İstanbul’da bir araya gelen onlarca sanatçı, akademisyen ve gazeteci, Türkiye’nin geleceği ve tüm sorunlarının çözümü için bağımsız adayları destekleyeceklerini duyurdu.
Taksim Hill Otel’de, DTK Eş Genel Başkanı Ahmet Türk, İstanbul bağımsız adayları Sırrı Süreyya Önder, Sebahat Tuncel, Levent Tüzel ve Mustafa Avcı ile Mersin adayı Ertuğrul Kürkçü ve Kocaeli adayı Emrulah Bingöl ile bir araya gelen kalabalık sanatçı, aydın ve gazeteci grubu, adaylara ve BDP’nin desteklediği 62 adayın arkasında olacaklarını, seçime kadar da aktif çalışacaklarını duyurdu.
Grup adına hazırlanan metnin Türkçesini Gençay Gürsoy okurken, Kürtçesini ise Kürt Enstitüsünden Miraz Ronî okudu. Metinde, imzası bulunan tüm destekçiler adına şu görüşlere yer veriliyor:
“Biz, farklılıklarımızla birlikte, özgür ve eşit yurttaşlar olarak yaşamak isteyenler; Bu ülkenin vatandaşları olarak eşit siyasal haklara sahip olmak isteyen Kürtler, Aleviler, çeşitli dinsel inançlara, etnik kökenlere ve cinsiyet kimliklerine sahip insanlar;
*İfade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerle mücadele eden işçiler, emekçiler, gençler, kadınlar; Vahşi piyasa ekonomisinden, sosyal güvencesizlikten, işsizlikten ve sadaka siyasetinden mağdur olan yoksular;
*Ekolojik yıkıma karşı doğa ile uyumlu bir yaşamın yanında olanlar;
*Her türlü etnik, kültürel, cinsiyete dayalı ve sınıfsal farklılığın engelsiz olarak mecliste temsil edilmesini savunanlar;
*Ülkemizin karanlık dönemlerinin aydınlatılması ve tüm kirli odakların dağıtılması için parlamentoda bir sesin olması gerektiğini düşünenler;
*Barış isteyen ve barış için mücadele eden tüm Türkiyeliler;
Yüzde 10 seçim barajını sandıkta bir kez daha delmek, parlamentoya ülkenin farklı renk ve seslerinin temsilcilerini göndermek için, Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun bağımsız adaylarını destekliyor, özgürlükçü ve eşitlikçi yeni bir anayasa talep eden tüm yurttaşları, 12 Haziran 2011 genel seçimlerinde bu adaylara oy vermeye çağırıyoruz…”
Metnin okunmasının ardından söz alan destekçiler, blok adaylarını destekleme gerekçelerini ise şu sözlerle ifade etti:
PROF. MERYEM KORAY: Türkiye’nin geleceği ve Kürt sorununun daha kapsamlı şekilde mecliste yer bulması için destekçiyim. Başarılar diliyorum.
GÜLTEN KAYA: Okunan metnin altına insanım diyen herkesin imza atması gerektiğini düşünüyorum. Ben destekçisiyim. Benim kutsadığım üç kavram, emek, barış ve demokrasi. Bunlar için destekçisiyim. Bu güne kadar kangrenleşmiş sorunların çözülebileceğini, bu kadronun bu zekaya sahip olduğunu düşünüyorum. Hantal ve hayatın hiçbir sorununu karşılamayan parti programlarından çok sıkıldık. Bu blok adaylarının Türkiye sorunlarının çözümü için iyi geleceğini düşünüyorum. Destekçisiyim.
ARAT DİNK: Burada bulunma gerekçemiz belli. Ben bu bloğa destek vermekle belki az önce okunan farklılıklara Ermenileri katmış olmayacağım ama, bir de Ermeni katmış olacağım. 12 Haziranda demokrasi ve barış adına iyi şeyler olacağını düşünüyorum. O yüzden de destekçisiyim.
NURAY MERT: Emek demokrasi ve barış konusunda özlemi olan herkesin blogu desteklemesi gerektiğini düşünüyorum. Ben zaten BDP’nin tüm adaylarını destekleyecektim. Ama şu an çok farklı ve çok daha geniş açılımlı bir durum ortaya çıktı. Çok daha iyi oldu. Geniş açılımlı bir tablo oluşması çok daha olumlu oldu. Muhalefet etme açısından bir imkan çıktı ortaya.
