KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, ANF’ye Cenevre-2 toplantısı başta olmak üzere pek çok güncel konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
RUDAW TV İÇİN NE DEDİ?
Güney Kürdistan’da yayın yapan Rudaw tv’nin çetelerin elinde bulunan YPG’li savaşçıların cenaze görüntülerini yayınlamasını ve karşıt yayınlarını da değerlendiren Bayık, “Rudaw çetelerden görüntü alabilir. Basın kuruluşları her yerden görüntü alabilirler. Ama bu görüntüleri, bilgileri nasıl işlediği önemlidir. Yani bilgiyi topluma nasıl yansıttığı önemlidir. El Kaide de şehit düşen YPG’lilerin fotoğraflarını yayınlayabilir, haber yapıp yorumlayabilir. Rudaw da bunu yapabilir, bir başkası da. Bir bilgiyi veya belgeyi hangi amaçla işlediği önemlidir. El Kaide onu kendi mantığına, bir yurtsever kendi mantığına göre işler. Rojava devrimine karşı olan bir Kürt, kendi mantığına göre işler. Rudaw El Kaide gibi olaylara yaklaşıyorsa bu durum Rudaw’ın gerçeğini ortaya koyar. Her halde Kürt halkı da bunu anlar, görür. Çünkü halkımız El Kaide’nin mantığını biliyor, yaptıklarını da biliyor. Onların yayınladıklarını da izliyor, Rudaw’ınkileri de. Herhalde Rudaw, El kaide arasındaki bütünlüğü görebilecek durumdadır, buna anlam verebilecek durumdadır. Eğer Rudaw bir Kürt televizyonu olduğunu söylüyorsa, iddiası buysa o zaman Rojava halkının geliştirdiği direnişe, verilen şehitlere, harcanan emeğe saygılı olması gerekiyor.”
‘CENEVRE ÖLÜ DOĞDU’
Bayık, bugün İsviçre’de başlayan Cenevre 2 toplantısına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Bayık şunları söyledi:
“Bugün Cenevre’ye çağırdıkları ve Kürt dedikleri kişilerin Rojava’da herhangi bir direnişi yoktur. Bugün Kürtlerin en büyük gücü TEV-DEM’dir. TEV-DEM içinde yer alan en büyük parti de PYD’dir. Rojava’da yalnızca TEV-DEM ve PYD de yoktur. Rojava’da başka halklar ve başka partiler vardır. Süryani halkı, Arap halkı vardır. Başka Kürt partileri, liberal parti, komünist parti ve sol parti gibi partiler vardır. Öyle birilerinin iddia ettiği gibi Rojava’daki tek bir partiden yönetim oluşmuş değildir. Bütün bu partiler ve güçler bir araya gelerek halk meclisini, hükümeti oluşturmuşlardır. Bu hükümet Rojava halkının yasal temsilcisidir. Direnişi birlikte yürütüyorlar. Mücadele ediyor ve bedel ödüyorlar. Bugün Cenevre’ye çağırdıkları ve Kürt dedikleri kişilerin Rojava’da herhangi bir direnişi yoktur. Herhangi bir bedel ödememişlerdir. Tamamen Rojava’nın dışında olan güçlerdir. Bunları Cenevre’ye katarak Kürtleri parçalamak istemektedirler. Böylece Kürtlerin iradesini hiçe saydıklarını, Kürtlerin yürüttüğü direnişi görmediklerini, inkâr ettiklerini göstermiş oluyorlar. Hani Suriye’de halk iradesi oluşturulmak isteniyordu? Demokrasi ve özgürlük geliştirilmek isteniyordu? İşte Rojava’da halk iradesi açığa çıkmış durumda. Halk kendisini özgürleştirmiş, kendi yönetimini oluşturmuş ve kendisini yönetmeye çalışıyor. Buna saldıran güçlere karşı direniyor, şehitler veriyor. Suriye’de demokrasi geliştirmek isteyen bir güç bunu esas alır, buna saygı duyar ve Cenevre’ye bunları çağırır. O zaman Suriye için demokrasi istendiğine herkes inanabilir. Ama orada halkın ezici çoğunluğunu temsil eden bir iradeyi, irade dışında tutmak hiçbir mücadelesi olmayanları bir halk adına Cenevre’ye çağırmak hem Rojava’daki direnişe saygısızlıktır hem de halkın iradesine saygısızlıktır. Bu, aynı zamanda Kürtleri parçalamaya yönelik bir tutumdur.”
‘ENKS KENDİ KARARLARINI DA AYAKLAR ALTINA ALDI’
Kürtlerin oynanan oyunları görerek ve anlayarak ikinci bir Lozan’a meydan vermemesi gerektiğini söyleyen Bayık, Cenevre’ye katılan ENKS’nin kendi kararını ayaklar altına aldığını söyledi. Cemil Bayık, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Kürtler adına Cenevre’ye gittiklerini söyleyenlerin ihanetten vazgeçmeleri gerekiyor. Bu bir ihanet durumudur. Oysa Kürtler Cenevre’ye ya birlikte gideceklerdi ya da birlikte boykot edeceklerdi. Bunun ittifakını geliştirmişlerdi. Onun kararını almışlardı. Rojava’daki halk meclisiyle ulusal meclis ortak tutum sahibi olacaktı. Ancak ENKS bu tarzla bu kararı ayaklar altına almıştır. Kendi kararını ayaklar altına alan bir örgütün herhalde halka saygılı olamayacağı rahatlıkla anlaşılabilir. Burada ENKS’nin amacının Rojava halkının çıkarlarını gözetmek olmadığı çok net görülebilir. Daha çok da ENKS içinde yer alan örgütlerin kendi çıkarlarını halkın çıkarlarına tercih ettikleri rahatlıkla görülebilir. ENKS, Rojava halkının çıkarlarını değil kendi çıkarlarını esas almıştır. Cenevre’ye gitmekle Kürt iradesini parçalıyor. Cenevre’ye gitmekle uluslararası güçlerin hizmetine giriyor. Uluslararası güçleri bu temelde Rojava halkına karşı saldırtmak istiyor. Bu çok tehlikeli bir anlayıştır. Sadece kendi çıkarlarını gözetme değil aynı zamanda Rojava devrimini ve oradaki kazanımları da tehlikeye atmaktır. Devrimin karşısında yer almaktır. Oradaki direnişin karşısında yer almadır. Sanıyorum Kürt halkı bütün bunları görüp değerlendirecek durumdadır ve değerlendirmesi de gerekiyor. ”
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.