İsmi Arif A.. 14 Temmuz 2008 günü, ‘Öcalan’ın saçları 3 numaraya vuruldu’ iddiası üzerine Diyarbakır’da çıkan olaylarda polişe taş attığı ileri sürülen H.A’nın babası. H.A, o gün gözaltına alındığında, henüz 15 yaşındaydı. Hakkında, “Örgüt adına suç işlemek, gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet etmek” gibi unsurları içeren 3713 sayılı TMK, Ceza Kanunun 314/2 ve 220/6 maddesi, 2911 sayılı yasa gereği dava açıldı. H.A, 10 ay 8 gün Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde yattıktan sonra davaya bakan mahkeme kararını verdi. Son duruşmada tahliye edilen H.A, 6 yıl 11 ay ceza aldı. Şimdi Yargıtay’ın vereceği karar bekleniyor.
H.A'nın babası soruyor: Bir taş atmanın bedeli bu mudur?
“UZAY MÜHENDİSİ OLMAK İSTİYORDU…”
Baba Arif, olayların bu boyuta gelmesinden oldukça sitemli. Çocukları cezalandırmanın sorunu çözemeyeceği görüşünde. Oğlunun çocukken uzay mühendisi, büyüdüğünde ve olaylara tanıklık ettiğinde ise avukat olmaya karar verdiğini belirten Baba Arif, “Oğlum çocukken uzay mühendisi olmak istiyordu. Liseye geçince hayalleri değişmeye başladı. Yaşadığımız coğrafyada ki olaylar onu etkiledi ve avukat olmaya karar verdi. Avukat olacak haksızlığa uğrayanları savunacaktı ama ne yazık ki kendisinin savunulmaya ihtiyacı oldu..” diyor.
“Bir telefon bayisinde 300 lira maaşla is bulmuştu çok sevinçliydi, okul masraflarını kendisi kazanacaktı bana yük olmayacaktı” diyen Baba Arif, olay günü oğlunu ilk iş gününde kendisinin götürdüğünü söylüyor ve ekliyor:
“Oğlumu işyerine bıraktıktan sonra dönüş yolumuzda olaylar çıktı. Bir anda kendimizi arada kalmış bulduk. Eve döndük. Oğlum, akşam eve gelmeyince merak ettik araştırmaya başladık. ‘Gözaltına alınanlar çok dediler.’ Önce bunu konduramadık ama saat 11.00 gibi karakola gittik. Orada yoktu. Çevik Kuvvet’e gittik, oradan terörle mücadeleyi aradılar. Gösterilerde gözaltına alındığını böylece öğrendik. Çocuk Şubesi’ne götürülmesini bekledik ama oraya götürmediler.
İş çıkışı yolda arkadaşını görmüş onunla birlikte katılmışlar. Zaten bizim oralarda her zaman bir şeyler olur biliyorsunuz. Taş attı veya başka bir şey yaptı bilmiyorum.”
“DİYELİM Kİ TAŞ ATTI…”
Oğlunun taş atıp atmadığından emin olmadığını ısrarla ifade eden Baba Arif A., “Kaldı ki tas atmış bile olsa 15 yaşında bir çocuğun 29 yılla yargılanması ne kadar vicdani? Böyle bir adaletsizlik beklemiyorduk. Adam öldürenlerin, yolsuzluk, hırsızlık yapanların, tecavüzcülerin, bu kadar ağır suçları yapanların bile böyle cezalar aldıkları duyulmuş değil… Beklemediğimiz bir sekilde örgüt adına suç işlemek, polise mukavemet, kamu malına zarardan tutuklandı…”
‘BİR TAŞ ATMANIN BEDELİ 29 YIL MIDIR?”
Oğlunun cezaevinde olduğu süre zarfında, bir gün olsun gülmediklerini belirten Baba Arif A., “Yargı süreci 10 ay sürdü. Bir bilseniz nasıl geçti o 10 ay. Annesinin kardeşlerinin yedikleri boğazlarından geçmedi, karım hastalandı ağlamaktan, ilaçlar kullanmaya başladı, hala devam ediyor, her an cocugu yeniden alacaklar diye korkuyor...”
Oğlunun mahkemede suçlamaları kabul etmediğini, savunmasında sık sık hakime; “Sizin söylediğiniz bize şaka gibi geliyor. Bu şakayı yapmayın artık bitirin” dediğini aktaran Arif A. sözlerini şöyle sürdürüyor:
Son duruşmada, tahliye olduğu gün, 6 yıl 11 ay ceza aldı. Şu anda dava Yargıtay’da. Eğer onanırsa cezaevine girecek. Bir taş atmanın bedeli bu değil. Bu durum da kendisini elbette ki olumsuz etkiliyor. Merak içerisinde korktuğunu da belli etmemeye çalışıyor ama ben korkuyorum o korkmuş çok mu?
Şu anda oğlumu çeşitli kurslara gönderiyorum, yasadığı kötü şeyleri unutsun okuluna, arkadaşlarına çabuk uyum sağlasın istiyorum. Oğlum ceza almazsa bu yıl lise son sınıfa geçecek.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.