Devlet, yapısı gereği gücünü güçsüzün imanını gevreterek pekiştiren, güçlüye dokunmayacak sistemlerini her lazım geldiğinde geviş getirerek üreten müthiş bir organizmadır. Bir bilimkurgu ilham kaynağıdır icat edildiği günden beri. Öyle bir bölünerek çoğalma, öyle bir kasvet gibi çökme, öyle bir kolları uzanma halidir yani. Şimdi sizinle paylaşacağım hikâye bu halin binlerce örneğinden biridir. Lütfen önyargılarınızı 5 dakika portmantoya bırakıp okuyun.
* * *
65 yaşındaki Makbule Özbek’in iki evladı, Nihat ve Nilüfer, 90’lı yıllarda PKK’ye katılır. 1997’de Nihat hayatını kaybeder. Lakin aileye muğlak bir haber gelir. Makbule Hanım oğlu öldü mü kaldı mı, öldüyse cenazesine ulaşabilir mi yani hem bir umutla hem de haber kara ise yasını tutabilmek için örgüte ulaşmaya çalışır. Bu sırada birileri onu PKK ile irtibatlı diyerekten ihbar eder. Sonuçta Makbule Hanım kendini Batman Cezaevi'nde bulur. Örgüt üyeliğinden 2 yıl yatar. İşe bakın ki ağabeyi ve ablasının izine ulaşmaya çalışan evin küçük kızı Münevver de yardım ve yataklıktan tutuklanır ve Batman’da annesinin yanına konur. Trajik bir rahatlama yaşar Makbule Hanım: "Kızı çok merak ediyordum, bari şimdi yanımda, gözümün önünde." Bir süre sonra, önden kızı arkadan kendisi tahliye olur. Çıkarıldığı mahkemece yardım yataklığı düşürülüp (suç vasfının değişmesi ihtimali) serbest bırakılır Makbule Hanım.
Devamı için...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.