SENNUR SEZER: Kendime şu soruyu sordum. Sennur Sezer hangi kimliğinle bu bloğu destekliyorsun. Yazarsın, annesin, kadınsın, yaşlısın, eşsin. Bütün bu kimliklerin mecliste temsil edilmesine inandım. Emekçi bir işçi olark da, bir düşünce işçisi olarak da, ana, büyük ana olarak da, torunumun gelecekleri adına da, yaşlıların ve kendimin geleceği adına da, kadınların durumu adına da, meclisi ancak demokrasiden yana, emekten yana bir grup benim isteklerimi gerçekleştirebilirdi. Ben de o yüzden buradayım.
MURAT ÇELİKKAN: Yılardır uğruna mücadele ettiğimiz şeylerin bu blokla gerçekleşeceğine inandığım için buradayım. Türkiye’nin geleceği adına buradayım. Umut ve demokratik bir düzende yaşama umudu adına destekçiyim. Canımızı çok yakan ve yakmaya devam eden Kürt sorununun demokratik, barışçıl ve eşitlikçi bir şekilde çözümlenmesi için bu bloğun adaylarını umut olarak gördüğüm için destekçeyim. Kısaca Türkiye’nin yarıları için destekçiyim.
JÜLİDE KURAL: Bu ülkenin hepimizin bildiği bir gerçekliği var ki o da Kürt sorunu. Bu sorunun demokratik ve barışçıl yolar dışında hiçbir çözümü yok. Bu yüzden de burun çözülsün diye adayların yanındayım. Bu mücadeleyi kendi geleceğimiz için yapıyoruz. Özgürlük, eşitlik diyorsak, hep beraberiz. Sahnede ve her yerde beraber olacağız.
DUYGUSAL AYRIŞMANIN YAŞANDIĞI BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ
AHMET TÜRK: Aslında çok önemli bir süreçten geçtiğimizin bilincindeyiz. Duygusal bir kopuşun yaşandığı, ayrışmanın Türkiye gündeminde olduğu bir dönem. Bu kopuşun nedeni Kürtler değil. AKP ve hükümettir. Bu gün buna müdahale etmek isteyenler, sadece birilerini parlamentoya göndermek için toplanmış değiller. Ayrışma ve duygusal kopuşu engellemek için bir reflekstir bu. Halkların kardeşliği için bir çıkıştır. Böyle bir tavrın, böyle bir desteğin umut olduğunu düşünüyorum. Herkese çok teşekkür ediyorum.
BU MANİFESTOYU YERE DÜŞÜRMEYECEĞİZ
SIRRI SÜREYYA ÖNDER: Ben de aslıda bu bloğun destekçisiyim. Destekçiyken kendimi içinde buldum. Aydın vicdanına ve aydın kalbine dokunmayan hiçbir siyasal yapılanma ve hareketin tarihte geniş kitlelere ulaşabildiği baki değildir. Bu pusula işlevi görmesi hesabıyla aydınlarımızın verdiği desteğin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Hem kişisel hem blok bileşeni olarak bu manifestoyu hiç yere düşürmeyeceğimizi büyük bir onurla yere düşürmeyeceğimizi söylemeyi bir borç sayıyorum. Teşekkürler.
KÜRTLERİN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN SAVAŞMAYANA SOSYALİST DENMEZ.
ERTUĞRUL KÜRKÇÜ: Bu deklarasyonu destekleyen herkese teşekkürler. Kamuoyu oluşması için büyük bir emek bu. Herkesin düşüncelerini yeniden gözden geçirmesi için bir itki yaratıyor. Sosyalistler, Kürt özgürlük hareketi ile ittifak halindeydik zaten, ama bu yıl başka bir zemine geldi. Hem Kürt muhalefetinin hem Türkiye sosyalist muhalefetinin bu kampanya etrafında toplandığını bir kez daha kayıt altına alıyoruz. Bu blokta Kürt özgürlük hareketinin tayın edici bir rolü ver. Ama bu tayin edici rolün bir ufuk genişliğine dönüştüğüne de şahit oluyoruz. Sosyalistlerin buna önem vermesi gerekir. Türkiye’nin ve emekçilerin ihtiyaçlarına bakarak herkesin buna destek olması lazım. Sosyalist hareketin tamamı bu bloğa dahil olmalıydı. Tüm ezilenlerin kurtuluş dinamiği olmadıkça bir sosyalist hareket var olmamız. Kürtlerin özgürlüğü için savaşmayana sosyalist denmez.
EMRULLAH BİNGÖL: Kampanya sırasında linçten yeni kurtulan bir arkadaşınız olarak buradayım. En çok desteğinize ihtiyacı olanlardan biriyim. Bu destek bana coşku verdi. Kocaeli’den başarıyla çıkacağımıza eminim. Hepinize teşekkürler.
