Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brüksel ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbaka Avrupa Birliği ile sığınmacılar konusunda varılan mutâbakat, vize muhafiyeti, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması ve YPG'nin Suriye'de federasyon ilanına değindi.
Davutoğlu şunları söyledi:
"Vize muafiyeti hayal değil, öne çekerek kendimizi de disiplinine ediyoruz ki şartları bir an önce yapalım gerekli vize muafiyeti sağlansın.
72 kriterden üç ayda 19 yaptık, 10 günde 37 ye çıkardık. 35 kaldı. 1 Mayıs'ta da bunu tamamlayacağız. Fasıllar 29 Kasım'a kadar. Türkiye uzun Zaman fasıl açamadı. 17.'yi 29 Kasım'dan sonra açtık. Bugün aldığımız kararla 33 fasıl Nisan ayı içeresinde inşallah açılacak. Diğerleri için de hızlanma kararı alındı ."
"Avrupa'dan mülteci almayacağız"
"Yanlış anlaşılan hususlar var. 20 Mart'ta almaya başlamayacağız, 20 Mart'tan itibaren gelenler bu kapsamda olacaklar. Bunu ilan ettik ki insanlar kapı kapanıyor deyip son vagona atlamasınlar.
Avrupa'dan mülteci almayacağız. Yani 20 Mart öncesinde gitmiş olanlardan almayacağız, üç saat önce gitmiş olanlar bile Türkiye ye girmeyecek."
AB ile varılan mutâbakat
"Önümüzde iki boyut vardı. Ya bu ilişkiyi bir kriz olduğunda buluşmak üzere yönetecektik ya da tüm bu tecrübelerden sonra AB ile ilişkileri yeni zemine oturtacaktık. İkinci yolu seçtik.
Gönderilecek sığınmacılar BM kriteriyle seçilecek. Bir psikolojik eşik aşıldı, bu yeni bir dönemdir.
Çok ciddi yoğun mülteci akımı Avrupa'da uzun kazanımları tehdit etmeye başladı. Misal Şengen sistemi. Avrupa'nın kazanımı bir Avrupa fikri yerine , ülkeler arası çitler ve barikatlar gerekti. Öngörememek hali. Gittikçe artan kartopu . AB’yi ciddi kararlar almaya zorladı. İçeride yapılan tartışmalar da bu mesele ne kadar uzarsa AB içinde yıpranma yaşanıyor.
Biz geri kalan şartları yerine getirmeyi yapacağız. Onlar da kendi süreçleri var, parlamentoları dahil. En geç Haziran sonuna kadar bitmiş olacak"
CHP'nin "Dokunulmazlıklar tamamen kalksın” önerisi
"Dokunulmazlıklar kalkarsa başka krizler çıkabilir. Muhalefet istemezse çıktığımız yoldan dönmeyiz. Tamamen kalkarsa sonuçları iyi düşünmek lazım.
Muhalefete çağrım: 4 Mayıs’a kadar 35 şartla ilgili engel olmamaları. Dokunulmazlık dosyaları için de çağrımızın temeli bu. Meclis tüm işlerini bırakır dokunulmazlık dosyaları ile uğraşır. Bir seferde dediğimiz formülle geçerse, böyle bir durumla karşı karşıya kalmayız.
Ben daha önce bütün partilerin tutumunu görmek istiyorum dedim. Bu tartışma yoğunken genel ilkeler dışında da açıklama yapmadım. Geçen hafta tüm hukukçuları partili çağırdım, saatlerce dinledim, nedir ne yapılabilir, doğru olan ne, vekillerle de toplandım. Onlara sordum hem Doğu hem batı, yani doğuda doğurabileceği sonuçları sordum. Batı'ya da sordum. Devlet kurumları ile istişare ettim. Terörle mücadelenin meşruiyet zeminini kaybetmeden netice alacak şekilde sürmesi mağduriyet ve psikolojik ortamla halkın tahrik edilmemesi. Ne halk tahrik olmalı, ne de Batı'da şehitler noktasında oluşan psikolojik durumu göz ardı eden, terörist tavır karşısında sessiz kalınmalı. Dengesi bulunmalı. Biz bunu yaparken partiler bizi sıkıştırmaya çalıştı. CHP dokunulmazlığın tümü kalksın dediğinde, kahramanlık edasıyla. HDP vekilleri ile tahrik ederek, gerilim yaşansın, mağdur olalım diye tahriklere devam etti. Taziye ziyaretleri gibi.
Sanki AK Parti kendisinden çekiniyor, güveni yok, dokunulmazlık kaldırmaya cesaret edemez, biz ise siyasi açıdan ak parti tarafından baskıdayız, verilen hava bu."
"MHP tutarlı bir tavır sergiledi"
"MHP daha tutarlı bir tavır sergiledi. Tüm bu dengeye bakılınca, bütün bu oyunu değiştirecek ,bozacak hamle gerekiyordu, bu da eldeki tüm fezlekelerin aynı anda dokunulmazlıklarının kaldırılması. HDP’lilerinde mağduriyet yaşatmaması, yani halka gidip bakın siyaset kapımızı kapattılar demesinler, AK Parti korkuyor çekiniyor olmasın, kim suçlu ise de yerini bulsun. Amaç bu. Hazırlıksız yakalandıklarını ortaya koydular.
