Başbakan Davutoğlu koalisyon kurulup kurulmayacağına ilişkin kararını güç bir denkleme göre verecek. Bir yanda koalisyona sıcak bakmadığı bilinen Cumhurbaşkanı Erdoğan var, bir yanda CHP ile koalisyon istemeyen parti tabanı, bir yanda ise koalisyon kurulmamasının ülkeye yüksek maliyeti olacağını öne süren kesimler.
Partiler arasında yapılan “istikşafi” görüşmelerin ardından AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, koalisyon kurulup kurulmayacağına ilişkin karar vermek üzere bugün saat 18:00’de bir araya geliyor. Liderlerin önünde iki partinin üzerinde anlaştığı ve anlaşamadığı konulara ilişkin birer dosya var.
Anlaşılan ve anlaşılamayan başlıklar
AK Parti’den Ömer Çelik CHP’den ise Haluk Koç başkanlığında yapılan 5 görüşmede ana başlıklar ekonomi, sosyal politikalar, çevre ve mülkiyet ilişkileri, yeni anayasa ve özgürlükler, kuvvet ayrılığı, seçim barajı ve toplumsal uzlaşı, dış politika oldu. Toplumsal uzlaşı başlığı altında Kürt sorunu, çeşitli inanç gruplarının talepleri, kamu bürokrasisi ve kamu yönetimi ve medya özgürlüğü konuları ele alındı.
Her iki partiden de hangi başlıklarda anlaşmaya uzak olduklarına ilişkin net açıklama gelmedi ancak kulislere yansıyan bilgiler, ekonomi, dış politika ve yeni anayasa başlıklarında partilerin ayrı düştüğünü gösteriyor.
Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu görüşmelerinde ayrı düşülen bu başlıkları ele alacak. Partiler arasındaki yaklaşım farklılıklarının giderilip giderilemeyeceği, tüm bu yaklaşım farklılıklarına rağmen bir koalisyon kurulup kurulamayacağı ele alınacak.
Kararı etkileyen faktörler
Bu başlıklar koalisyon açısından önemli ancak belirleyici olan başka faktörler de var. Seçimin hemen sonrasından itibaren yaptığı açıklamalar üzerinden değerlendirildiğinde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun koalisyona çok da soğuk bakmadığı belirtiliyor.
15 Temmuz günü NTV’de bir canlı yayına katılan Davutoğlu, “Süreci takip ediyoruz. Hükümet kurma aşamasına geldiğimizde en son hamlemi düşünüp geriye doğru geliyorum. Bu tabloyu gördüğüm andan itibaren koalisyon konusundaki ciddiyetim ortaya çıktı. Seçime gitmek isteseydik daha ikircikli bir dil kullanır, gerilimi arttırırdık. Samimi bir muhatap bulduğumuzda yolumuza devam etmemenin bir anlamı yok. Oyunun sonu olarak gördüğüm hükümet ortaklığı. Şu anda erken seçimi düşünmek hükümet ortaklığını öldürür. Hedefimiz samimiyetle bu ortaklığı kurmak" demişti.
Ancak bu duruşuna rağmen CHP ile kurulacak bir koalisyon konusunda Davutoğlu’nun vereceği kararı zorlaştıran iki unsur var. Birincisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın genel olarak koalisyon fikrine sıcak bakmaması ve erken seçimden yana olduğuna ilişkin verdiği mesaj.
30 Temmuz’da Çin Halk Cumhuriyeti’ne yaptığı ziyaret sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, “Koalisyon olup olmayacağı görülecek. Ama son 20- 30 yıla bakınca en uzun süreli koalisyon 3.5 sene sürmüş. Ondan önce 16 ay süren koalisyon bile var. Bunlardan ülkemiz için fayda bekliyorsak boşuna bekliyoruz" diye konuştu. Erdoğan’ın bu duruşunu net ifadelerle dile getirmesi Davutoğlu’nun kararını etkileyecek.
İkinci unsur ise, AK Parti tabanının CHP ile koalisyona sıcak bakmaması. Uzun bir süredir seçim kampanyalarını CHP karşıtlığı üzerinden yürüten AK Parti teşkilatları, seçmene olası bir koalisyonu açıklamakta sıkıntı çekeceklerini düşünüyor. Ayrıca CHP içinde bazı konularda farklı tavırlar alınması da “Hangi CHP?” sorusunu beraberinde getiriyor ve taban CHP’yi “güvenilmez” buluyor.
CHP’nin hassasiyetleri
Seçim sürecinde kampanyasında yolsuzluklar konusuna sık sık vurgu yapan CHP, bu başlığı ön şartları arasından çıkardı. Cumhurbaşkanının anayasal sınırları içinde kalması partinin en önemli hassasiyetlerinden biri olarak görünüyor. Görüşmeler sırasında CHP konu başlıkları ile ilgili pozisyonunu ve atılması gerektiği düşünülen adımları iletti. Parti bugün AK Parti’den bu konuya ilişkin yanıt bekliyor.
Heyetlerin görüşmelerinin ardından koalisyonun akıbetinin büyük ölçüde belli olacağı bu görüşme liderlerin son buluşması olmayabilir. Al Jazeera’ye bilgi veren kaynaklar liderlerin yeniden parti yönetimleriyle, kurmaylarıyla danışma ihtiyacının gündeme gelebileceğini söyledi. (Al Jazeera)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.