• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 6 °C
  • Diyarbakır 6 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 16 °C
  • Berlin 2 °C

Cemaat: İktidar hedefimiz yok!

Cemaat: İktidar hedefimiz yok!
Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Gazeteci ve Yazarlar Vakfı “cemaat-iktidar gerilimi” konusunda cemaat tarafından ilk sayılabilecek önemli bir açıklama yayınladı.

Gazeteci ve Yazarlar Vakfı’nın internet sitesinde “Gündeme Dair Önemli Açıklamalar” başlığıyla yayınlanan yazıda ‘hizmet’ adı verilen oluşum hakkında detaylı bilgi verildi.

‘Hizmet’in bir sivil hareket oluduğu vurgulanan açıklamada kendilerine yakın kimseye siyasi tercihte bulunma gibi bir dayatma olmadığı vurgulandı. İşte o açıklamadan satırbaşları...

SİVİL HAREKETİZ: Hizmet, ilhamını inançtan alan, evrensel insani değerler çerçevesinde, birlikte yaşama kültürü oluşturmayı hedefleyen, gönüllülerden oluşan bir sivil toplum hareketidir. Hizmet, bir gönüllüler topluluğudur. Hizmet bir sivil harekettir. Ve sivil bir hareket olarak, hiçbir resmi programın, siyasetin yahut ajandanın parçası, tamamlayanı yahut onunla alakalı bir olay değildir. Hizmet, sivil bir hareket olarak bazı resmi yapılar gibi belirli bir emir komuta zinciri çerçevesinde kendisine itibar eden insanlara oy vermek, siyasal tercihte bulunmak gibi konularda hiçbir zaman “emir” vermez.

SİYASİ PARTİLER: Hizmet’in siyasi partilere bakışını temel olarak belirleyen değerler çerçevesini şöyle tanımlamak mümkündür: Demokratikleşme, dini özgürlükleri sağlamak, Avrupa Birliği başta olmak üzere muteber uluslararası standartlara ulaşmak, hukukun üstünlüğü ve insan hakları ve özgürlüklerinin tevdiinde gayret etmek ve bu hedefler istikametinde çalışan siyasi partilere dün olduğu gibi bugün de bir vatandaşlık görevi olarak destek verilebilir.

TAVRIMIZ DEĞİŞEBİLİR: Hizmet’in siyasi iktidarı paylaşma veya siyasi iktidara sahip olma gibi bir hedefi asla söz konusu değildir. (...) Siyasi partiler demokratikleşme gibi konularda daha geri duruma düşerlerse Hizmet’e itibar eden insanların ilgili partilere yönelik tavırlarında değişim kaçınılmazdır.

KADİRŞİNASIZ: Hizmet-AK Parti tartışmaları konusunda Hizmet’in yaklaşımı çok açıktır: AK Parti ile son on yılda Türkiye’de demokratikleşme, hukukun üstünlüğü, haklar ve özgürlükler ve vesayetin kırılması noktasında ciddi adımların atıldığı ve önemli mesafelerin alındığı bir gerçektir. Bu konuda AK Parti’nin somut hizmetini görmemek yahut küçük görmek haksızlık olur. Hizmet, AK Parti de dâhil memleketin selamete çıkması için gayret eden bütün siyasilere ve siyasi hareketlere karşı her zaman kadirşinastır.

DEVAM EDİN: Bugün, Hizmet, AK Parti’den bu hedeflerin gerçekleştirilmesi ajandasının muhafaza edilmesinden başka hiçbir şey talep etmemektedir. Demokratikleşmeye taraf olan her kesim gibi Hizmet’in de temel siyasi beklentisi, AK Parti’nin geçen on yılda olduğu gibi demokratikleşmenin güçlendirilmesi ve vesayet kurumlarının karanlık nüfuzunun kırılması siyasetine daha güçlü sahip çıkmasıdır.

