Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kalın’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:
Teröre karşı mücadele
“Bu konuda devletimiz, hükümetimiz tam bir kararlılık içerisinde ve devletin bütün kurumlarıyla eş güdüm içerisinde teröre karşı etkin bir mücadele veriyor. Hiçbir ülke vatandaşlarının bir terör örgütü tarafından terörize edilmesine, saldırıya uğramasına, evinin barkının işgal edilmesine asla izin vermez. Hiçbir demokratik ülke ne adına olursa olsun sokaklarında hendek kazılmasına izin verilmez. Hiçbir ülke bir terör örgütünün siyasi hesapları nedeniyle toplum içerisinde husumet ekmesine asla izin vermez. Hiçbir toplum terör, şiddet, siyasi hoyratlık ve şehir eşkıyalığı yaparak mevzi kazanmaya çalışan terör örgütü ve onların uzantılarına müsaade etmez.”
Öz yönetim
“Bu anlamda zaman zaman dile getirilen ve dün en açık ifadesini bulan ayrılma, bölünme, özerklik, öz yönetim gibi fantazilerin de demokratik olgunluk içinde haraket eden toplumlarda bir karşılığının olmadığını ifade etmek isteriz. Başkalarının ölümü üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışanların sonu bellidir. Bundan sonra da farklı olmayacaktır.”
Bölgede yaşananlar
“Terör örgütünün yaptığı cinayetler ortadayken bunları adeta aklamaya çalışan, terörü şirin göstermeye çalışanların abesle iştigal ettikleri ortadadır. Daha da hazin olanı terör örgütü aslında bölgede önüne gelenin hizmetine girmeye hazır bir taşeron olduğunu ilan etmektedir. Türkiye karşıtlığını siyaset yapmak zannedenler ancak başka ülkelerin ve örgütlerin birer piyonu olduklarını ilan etmektedirler. Türkiye’nin birlik ve beraberliğine kast eden bu tür girişimler bugüne kadar boşa çıkartılmıştır bundan sonra da boşa çıkacaktır.
Özellikle Güneydoğu’da 3-4 noktada devam eden terörle mücadele operasyonları kapsamlı şekilde devam edecektir. Bundan hiçkimsenin en ufak bir şüphesi olmasın.”
Suriye
“Suriye savaşının ortaya çıkarttığı şer aktörlerinden birisi olan DAİŞ’le mücadele bahanesiyle bölgede yeni bir siyaset inşa edilmeye çalışılıyor. Bu çok açık. Farklı ülkeler, örgütler DAİŞ’le mücadele bahanesiyle Suriye üzerinden farklı bir bölge siyasetini hayata geçirmeye çalışıyorlar. DAİŞ’le mücadelede kimin samimi olup olmadığını görüyoruz. Bugün DAİŞ’i bahane ederek Suriye’de Esed rejimini ayakta tutmaya çalışan onun ömür süresini uzatmaya çalışanlar aslında bilerek ya da bilmeyerek DAİŞ’in emellerine hizmet etmektedirler. Bugün Esed rejimi ayakta kalsın diye mücadele edenler aslında DAİŞ’le mücadelede samimi olmadıklarını tam tersine Daiş canavarı üzerinden kendilerine siyasi alan açmaya çalıştıklarını da açık şekilde ortaya koymaktadır.”
Rusya’nın Suriye’deki operasyonları
“DAİŞ’le mücadele bahanesiyle Rusya’nın yaptığı hava saldırılarına baktığımızda yüzlerce sivilin ölümüne neden olmuştur. Ortada DAİŞ’le mücadele değil Esed rejiminin verdiği koordinatlar çerçevesinde ılımlı Suriye muhalefetine ve sivillere yönelik bir harekat yürütülmektedir. Bunun terörle mücadeleyle en ufak ilgisi yoktur.”
