekildiler. Şırnak ve Hakkari'de olabilir ama bazı bölgelerde hiç kalmadı. Kalanlar da bir yere toplandılar. Çatışma dönemi hali gibi taktik olarak belirli bölgelerde üslenmiş değiller. Eylem pozisyonunda, hareketli değiller. Ateşkes durumundalar" dedi.
SEÇİME KADAR SÜREÇTE DEĞİŞİKLİK OLMAZ
Demirtaş, "hükümetten müzakerelere geçilmesi konusunda olumlu sinyaller geldiği" açıklamasının hatırlatılması üzerine de, "Başbakan ‘İmralı Adası’na gazeteciler, başkaları gidebilir’ dedi. Çözüm sürecini her yerde sahiplenen bir üslupla anlatıyor. Bir şeyler yapmak istiyor süreç içerisinde, bazı adımlar atmak istiyor. Onlar nedir bilmiyoruz. Seçime kadar negatif ya da pozitif anlamda büyük, olağanüstü bir değişiklik beklemiyoruz süreçle ilgili. Aşağı yukarı bu seyirde gider diye düşünüyoruz çünkü seçim dönemidir, herkes seçimle uğraşacak. Ama seçim sonrası tekrar sürecin pratik adımlarına geri dönülecek. Hükümet seçim öncesi İmralı’da koşullarla ilgili ciddi bir değişiklik yapabilir, bu mümkündür ve iyi olur. Süreci rahatlatacak şey budur. Seçim öncesi PKK’nin yeni bir karar alacağını da ben sanmıyorum. Cemil Bayık da, ‘bahara kadar bekleyeceğiz’ diye bir açıklama yaptı. Seçimden sonra da herkes değerlendirmesini yapacaktır" dedi.
ALEVİ BAŞBAKAN HDP'DEN OLSUN
Demirtaş "CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun 'Obama ile dokumuz aynı' açıklaması ve Alevi başbakan" konusundaki soruya ise "Alevi, Sunni, Kürt, Türk farketmez. Başbakan’ın etnik kimliği, inancı, rengi bizim için de farketmez ama bir insan Alevidir diye mükemmeldir ya da Kürttür diye iyidir anlamına gelmez. İyilik ya da başarılı olmak etnik kimlikle, inançla, mezheple alakalı birşey değil. Türkiye’de Alevi başbakan olacaksa isteriz ama BDP’den olsun. Daha başarılı olur. HDP de olabilir. Sabahat Tuncel olsun mesela" dedi.
"BIRAKMAK İSTİYORUM AMA BENİ BIRAKMIYORLAR"
Demirtaş, bir dönem parti içinde Eşbaşkanlığı ile ilgili sorun yaşandığı iddialarına ilişkin ise şu yanıtı verdi.
"2. dönemim doluyor artık milletvekilliğinde. Ben bırakmak istiyorum, beni bırakmıyorlar gerilim bundan kaynaklı. Milletvekilliğini bırakmak istiyorum. Siyaseti, mücadeleyi değil. Başka alanlarda da çalışabilirim. Partili arkadaşlarım bu konuda ısrarcılar. İki, Diyarbakır Belediyesi ile ilgili durum yansıtılanın tersiydi. Beklentiler eşbaşkanların Diyarbakır’da aday olmasıydı. Benim üzerimde de bir baskı vardı. Yoksa benim bir talebim, baskım yoktu. Gerilim ondan kaynaklıydı, tatlı bir gerilimdi, can sıkıcı birşey değildi. 2. dönemimiz olduğu için kendi işleyişimiz gereği bırakmak istiyoruz. İstisnalar uyguluyoruz bazı arkadaşlara ama bana istisna uygulansın istemiyorum. Eşbaşkanlık, milletvekilliği benim açımdan son dönem olsun istiyorum. Siyaset ne getirir götürür peşin konuşmamak için hiçbir zaman bağlayıcı açıklama yapmadım. O gün gelsin tekrar tartışırız diye kapattık o sayfayı." Ajanslar
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.