TEK BAŞINA YAPMADILAR: Diğer yandan bir yerdeki bütün muvaffakiyetler de sadece bir partiye veya bir gruba mal edilemez. O nedenle şunu hatırlamak gerekiyor ki AK Parti döneminde insanımızın takdirini toplayan bu çalışmalarda siyasi iktidarın kararlığı yanında sivil toplum örgütlerinin üzerine düşeni yapmadaki duyarlılığı son derece etkili olmuştur. O nedenle iktidar kadar demokratikleşme sürecine katkıda bulunan öğretmen, işçi, avukat, yargı mensupları, müdür, esnaf, gazeteci, aydın hemen herkesin emeğini takdirle anmak bir zarurettir.

GÜNAH SAYAR: Kırk yıl boyunca yaptığı konuşmalar, yazdığı kitaplar en küçük ayrıntısına kadar incelendiği zaman Fethullah Gülen Hocaefendi’nin milleti ve devleti buhrana sokabilecek bir krize yol açabilecek en küçük bir tavırdan dahi büyük bir günah gibi kaçındığı çok açık görülecektir. Hocaefendi, toplumsal ve siyasal krizlere yol açabilecek her türlü kargaşayı reddeder, tavsiyelerini dinleyen insanlara uyum, istikrar ve topluma hizmeti, güzel ahlakı salık verir.

TASVİP ETMEYİZ: Yukarıdaki çerçeveden bakılacak olursa son dönemde AK Parti ve “cemaat” krizi olarak birilerinin ısrarla gündeme getirdiği ve MİT-Yargı üzerinden izah edilmeye çalışılan bu kriz, tamamen Hizmet’in gündemi ve ilgi alanı dışındadır. İddia edildiğinin aksine Hizmet, bu krizin bir tarafında değildir. Aynı şekilde kendisine gönül verenlerin bu tartışmanın bir yerinde olması tasvip edilecek bir durum değildir. Dün olduğu gibi bugün de kanunlar çerçevesinde vazifelerini yapmak durumunda olan emniyet ve yargı mensuplarının camia ile irtibatlandırılmaları bir kasıt taşımaktadır. (...) ‘Cemaate’ isnat edilen kamu görevlilerine yönelik bu saldırının amacını anlamak için çok zorlanmaya gerek yoktur: Hizmet ve AK Parti’yi sürtüşme zeminine çekerek siyasi iradenin zayıflatılmasını ve Hizmet’in sivil toplum zemininde yaptığı faaliyetlerin engellenmesini sağlamak.

BAŞKALARINA YARAR: Bugün Türkiye’de vesayet savunucularının işine en çok gelecek durum Hizmet ve AK Parti’nin sürtüşmesidir. Hizmet ve AK Parti’nin ihtilafından mutluluk duyan çevrelerin 367 krizi, AK Parti’nin kapatılması davası, Cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi konularda nasıl tavır aldıklarını hatırlatmak gerekiyor.

SIZMA DEĞİL: İkinci nokta, Fethullah Gülen Hocaefendi, Türkiye’nin kendi tarihinin ve kültürünün ürettiği meşru bir düşünceyi temsil eder. Hocaefendi ve temsil ettiği düşünce, tarihsel olarak bu kültürün ve medeniyetin içinde kök salmış bir yaklaşımdır. Dolayısıyla toplumumuzun her kesiminden insanların bu değerler ve prensiplere gönül vermesi destek olması hakkıdır ve meşrudur. Bu açıdan devlet bürokrasisinde de Hizmet Hareketi’ne gönül vermiş insanların olması gayet doğaldır. Kaldı ki kanun ve yönetmelikler çerçevesinde kendi devletinde görev yapmanın ‘devleti ele geçirme’ veya ‘sızma’ şeklinde algılanması insafsızlık olacaktır. Üstelik bu manasız isnattan dolayı Fethullah Gülen Hocaefendi yargılanmış ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunda oybirliğiyle beraat etmiştir

İSPATLAYIN: Değişik platformlarda Hizmet’in ‘devlete sızmış bazı insanlar üzerinden intikamcı duygularla gazetecileri hedef aldığını’ iddia edenler, bu ithamlarını somut olarak adli mekanizmalarda ispatlamak ve haklarını aramakla mükelleftir. Bu kişilerin genel suçlayıcı ifadeler yerine somut iddialarla adli mercilere başvurması ve haklarını aramaları gerekir.

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89