• BIST 9659.96
  • Altın 3002.717
  • Dolar 34.5123
  • Euro 36.1711
  • İstanbul 8 °C
  • Diyarbakır 3 °C
  • Ankara -1 °C
  • İzmir 6 °C
  • Berlin 10 °C

Davutoğlu: Diyorlar ki Kürtlerin devleti yok...

Davutoğlu: Diyorlar ki Kürtlerin devleti yok...
Başbakan Ahmet Davutoğlu, önceki akşam bir grup gazetenin genel yayın yönetmeniyle düzenlenen sohbet toplantısında, IŞİD ve PKK'ye yönelik operasyonlara ilişkin açıklamalar yaptı.

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin en önemli hedefinin Suriye sınırından IŞİD'i temizlemek olduğunu belirtti; ABD ile varılan mutabakatla, IŞİD'den temizlenecek bölgeye ılımlı muhaliflerin yerleşeceğini ve bu unsurlara hava desteği sağlanacağını söyledi.

Davutoğlu son günlerdeki operasyonlarının üç hedefi olduğunu açıkladı ve bunları "Demokrasi ve özgürlükleri korumak, kamu düzenini sağlamak ve Türkiye'ye açık şekilde savaş ilan edenlere kudretimizi ve caydırıcı gücümüzü göstermek" olarak sıraladı. 

Türkiye'nin sınır bölgesindeki en önemli hedefinin 'DEAŞ'ı görmemek' olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Nasıl yaparız, hangi aşamalarda yaparız, o bizde mahfuz ama görmek istemiyoruz. Yerine ne geçecek, ılımlı muhalefetin oraya yerleşmesini istiyoruz" diye konuştu.

Davutoğlu, ABD ile varılan mutabakat çerçevesinde İncirlik'in açılması karşılığında ABD'ye öne sürülen bazı taleplerin belli ölçülerde karşılandığını da söyledi. Başbakan bu çerçevede Türkiye'nin kara gücü sokmayacağını, DEAŞ'ın yerini ılımlı unsurların doldurmasının hedeflendiğini anlatarak, bu unsurlara 'hava desteği' sağlanacağını vurguladı.

"Kara gücü sokmayız"

"ABD ile bazı yaklaşım farklılıklarımız vardı. Biz kapsamlı bir strateji ihtiyacına dikkat çekiyorduk. İkincisi, mülteciler için güvenli bölgeler oluşturulsun; üçüncüsü, Suriye'nin geleceğinin belirlenmesinde ılımlı unsurlara yer verilsin. Ama görüş birliği içinde olduğumuz konular da vardı. Geldiğimiz noktada, yapılan anlaşma içinde bizim kaygılarımızı veya beklentilerimizi gideren unsurlar derç edildi belli ölçülerde. Bunun detayına girmem. Ama mesela air cover (hava koruma) önemli bir husus. DEAŞ'a karşı mücadele eden Özgür Suriye Ordusu veya ılımlı unsurların havadan korunması..."

"Alana biz kara gücü sokmayacaksak –ki sokmayacağız- orada kara gücü olarak bizimle işbirliği yapan belli unsurların korunması. Bir de eğit-donat faaliyeti istenilen hızda olmasa da yapılır hale geldi. Burada nihayet şartların gerektirdiği, ihtiyaçların karşıladığı bir ortak zemin oluştu. İncirlik de dahil olmak üzere koalisyon ile işbirliği yapmak konusunda mutabık kalındı. Önümüzdeki günlerde gerekli adımlar atılacak." 

"23 Temmuz ile 25 Temmuz iki ayrı dönemdir"

Davutoğlu, Türkiye'nin son Irak ve Suriye harekâtlarıyla bölgede yeni şartların ortaya çıktığını belirterek, şöyle konuştu:

"Bir kere herkesin bu şartları bu çerçevede doğru okumasını bekliyoruz, herkes bunu anlasın ve kendi konumunu gözden geçirsin diye bekliyoruz. Gerek Türkiye içindeki siyasi aktörler, gerek bölgedeki aktörler, eminim 23 Temmuz ile 25 Temmuz'un ayrı iki dönem olduğunu fark etmişlerdir. Gücünü etkin bir şekilde kullanan bir Türkiye'nin mevcudiyeti Suriye'de, Irak'ta, bölgede denklemleri değiştirebilecek sonuçlar doğurur, bunu herkesin görmesi lazım."

