Mürşitpınar Sınır Kapısı’ndan geçişlerine izin verilmeyen cenazeler için ailelerin başlattığı nöbette yer alan, bir oğlu asker, bir oğlu polis olan ve bir oğlu da IŞİD’e karşı savaşta yaşamını yitiren Ayşe Aygün, “Bu nasıl bir insanlık” diye soruyor.
13 HPG, YPG ve YPJ’linin cenazesinin 10 gün boyunca Habur Sınır Kapısı’nda bekletildikten sonra ailelerine teslim edilmesinin ardından çeşitli tarihlerde IŞİD’le girdikleri çatışmalarda yaşamını yitiren 20 YPG/YPJ savaşçısının cenazeleri hâlâ ailelerine teslim edilmedi. DİHA’da yer alan habere göre, çocuklarının cenazelerini almak için nöbet eylemi başlatan aileler Kobanê sınırındaki Mehser Köyü’nde bekleyişlerini sürdürüyor.
30 Temmuz’da Sirrin kasabasında yaşamını yitiren YPG savaşçısı Salih Aygün’ün ailesinin durumu Türkiye gerçekliğini de gözler önüne seriyor. 10 erkek kardeşin 9’unun askerlik yaptığı ailede, çocuklardan biri şu an Tokat’ta asker, biri Van’da polis, 18 yaşındaki Salih Aygün ise IŞİD’le savaşta yaşamını yitirdi. Ve sınır kapısında bir tabutun içinde günlerdir doğduğu topraklarda gömülmeyi bekliyor.
'Bu nasıl bir insanlık?'
Bir haftadan bu yana oğlunun cenazesini alabilmek için bekleyen Anne Ayşe Aygün, “Bir oğlum asker, bir oğlum polis ve bir oğlum da DAİŞ’e karşı savaşta şehit. Asker oğlum Tokat’ta. Polis olan Van’da. Kardeşi kardeşe vurduruyorlar. Oğlumu öldürdüler, cenazesini vermiyorlar. Biz yatıp kalkıp barış diyoruz. Onlar cenazelerimize eziyet ediyorlar. Bana oğlumun cenazesini versinler. O henüz 18 yaşındaydı. Oğlumu büyük zorluklar içinde büyüttüm. Şimdi cenazesi bir tabutun içinde bekliyor ve bize teslim etmiyorlar. Bu nasıl bir insanlık” diyor.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.