Daily Telegraph gazetesinde, Kraliyet Birleşik Kuvvetler Enstitüsü'nde araştırma görevlisi Shashank Joshi imzalı analizde Türkiye'nin IŞİD'le mücadelede izlediği strateji irdeleniyor.
"Türkiye IŞİD'le mücadeleye ne zaman katılacak?" başlıklı analizde, Türkiye'nin Esad rejimini devirme amacında olduğu şu sözlerle ifade ediliyor:
"Türklerin iki meselesi var: IŞİD'e saldırmanın, asıl amaç olan Esad rejimi hedef alınmadan nafile olacağını söylüyorlar. Haklı yanları var. Suriye hükümeti, kendi çıkarları için on yıldan uzun bir süre cihatçılarla işbirliği yaptı. Örneğin, 2003 Irak işgalinden sonra İngiliz ve Amerikan askerlerine saldırmak için kendi savaşçılarının Irak'a gönderilmesi gibi."
"Geçtiğimiz yıllarda Esad rejimi, ana muhalefetin zayıflaması için IŞİD'in kuzey ve doğu Suriye'de kontrolsüz şekilde büyümesine bilerek izin verdi."
"Türkiye, Batı'nın IŞİD'e odaklanmasının sahada Esad'ın faydasına olduğunu ve ABD'nin üstü kapalı şekilde rejimle işbirliği yaptığı görünümü verdiğini savunuyor. Dolayısıyla da daha muhalefetin büyük bir bölümünün cihatçıların kollarına itildiğini savunuyor."
"Türkiye bu görüşünde yalnız değil. ABD'nin görevini bırakmaya hazırlanan Savunma Bakanı Chuck Hagel da Beyaz Saray'la bu yüzden çatıştı ve Amerika'yı 'Esad rejimiyle ilgili ne yapacağına dair acilen net bir görüş belirlemesi konusunda' uyarmıştı."
'Kürtlerle ilgili endişe'
"Türkiye'nin ikinci endişesi, iç savaş boyunca Rojava olarak bilinen Suriye'nin kuzeyinde özerk bölge arayışına giren Suriyeli Kürtlerle ilgili."
"Türkiye'nin Irak Kürtleriyle ilişkisi şaşırtıcı şekilde dostane olsa da -Ankara Peşmerge gücünü eğitiyor- Suriyeli Kürt grupları ayrılıkçı PKK'nın bir kolu olarak görüyor ve IŞİD'den kurtulmanın kapısının eşiğinde düşman bir Kürt bloku oluşumuna neden olmasından endişe ediyor."
Yazar Joshi, bu endişeler nedeniyle Türkiye'nin savaşa bazı şartlar öne sürerek girdiğini ve bu şartlardan birinin de Türkiye-Suriye sınırında bir tampon bölge kurulması olduğunu aktarıyor.
Yazar, Erdoğan'ın Cameron'la görüşmesinde bu öneriyi gündeme getireceğini belirtiyor.
Joshi tampon bölgenin, sivilleri koruma amaçlı olsa dahi Suriye ile gerilimi tırmandıracağını, kurulsa da Esad'ın etkisinin en az olduğu bölgeleri kapsayacağını, dolayısıyla Halep veya Rakka'nın dışında kalacağını ifade ediyor.
Yazar ayrıca, İran'la nükleer müzakerelerin çok hassas bir aşamada olduğunu belirtiyor ve Esad hükümetinin siyasi geçişi için desteğine ihtiyaç duyduğu İran'ın, tampon bölgeyi bölgedeki müttefikinin işgali olarak görebileceği yorumunu yapıyor. Yazar, böyle bir müdahaleye de İran'ın aynı karşılıkla yanıt verebileceğini dile getiriyor.
Makale şöyle devam ediyor:
"Tüm bunlara rağmen, risk almaya değebilir. Türkiye'nin savaşa girmesinin en büyük faydası, kritik öneme sahip İncirlik üssüne erişimin sağlanması olur."
"Türkiye ayrıca özel birliklerini sahaya konuşlandırabileceği sözünü vermiş gibi görünüyor. Bu, IŞİD'e yönelik hava saldırılarının etkinliğini artırabilir ve muhaliflerin IŞİD'i çökertmesi için ihtiyaç duyduğu desteği verebilir."
Türkiye'nin taleplerinin karşılanıp karşılanmayacağına yalnızca ABD Başkanı Barack Obama'nın karar verebileceğini belirten yazar, İngiltere'nin zor bir karar vermek zorunda olduğunu söylüyor.
Joshi, Fransa'nın tampon bölgeye destek çıktığını ve Irak'la beraber Suriye'de askeri operasyon yapabilecek ilk Avrupa ülkesi olabileceğini belirtiyor ve İngiltere'de genel seçime aylar kala Fransa'yla aynı yoldan gidip gitmeyeceğine büyük oranda Erdoğan'la yapacağı görüşme sonunda karar vereceğini söylüyor. (BBC Türkçe)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.