IŞİD ve PKK'ye hava operasyonu

"DEAŞ'a karşı operasyon, Suruç'taki vatandaşlarımızın katledilmesine ve askerimizin sınırda şehit edilmesine verilen tepkidir" diyen Davutoğlu, "Askerimiz şehit edilmeseydi de 33 vatandaşımızın hesabını soracaktık bir daha buna cüret etmemeleri için. Askerimizin şehit edilmesi, bunu daha da öne çeken bir sonuç doğurdu; yani 'hemen şimdi cevap verilecek, bu gece cevap verilecek' diye talimat verdim. Çünkü kudreti göstermenin gecikmesi de başka zaaf oluştururdu. Öbür tarafta bunu istismar eden, işte İstanbul'daki görüntüler ve PKK'nın hemen aynı gün iki polisimizi şehit etmesiyle tek boyutlu değil üç boyutlu bir kapsamlı operasyonu ihtiyacı zorunlu kıldı" şeklinde konuştu.

Öcalan'la görüşme koşulu

Davutoğlu, HDP'nin Öcalan'la görüşme talebiyle ilgili olarak da, "Önce silahlar bırakılacak. Öcalan normal bir mahkûm olarak Türkiye'de avukatıyla, yakınlarıyla görüşür ama bir siyasi heyetle görüşmesi için önce açık ve net bir şekilde o siyasi heyetin teröre karşı tutum almasını bekleriz; açık ve net bir şekilde bütün silahların bırakılacağı ve silahlı grupların Türkiye'yi terk edeceği hususunda hem beyan hem de adımın atılması gerekir. Bunu görmeden sadece süreç devam ediyormuş gibi bir görüntü vermek için yapılacak ziyaretlerde bir fayda mülahaza etmiyoruz" dedi.

"Taşımalı oy kullanma sistemi getirilmeli"

"Gerek 2014 yerel seçiminde, gerek Cumhurbaşkanlığı seçiminde ve son seçimde çok ciddi baskı uygulandığı da bir vaka. Hukuk devleti kuralları içinde bu baskıları nasıl göğüsleyeceğinizin de sınırları var. Mesela bunları Seçim Kanunu'nda, Siyasi Partiler Kanunu'nda, koalisyon görüşmelerinde ele almayı planlıyoruz. Yani bir köye gelip biri tehdit ediyorsa, 'Buradan farklı bir oy çıkmayacak' diyorsa, o tehdit edilenler şikâyet etmiyorsa, yapabilecekleriniz sınırlı oluyor. Yapabileceğiniz şey, onları oy vermeye başka bir yere götürmek ama bunu da Yüksek Seçim Kurulu kabul etmedi, "Var olan Seçim Yasası buna izin vermiyor' dedi. Şimdi yeni bir hükümet kurulursa, kurulmazsa da bütün partilerle anlaşarak seçime gidilme ihtimalinde, böyle bir yasa değişikliğine ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Mesela yine yasal düzenlemeye göre oy kullanırken polis, güvenlik görevlileri oy kullanılan yerin 100 metre yakınına yaklaşamıyor ama sivil giyimli bir militan gelip kimsenin fark etmediği bir baskıyı uygulayabiliyor. Bunlar Türkiye'de hep seçim normal şartlarda yapıldığı varsayılarak konulan ve doğru kurallar. Polisin, jandarmanın sandığın yanında olması da doğru değil ama görüyoruz ki bu da istismar ediliyor. O zaman yeni yollar, yeni yöntemler bulmak ihtiyacı var; önümüzdeki dönemde bu konuda da alınması gereken tedbirler yasal değişiklikler de dahil önümüzdeki dönemde alınmak durumunda. Seçim güvenliği meselesi hepimizin ortak meselesi."

"Türkiye Kürtlerin hamisi"

"Kürtlerin Suriye'deki kazanımlarından rahatsız olmadıklarını" söyleyen Davutoğlu, "Rahatsız olsak, Kürtlerin Irak'taki kazanımlarından rahatsız olurduk. Barzani'den rahatsız değilsek Kobani, Haseki'den neden rahatsız olalım. Ama Barzani de bizi rahatsız eden bir iş yapmıyor. Burada mesele kazanım değil, hangi politikaların izlendiğidir. Diyorlar ki Kürtlerin devleti yok; Kürtlerin devleti Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Türkiye Kürtlerin hamisidir. 'Anlayışla karşılıyoruz işbirliğine hazırız' " diye konuştu. (Hürriyet, Yeni Şafak)

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÖNE ÇIKANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 261 34 89