Mısır Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi Başkanı Mareşal Mohammed Husseyin Tantavi’nin davetlisi olarak Mısır’a giden Cumhurbaşkanı Gül, “Mısır halkına, onların arzu ve istekleri doğrultusunda yeni dönemin şekillenmesine destek vermek ve bütün tecrübelerimizi paylaşmak için bu ziyareti yapıyoruz” dedi.
Mısır’a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile Mısır arasında tarihî, köklü dostluk ilişkileri ve halktan halka kardeşliğin bulunduğuna dikkat çekerek, iki ülkenin aynı zamanda bölgede stratejik ortak olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül içinde bulunduğumuz dönemde Ortadoğu’da çok köklü ve derinden değişimlerin yaşandığını, bu değişimlerin en büyüğünün Mısır’da büyük bir halk devrimi ile gerçekleştiğini kaydetti.
GEÇİŞ SÜRECİNDE SİLAHLI KUVETLERE DÜŞEN ÖNEMLİ GÖREV
Mısır halkının daha yüksek demokrasi ve hukuk standartlarına, daha çağdaş bir hayat tarzına ve ülkeye kavuşması için yaptığı bu büyük değişikliklerin bir geçiş sürecini ortaya çıkardığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, bu geçiş sürecinde görevin Mısır’ın silahlı kuvvetlerine verildiğini hatırlatarak, silahlı kuvvetlerin Mısır’da bu geçiş sürecini en iyi şekilde gerçekleştirmekle görevli olduğunu aktardı. 
“MISIR HALKINA DESTEK VERMEK İÇİN BU ZİYARETİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Gül açıklamasında, “Mısır halkına, onların arzu ve istekleri doğrultusunda yeni dönemin şekillenmesine destek vermek ve bütün tecrübelerimizi paylaşmak için bu ziyareti yapıyoruz. Bütün arzumuz ve beklentimiz şudur ki: Bu süreçten Mısır Devleti’nin güçlü çıkması, her şeyin Mısır halkının arzu ve istekleri yönünde şekillenmesi ve bunların en kısa süre içerisinde neticelenmesidir Bölgenin iki önemli ülkesi olarak, bütün tecrübelerimizi ve görüşlerimizi açık biçimde paylaşmak, bununla birlikte bu süreçte Mısır halkına en güçlü biçimde desteğimizi vermek için bu ziyareti gerçekleştiriyoruz” dedi.
“TÜRKİYE’NİN BÜTÜN ARZUSU BÖLGE ÜLKELERİNİN DAHA DEMOKRATİK OLMASIDIR”
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin bütün arzusunun, bölgedeki bu değişim sürecinin bütün bölge ülkelerini güçlü bir şekilde ortaya çıkartması ve bölge ülkelerindeki bütün halkların daha özgür, daha demokratik ve hukukun daha güçlü olduğu yeni dönemlerine kavuşmaları olduğunu vurguladı.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.