'Annem Ermeni benim'
Geçtiğimiz hafta, Hocalı Katliamı yürüyüşüyle aynı gün yayınlanan "Hocalı mazlumlarını nasıl anmalı?" başlıklı yazım üzerine başörtülü bir öğretmen okurumdan duygu yüklü bir mektup aldım. Aynen paylaşıyorum. İliğimize kadar işlenen düşmanlık tohumlarının nerelerde atıldığını ve o tohumların sübyan masumları bile nasıl bir çaresizliğe mahkûm ettiğini daha iyi görebilelim diye... Ama en çok bu topraklarda hâlâ diri olan ve hiçbir milliyetçi zehrin işleyemeyeceği Müslüman vicdanının gücünü görüp, enseyi karartmayalım diye...
"Sene başından beri, 11. sınıf öğrencilerimden biri, sabah ilk derslere sıkça geç kalıyor ve ben nedenini sorduğumda hep 'Hocam özel, daha sonra konuşuruz' diyordu. Geçen hafta aynı durum tekerrür edince "Çık dışarı, konuşacağız' dedim. Normalde duygusal ve içine kapanık bir öğrenci olmasından ötürü hassas davrandığım öğrencim, sesimin sertliğinden ürkmüştü. Bana annesi babası ayrı olduğundan bazen dedesinde kaldığını ve onun için derse geç geldiğini söyledi. Neden anne veya babanla kalmıyorsun dediğimdeyse, babasının evlendiğini, annesinin de Fransa'da yaşadığını söyledi. Bu esnada başını öne eğdiğini ve yüzünün kızarmaya başladığını gördüm. "Annen neden Fransa'da?" deyince "Söylemek istemiyorum" dedi. Ama bu "Söylemek istemiyorum" sözleri gerçekte "Hocam, aslında biriyle paylaşmaya öyle ihtiyacım var ki!" yakarışıyla doluydu. Bunu hissedince ısrar ettim. Gözlerini yerden kaldırdı, ürkek bakışlarla, gözleri dolu "Annem Ermeni benim' dedi. Ben şok olmuştum.
Devamı için...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.