Hakkari’de, 22 Temmuz 1991 tarihinde, 16 yaşındayken tutuklanarak cezaevine konulan Serhat Tuğan, tam 28 yıldır kaldığı cezaevinden akşam saatlerinde tahliye edildi.
“Türkiye’nin en uzun süreli mahkumu” olarak tanınan Tuğan ailesini arayan Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi yetkilileri, Serhat Tuğan’ın dün akşam saatlerinde tahliye edileceğini söyledi.
Verilen bu bilgi üzerine ailesi, Tuğan’ın bulunduğu cezaevi önüne geldi. İşlemleri tamamlanan 44 yaşındaki Tuğan, cezaevinden tahliye oldu.
Kendisini bekleyen ailesi ve yakınları ile sarılarak hasret gideren Tuğan’ın ilk sözleri ise şunlardı:
“28 yıldır toprağa ayak basmamıştım. En çok toprağa çıplak ayakla basmayı özlemiştim. Şu an çıplak ayakla toprağın üzerinde gezmek istiyorum.”
Ew dem ! #DadêSerhatBerdan
— Rojbin (@RojbinTugan) June 14, 2019
Ve o an!#AnaSerhatıBıraktılar pic.twitter.com/eMAnjxmjj4
Ne olmuştu?
Serhat Tuğan hakkında 1991’de eski TCK’nin 125. maddesine göre “ülke topraklarından bir kısmını devlet hakimiyetinden ayırmaya matuf silâhlı eylemde bulunmak” suçundan idam cezası istemiyle dava açılmıştı.
Diyarbakır 2 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi 1992 yılında “silahlı örgüt üyeliği” suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezasına hükmetmişti. Dönemin Yargıtay 9. Ceza Dairesi ise 1994 yılında kararı bozarak, 125. maddeden ceza verilmesi gerektiğini ifade etmişti. Bunun üzerine Diyarbakır 2 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi de aynı yıl Tuğan’a müebbet hapis cezası vermişti.
Tuğan’ın avukatlığını yapan kardeşi Rojbin Tuğan, 2008 yılında başvuru yaparak yargılamanın yenilenmesini talep etmişti. Başvurusunda, Tuğan’ın hiçbir silahlı eyleme katılmadığı, bu nedenle örgüt üyeliği suçundan ceza verilmesi gerektiğini ifade etmişti. Ancak Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, talebi reddetmişti.
Adalet Bakanlığınca 2015’te yapılan başvuru üzerine yapılan incelemede, Tuğan’ın silahlı eyleme katıldığını iddia eden tanıklar, o tarihte baskı altında ifade verdiklerini anlatmıştı. Bir tanık da, iki köy korucusunun öldürülmesinden Tuğan’ın sorumlu olmadığını anlatmıştı.
Bakanlık da bu bilgiler ışığında “Sanık müdafiinin iddialarının yargılamanın yenilenmesi yolu ile değerlendirilebileceği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir” kararını vermiş ve Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin 29 Ocak 2009 tarihli kararını bozmuştu.
Ancak mahkeme bu kararı dikkate almayarak yeniden yargılama talebini reddetmişti.
Adalet Bakanlığı ise 29 Temmuz 2016’da ikinci kez yeniden yargılama yapılmasına dair karar vermişti. Dosya halen Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde görüşülüyor.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin iki kez yeniden yargılamayı reddetmesine dair başvuru dosyası da Anayasa Mahkemesi’ne taşınmıştı.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.