• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 8 °C
  • Diyarbakır 6 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 16 °C
  • Berlin 1 °C

CHP’nin paşaları muhtırayı verdi

CHP’nin paşaları muhtırayı verdi
Yedi vekil, “Barış için demokrasi” bildirisini imzalayan arkadaşlarını 12 Eylül muhtırasının diliyle suçladı: Birlik, bütünlüğü bozup, bölücülük yapıyorsunuz.

Barış süreciyle eşzamanlı olarak demokratikleşme adımları atılması talebini içeren “Barış İçin Özgürlükçü Demokrasi” başlıklı metne imza atan 111 aydın arasında yer alan 25 CHP’liye partinin ulusalcı kanadından sert tepki geldi. Dün TBMM’de İsa Gök, Dilek Akagün Yılmaz, Gürkut Acar, Şevki Kulkuloğlu, Birgül Ayman Güler ve Süheyl Batum ile birlikte basın toplantısı düzenleyen CHP İstanbul milletvekili Nur Serter, “CHP’nin ilkeleri ve ideolojisi ile bağdaşmayan, CHP’nin öncülük etmediği ve kurumsal kimliğini taşımayan bildirilere imza atmak partinin birlik ve bütünlüğüne zarar veriyor” dedi. “Barış için Özgürlükçü Demokrasi” adlı bildiride, Türk milleti ve Türk vatandaşlığı kavramının anayasadan çıkarılmasının öngörüldüğünü söyleyen Nur Serter, “Abdullah Öcalan’ın taleplerinin anayasa çalışmasında yer almasını amaçlayan ve buna barış süreci adını veren anlayışın CHP politikalarında yeri yok” dedi.

Bildiride imzası bulunan CHP’li

Vekillerden ve partinin yenilikçi kanadının önemli isimlerinden Gülseren Onanç ise “Bu arkadaşlarımızın, genel başkanımızın ve partimizin söylemlerini anladıklarını düşünmüyorum” dedi. Nur Serter, dünkü basın toplantısında “Bizler, Türkiye’nin yaşadığı bu son derece zor ve kırılgan süreçte, partinin birlik ve bütünlüğünün ancak CHP ilke ve politikalarına bağlı kalınarak sağlanacağına inanıyoruz. Bu sorumluluğun gereği olarak da birliğe çağrı yapıyoruz” diye konuştu. CHP içindeki herhangi bir kanadın temsilcisi olmadığını iddia eden Serter’in okuduğu “Birliğe Çağrı” başlıklı metinde özetle şu ifadeler yer aldı: “CHP, PKK ile pazarlık sürecinin ve barış adı altında sergilenen çözülme senaryosunun paydaşı değildir. CHP’nin ilkeleri ve ideolojisi ile bağdaşmayan bildirilere imza atmak, partinin birlik ve bütünlüğüne zarar vermektedir. ‘Barış için demokrasi’ adlı bildiride, Türk milleti ve Türk vatandaşlığı kavramının anayasadan çıkarılması, parlamento çalışmalarını Türkçe dışındaki dillere açma girişiminde bulunuluyor; yerel iktidarlardan söz ederek federasyonun da yolunun açılmasının öngörülüyor. Abdullah Öcalan’ın taleplerinin anayasa çalışmasında yer almasını amaçlayan ve buna barış süreci adını veren anlayışın CHP politikalarında yeri yoktur.”

Onanç: Partiye aykırı değildi

Demokratikleşme adımlarının yürümekte olan çözüm süreciyle eşzamanlı olarak atılmasının istendiği “Barış için Özgürlükçü Demokrasi” bildirisinde imzası bulunan isimlerden olan ve geçtiğimiz haftalarda, CHP Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa eden Gülseren Onanç, ulusalcı isimlerin metni için “Bu arkadaşlarımızın genel başkanımızın ve partimizin söylemlerini anladıklarını düşünmüyorum” dedi. İmzaladıkları bildirinin, partinin ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemlerine aykırı olmadığını dile getiren Onanç, şunları söyledi: “Uzun bir süredir demokratikleşmenin barışın ön koşulu olduğunu söyledik, ‘Yol temizliği yapalım’ dedik. Bu bildirinin, parti görüşünün, geniş kitlelere ulaşması açısından partiye olumlu bir etkisinin olacağını düşünüyorum.” Onanç ayrıca, vekiller imza atmadan önce Kılıçdaroğlu’nun söz konusu bildiriyi gördüğünü de dile getirdi.

“Yeni anayasa için fırsat” demişlerdi

“BARIŞ İçin Özgürlükçü Demokrasi” adlı metinde çözüm sürecinin kalıcı barış ve tüm Türkiye için özgürlükçü bir demokrasi sağlayacak şekilde sonlandırılması için sürmekte olan yeni anayasa hazırlama sürecinin de önemli bir fırsat olduğunu belirtilmiş ve özetle şöyle denmişti: “Farklılıkları koruyan; çoğulculuk, özgürlükçülük ve eşitlik ilkelerine dayanan; etnisite temelli olmayan bir yurttaşlık tanımı ile eşit yurttaşlık anlayışını güçlendiren; Türkiye’de yaşayan her yurttaşın kendi dil ve kültürünü korumasını, geliştirmesini ve gelecek kuşaklara aktarmasını sağlayacak; yurttaşların demokratik süreçlere katılımını artıracak şekilde yerel iktidarları ve karar alma süreçlerini güçlendirecek değişikliklerin yapılması ve geçmişte Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerini tüm çıplaklığı ile ortaya koyacak bir geçmişle yüzleşme mekanizmasının kurulması gibi adımların atılması sadece Kürt sorununun değil Türkiye’nin genel demokrasi sorununun çözümü için de hayati önemdedir.” (Taraf)

  • Yorumlar 2
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89