Türkiye’de son dönemde yoğun olarak tartışılan konulardan biri dağa giden çocuklar. Dağa giden çocukların ailelerinin başlattığı eylem için BDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş ailelerle görüştü.
BDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş son dönemde Türkiye’nin önemli konularından biri olan dağa giden çocuklar ve müzakere sürecine ilişkin değerlendirmede bulundu. Demirtaş, “Çocuklar yüzlerini dağlara çeviriyorsa Başbakan bunu sorgulamalı” dedi.
Selahattin Demirtaş’ın Banu Güven’le Artı Haber’de yaptığı değerlendirmelerin satırbaşları şöyle:
“Ailelerimizin, annelerin, babaların bahsettiği mesele bugün ortaya çıkmış bir mesele değil. Aslında Kürt sorununun bir çok başlığından biri olarak belki ifade edilebilir. Tek başına bir konu başlığı, tek başına bir konu olarak ele alındığında tabiki doğru tahlil, doğru tespit yapılamaz.
Bizler şunu ifade ettik annelerimize ailelerimize, biz Barış ve Demokrasi Partisi olarak siyasetimizin merkezine, demokratikleşmeyi, Kürt sorununun çözümünü elbette ki koymuş durumdayız. Bunun bir parçası olarak bütün ölümleri durdurmak. Geri dönüşlerin onurlu bir şekilde, bir yasal düzenlemeyle dağdan inmesini sağlamak. Asker olsun, gerilla olsun, polis olsun hiçbir insanın burnunun kanamaması, hiçbir insanın yaşamını yitirmemesi, hiçbir annenin ağlamaması için biz bütün gücümüzle mücadele yürütüyoruz.
“Başbakan dağa gidişlerin önünü açan söylemleri kendisi oluşturdu”
Somut adımlar atılmıyor olsa da geri dönüşler gerçekleşmesi gerekiyordu. Ama bu ülkenin başbakanı yani diyalog sürecini yürüten muhatabın karşı tarafı bu konuda bu güne kadar hiçbir adım atmadı. Atmadığı gibi halkı tahrik eden, gençleri tahrik eden, Türkiye’nin batısından doğusuna, Kürt’ünden Türk’üne herkesi inciten, kutuplaştıran politikalarla aslında bu dağa gidişlerin önünü açan söylemleri kendisi oluşturdu.
Anneler duygusaldır, elbette hiçbir anne evladından uzakta kalmak istemez, hiçbir anne savaşı istemez. Annelerimiz de görüşmelerimizde bunu ifade ettiler ve çocuklarına kavuşmak istediklerini ifade ettiler. Bizler de bize ilettikleri bu talepleri KCK yetkililerine bir şekilde ulaştıracağımızı, ailelerle çocukların bir şekilde diyalog kurmasını sağlama gayretinde olacağımızı, sonuçla ilgili elimizde herhangi bir gücün olmadığını, herhangi bir yetkinin olmadığını ifade ettik. Ama samimi bir çaba içerisinde olacağımızı ailelerimizle annelerimizle paylaştık.
Temas kurmak takdir edersiniz ki anlık bir mesele değil. Basın üzerinden bir kamuoyu oluştu. KCK yetkililerinin de ben bu mesajı aldığını düşünüyorum. Ailelerde aslında kamuoyu yaratma mesaj verme açısından yapmak istedikleri her neyse bunu gerçekleştirdiler.
“Ailerler Erdoğan’ın B ve C planını reddediyor”
Ailelere söyledikleri yaptıkları hiç bir şeyle kirli savaş propagandasına AKP’nin siyasetine alet olmamalarını kendilerinden rica ettim. Çünkü, bu ülkede herkesin bir barış meselesi, barış davası var. Bu anaların da aslanda barış davası, barış sevdası ve barış özlemi var. Medya özellikle meselenin bu kısmını görmek istemiyor. Ama ailelerimiz Başbakan’ın B planını C planını kesinlikle reddediyorlar. Onların tek bir planı var barıştır.
“Bu sorunun birinci derecede muhatabı Başbakan”
Bir başbakan çıkıp çözüm sürecini yürütüyoruz, çözüm sürecinden vazgeçmiyoruz derken aynı zamanda annelere ‘gidin çocuklarınızı dağdan getirin’ BDP’ye, HDP’ye ‘ gidin çocukları dağdan getirin’ diyebilir mi? Bu onun görevidir birinci derecede.
Çözüm bulmak, yasa çıkarmak, Kürt sorununun çözümünü sağlamak ve bu vesileyle dağdan inişlerin önünü açmak Başbakan’ın görevidir. Başbakan çözüm sürecini ilerletmek istiyorsa bunları zaten yapmak zorundadır.”
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.