Başika kampı krizi
“Türkiye eğitimci askerlerini, muharip değil bunlar, buraya Irak hükümetinin bilgisi dahilinde DAİŞ’le mücadele için göndermiştir. Bizim hiçbir ülkenin egemenliği ya da toprak bütünlüğüyle ilgili en ufak sorunumuz yoktur. Irak’ın toprak bütünlüğünü en fazla savunan ülke Türkiye olmuştur ve bu ilkesel duruşumuz değişmemiştir. Bu konuyla ilgili Irak hükümetiyle yürüttüğümüz müzakereler devam ediyor. Bu sorunun çözümü ve daha doğru çerçeveye oturtulması için de ilgili birimlerimiz temaslarını sürdürüyorlar.”
Demirtaş’ın öz yönetim açıklamaları
“Türkiye topraklarının mayası bellidir. Bugün bu fantazileri dile getirenler milletin kendilerine 1 Kasım’da verdiği siyasi krediyi bu şekilde daha ipotek ederek örgütün vesayetinde siyaset yaptığını zannedenler aslında en büyük kötülüğü kendilerine oy veren insanlara yapıyorlar. Bizim o partiye oy verenlere de saygımız vardır ama zannediyorum bu yapılan son açıklamalar her fırsatta terör örgütüne arka çıkma çabasını da vatandaşlarımız net şekilde görüyorlardır. Bu planlar tutmayacaktır. Türkiye’yi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Ne siyasi manada ne fiziki manada ne de sosyolojik manada. Bunlar sadece dağdan aldıkları talimatları şehirde tekrar ederek siyaset yaptıklarını zannederler.”
PYD, YPG ve Fırat’ın batısı
“Tışrin Barajı’nın DAİŞ’ten geri alınmasıyla ilgili yürütülen operasyon bağlamında haberler basına yansıdı. DAİŞ’in buralardan uzaklaştırılması bizim için olumlu bir şeydir. Buna bir itirazımız yok ama PYD, YPG veya benzeri bir yapının Fırat’ın batısında veya başka noktalarda fiili bir durum yaratması asla kabul edilemez. Bu ileride telafisi mümkün olmayan yaraların açılmasına neden olacaktır. Eğer bunlara bugün birileri DAİŞ’le mücadele başlığı altında göz yumarsa Suriye’yi bir arada tutmak mümkün olmaz. Burada etnik kimlik, dini, mezhep temelli çok derin ayrışmalar olur.”
İsrail’le görüşmeler
“Devam eden bir müzakere süreci var. İsrail 3 şartı yerine getirmediği müddetçe Türkiye-İsrail ilişkilerinde bir normalleşme olmayacaktır. 3 şart yerine geldiğinde ilişkilerin normalleşmesi için zemin oluşacak demektir. Birinci şart yerine getirildi, özür dilendi. Tazminatla ilgili mesafe alındı ama henüz imza koyacak noktaya gelmiş değiliz. Bununla ilgili müzakereler devam ediyor. Üçüncü şart var. Gazze ablukasının kaldırılması, hafifletilmesi noktasında şartımız var. Türkiye şartlarından vazgeçmiş, bu şartları değiştirmiş değil. İsrail üzerinden bir sızdırma yapılmış olması müzakerelerle ilgili haklı olarak kamuoyunda tepkiye yol açtı. Bu bizim arzu ettiğimiz bir şey değildi. Bunlar İsrail tarafının bir sızdırması olarak ortaya çıktı.
Türkiye’nin Filistin konusunda, Filistin halkının özgürlük mücadelesi konusundaki tutumu da açık ve nettir. Anlaşma imzalansa da imzalanmasa da Türkiye, Filistin halkının kendi devletine kavuşana kadar bu mücadelesinin yanında olmaya devam edecektir. 2 devletli formül hayata geçene kadar Türkiye bu konuda üzerine düşen görevi yapmaya devam edecektir. Pozisyonumuzda herhangi bir değişiklik söz konusu değil.”
Başika’ya ikinci saldırı
“Genelkurmay Başkanlığımızın çalışması devam ediyor. Direkt bizim askerlerimize dönük değil. Bölge DAİŞ sınırına yakın olduğu için ara ara birtakım çalışmaların olduğunu biliyoruz. Bu bile bizim son yaptığımız tahkimatın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Irak Ordusu Ramadi’yi DAİŞ’ten kurtardığını ilan etti. Eğer bu haber doğruysa bu sevindirici bir gelişmedir. Biz Irak’taki gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz.”
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.