"Onun için anayasaya bir geçici madde ekleyelim. Şu anda tek madde ile zırh kalsın. Tek tek olsa da , az biliniyor kamuoyunda, halk şöyle sanıyor , alıp kuşağından tutulup Meclis dışına atılacak gibi. Bu karar çıkmazsa, fezlekeler tek tek gelecek, komisyonda tek tek, genel kurulda tek tek. İzin kalkınca vekilliği sürüyor. Hüküm giyene kadar, tutuklu yargılama yoksa Meclis'e gidip gelecek. Öyle hava ediyorken sanki bunlar bazıları, bizim elimizde sanki kudret var alıp çıkarıyoruz gibi... Biz kimseyi siyasetin dışına itmiyoruz. Sen suç işlemişsin, Meclis buna yargıya seni yargılama izni veriyor.
Bıraksak birkaç vekil için bile fezlekeleri tek tek okutmaya kalksak, başka iş yapmamız lazım. Üstelik bunlar olurken ortaya çıkabilecek direniş görüntüleri var. Bu yüzden hepsini kaldıralım. AB yol haritası, reformlar bir sürü başlık var.
Bir ay bütçe ile uğraştıktan sonra, bir ay iki ay dokunulmazlık dosyaları ile Meclis'i bloke edemeyiz. Tek bir madde ile diyeceğiz."
"Piyon olduklarını bilmiyorlar"
"Bugünkü seyre batığınızda YPG'nin son derece oportünist ve otokratik yöntem benimsediğini görüyorsunuz. Kendileri gibi düşünmeyen Kürtleri o bölgeden sürdüler. Şimdi de faktör durum yaratmaya çalışıyorlar. Onları kullananlar onları bir piyon olarak kullanıyorlar, kullanıldıkları ölçüde varlar. Tek tek ülke tavırlarına bakın.
Şunu bilmiyorlar ki, onları kullananlar onları bir piyon olarak kullanıyorlar, kullanıldıkları ölçüde varlar. Onların tek başına aktör olmasına izin vermezler. Onların federalizm ilanı karşısında tek tek ülkelerin tavırlarına baktığınızda bu tablo görünüyor. Burada şunu çok açıkca ayırt ederek söylüyorum Suriye'deki Kürtlerin hakları ile YPG yan yana getirilmemeli. YPG'yi Kürtlerin savunucu görmek Kürt kardeşlerime yapılabilecek en büyük hakarettir. Biz Irak'taki Kürtlerin kazanımlarını desteklediğimiz gibi Suriye'deki Kürtlerin her kazanımını destekleriz. Irak'taki Kürt bölgesel yönetiminin şu anda can damarı, hayat akışı Türkiye. Neden? Çünkü sınırımızda istikrarı onlar sağlayabilir.
Gelişmeleri yakından takip edeceğiz, yeni bir Sykes Picot olmaması için her türlü çabayı sarf edeceğiz.
Suriye'deki Kürtlerin hakları ile YPG yan yana getirilmemeli. Suriyeli Kürtlerin hakları için YPG demek Suriye'deki Kürt kardeşlerimize yapılabilecek en büyük ayıp, sorumsuzluk. Gelişmeleri yakından takip edeceğiz, yeni sp olmaması için bölge ile yapmamız lazım."
"Yeni bir Skyes Picot'a direniyoruz"
"Hem bizim hedeflerimiz birilerini rahatsız etti, Arap Bahar'ı bunun için kullanıldı. Şimdi Suriye'yi üçe dörde, Irak'ı bölerek yeni Sykes Picot yazmaya çalışılıyor. Buna direnenler var, bu bölgenin halkları ve Türkiye.
Ama bunu gerçekleştirmek isteyenler var. Rusya'nın hava harekatına bakın esas itibariyle Suriye'yi fiilen bölmeye yönelik girişimlerdir. Ya da YPG'ye verilen desteğe bakın. Bütün bunlar yine esas itibariyle fiilen Suriye'yi bölmek için atılan adımlardır.
Son İran ziyaretinde bütün görüş ayrılıklarımıza rağmen mutabık kaldığımız en önemli husus, Suriye'nin bölünmeden, fedaratif olmadan toprak bütünlüğü içinde olması. Tek bir devlet olarak kalması. Bu konuda İran'la perspektifimiz benzer. Onlarda İsrail karşısında bölgede güçlü bir Suriye istiyorlar. Biz de güçlü bir Suriye istiyoruz. Bugünkü seyre batığınızda özellikle kuzeyde YPG'nin son derece oportünist ve son derece de otokratik yöntem benimsediğini görüyorsunuz. Oportinist çünkü Suriye devrimine destek vermedi, rejimle işbirliği yaptı, rejim zayıfladığı anda da rejimin verdiği silahlarla kendi bölgesinde Kürtlere zulmedip, kendileri gibi düşünmeyen KDP yanlısı Kürtleri o bölgeden sürdüler. Şimdi de konjonktürden istifade ile de facto bir durum yaratmaya çalışıyorlar."
"Rusya'nın bölgeden çekildiğini söylemek mümkün değil"
"Rusya Suriye'den bütünüyle çıktı diye bir argüman doğru değil. Ama kendilerince bazı hedefleri vardı, bu hedeflerin gerçekleştiğini düşünüyorlar. Birinci hedef Lazkiye'de Rus üssünün geliştirilmesi, kapasitesinin artırılması, füzelerle takviye edilmesi ve korunması. İkincisi Esad rejiminin masaya güçlü oturması için takviye edilmesi, bunu da yaptıklarını düşünüyorlar. Üçüncüsü, muhalefet unsurlarının zayıflatılması, bunu da bütün çabalarına rağmen istedikleri gibi yapamadılar ama yapamayacaklarını da gördüler. Lazkiye'deki Rus üssü o kapasitede orada durdukça, füzeler orada durdukça Rusya'nın bölgeden çekildiğini söylemek mümkün değil." (Vatan, Yeni Şafak, Haber 7)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.