TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, İmralı görüşmeleriyle ilgili ''İstihbaratın da içinde olduğu bir takvim yapılıyor. Herhalde yaz aylarından itibaren bir çekilme süreci başlanacak başka ülkelere'' dedi.
Kuzu, Belediye Konferans Salonu'nda Malatya Belediyesi öncülüğünde düzenlenen ''Her Yönüyle Başkanlık Sistemi'' konulu konferansta konuştu.
Konuşmasına, başkanlık sisteminin ''tek adam'' veya ''diktatörlük'' olmadığına işaret ederek başlayan Kuzu, şu an parlamenter sistemde yasama organının olmadığını söyledi.
Kanun yapma yetkisinin TBMM'de olduğunu, çıkardıkları kanunların yüzde 98'inin hükümetten geldiğini, yüzde 2'sini ise milletvekillerinin verdiğini ifade eden Kuzu, konferansa katılanların sorularını da yanıtladı.
Kuzu, ''Türkiye'de yaşanan terörün çözümüne ilişkin neler yapıldığı'' ve ''İmralı'yla görüşmeler'' yönündeki bir soru üzerine, 30 yıldan beri devam eden bir acının olduğunu ve can kayıplarının haricinde ciddi ekonomik kayıpların da yaşandığını ifade etti.
Kuzu, şöyle konuştu:
''40 bin insanımız. 10 binlerce şehit. 30 yıl devam eden bir acımız var. Ortak acımız, milletin acısı. 400 milyar dolar bu devlet harcamış. Nereye- Havaya. Mecbur kalmış, bir mücadele veriyor. Bir de o dönüşü olmayan acı tablo, binlerce şehit, binlerce yaralı, binlerce ölü ve binlerce acılı anne. Zaman zaman bu memlekette bu işe bir dur diyelim diye teşebbüs edildi. Bunun benzerini biz Osla'da malum devletin görüşmesi olan... İşte Habur'da, Silvan'da, bazı olaylar oldu. Uludere, öylesine bir yol kazası oldu. Maalesef acı bir olay. Buralara takılıp kalırsak bu işi götüremeyiz. Şimdi hükümet kolları sıvadı. İstihbarat da işin içinde. BDP, Kandil bir tarafta işte PKK, şeklinde devam eden süreç var. Bir de Öcalan'ın durumu. Belli bir takvim şu anda yapılıyor arka planda tahmin ediyorum.''
Sürece katkı sağlamayacak konuşmalardan uzak durulması gerektiğine işaret eden Kuzu, şöyle devam etti:
''İstihbaratın da içinde olduğu bir takvim yapılıyor. Herhalde yaz aylarından itibaren bir çekilme süreci başlanacak başka ülkelere. Dolayısıyla böyle bir şey düşünülüyor. O bakımdan bence beklemek gerekiyor. Yani şu an, 'şu olur, bu olur'dan öte herkese düşen en azından konuşmama hiç olmazsa. Yani sürece bir katkısı yoksa konuşmama. Sonuç olarak dert bizim derdimiz. O yüzden bence ona buna kesmeden faturayı, bu bizim için de geçerli, BDP için de geçerli, herkes için geçerli. Sürece katkıda bulunmak lazım. Sorunun değil çözümün bir parçası olmak lazım. Bunu tamamlamamız lazım. Ümitliyim ben bu sefer. Öyle gözüküyor inşallah.''
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.