BAŞBAKAN BU DİLİ KULANDIKÇA SALDIRILAR OLMAYA DEVAM EDECEK
LEVENT TÜZEL: Değerli aydınlarımızın, yüz akı sanatçı ve yazarlarına bu desteği gösterdikleri için teşekkür ediyorum. Tabi ki son derece önemli. İşçiler, emekçiler, ayrıma tabi tutulanlar, bu ülkede ne istiyor, bunu halkımıza en iyi şekilde anlatacak olan sizlersiniz. Nasıl bir Türkiye istediğimizi burada da gösteriyoruz. Bizim bütün etkinliklerimiz iki dilli oluyor. Başka hiçbir partinin programında yok. İşte bu birliktelik, karşımızdaki güçleri çileden çıkarıp saldırganlaştırıyor. Başbakan, hala BDP ve bloğumuzu hedef gösteriyor. Türkiye sancılı bir sürece gidiyor. Bütün çatışmasızlık ve tahammüle rağmen, ayağa kalkmış yığınların üzerine topla tüfekle gidilmesi, halkımızı nelerin beklediğine dönük bir işaret. Seçim bürolarımıza saldırılar da bunun göstergesi. Başbakan bu dili kullandığı sürece bu saldırılar sürecek. Şiddeti beslediği sürece sürecek bu saldırılar. ÖDP’nin sıradan gerekçelerle seçimlerin dışında tutulması, engellenmiş olmasını hep birlikte kınıyoruz. Bu seçimlere bağımsız adaylarla katılıyor olmamız seçimleri temize kavuşturmuyor. Parlamentodaki varlığımız bunların hepsiyle mücadele etmek olacak. ÖDP ve yanımızda görmek istediğimiz diğer tüm halk güçleriyle acilen bir araya geleceğimiz güçler olacak. Serkeftın.
MUSTAFA AVCI: Ben Kürtçe konuşmak istiyorum ama hiçbir yerde yer almıyor. Kendimi Kürtçe daha iyi ifade ediyorum. Türkçeyi kafam vura vura öğrettiler. Burada bir zorluk var. Kürtçe konuşunca kimse yer vermiyor, ilgi de duymuyor. 27 yıl öğretmenlik yaptım. Bize o çocukları asimile edelim diye teslim ettiler. O günden beri kararlaşma yaşayarak buna karşı mücadele etme kararı aldık. Bu toplantıyı yeniden yükümüzü ağırlaştırdığını düşünüyorum. Sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Bir kez daha yoğunlaşmamızı gerektiren bir toplantı oldu. Bu bilinçle hepinize teşekkür ediyorum. Moral kaynağı oldu bizim için.
SEBAHAT TUNCEL: Bir kez daha umudumun arttığını gördüm. Bu sadece bir destek değil bizim için. Geleceğimizi birlikte örme toplantısı. Bizim de asıl buna ihtiyacımız var. Bu ülkenin tüm sorunları bizim. O zaman birlikte çözelim.
Toplantı yapılan konuşmaların ardından sona ererken, metne destek veren onlarca isim arasında bazıları şu şekilde: Prof. Mahmut Mutman, Mebuse Tekay, Mehmet Aksın, Mehmet Ali Alabora, Prof. Dr. Mehmet Türkay, Prof. Dr Melek Görengeli, Mesut Parlak, Metin Yeğin, Metin Boran, Prof. Dr. Meyda Yeğenoğlu, Migirdiç Margosyan, Mithat Sancar. Murat Çelikkan, Murathan Mungan, Mustafa Atalay, Nabi Yağcı, Nadire Mater, Nazım Alpman, Necmiye Alpay, Nesrin Sungur, Nuray Mert, Orhan Alkaya, Orhan Dink, Orhan Eskiköy, Osman Kavala, Oya Baydar, Ömer Türkeş, Özgür Doğan; Roni Margulies, Pınar Selek, Ragip Duran, Sedat Yurttaş, Sevim Belli, Şahika Yüksel, Şanar Yurdatapan, Şebnem Korur Fincancı, Şeyhmus Diken, Tanıl Bora, Tahsin Yeşildere, Tarhan Erdem, Tarık Günersel; Tarık Ziya Ekinci, Tayfun Mater, Ufuk Uras, Ümit Şahin, Yavuz Önen, Yıldırım Türker, Yeşim Büber, Yücel Sayman Yüksel Akkaya, Zeki Gül, Zeynep Gambetti.
ANF
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.