Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın açtığı davada Ergenekon davasında görevli 9 hakimin 1500'er TL tazminata mahkum olmasını da değerlendirerek, "9 hakime dava açılmasıyla, üst mahkemenin ceza vermesini hukuk adına bir sıkıntı süreci olarak görüyorum" dedi.
Partisinin Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında konuşan Erdoğan, "Terör örgütü figüran olarak kullanılıyor. Ama amaçlarına ulaşamayacaklar" dedi.
Anayasa değişikliği paketini meclise getirince olayların seyri değişti. Karşımızda o dönemde CHP, MHP, BDP, PKK ve İmralı vardı. Sürekli parti kapatmadan şikayet eden kimseler parti kapatmayı zorlaştıran düzenleme kabul edilmeyince adeta zil takıp oynadı. Ana muhalefet partisinin o zamanki başkanı “AK Partili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi. Daha sonra teşekkür de etmedi. Zaten Meclis’e de uğramıyordu. herhalde daha önemli işleri vardı.
Yargı güvenirliğini yitirdi
Çetelerle çok yoğun bir mücadele ettik. Burada şunu söylemek istiyorum. Kısa bir süre önce malum 9 tane yargı mensubuna, malum yine bir dava açılması neticesinde üst mahkemenin kalkıp da ceza vermesini bu ülkede hukuk adına çok ciddi bir sıkıntı süreci olarak görüyorum.
Bugüne kadar yapılmamış ve yeni kapıların açıklamasına mesnet teşkil edecek bir durumdur.
Anayasayı çiğneyerek böyle bir kararı verme yetkisini üst mahkeme nereden buluyor. Bundan sonra mahkumundan tutuklusuna kadar böyle bir kapı açılacak mı. Açılacak. Peki ne olacak. Bunun altından neyle kalkacaksınız? Hangi hukuka dayanarak böyle bir adımız atıyorsunuz. Bunun ideolojiden başka bir açıklaması olamaz.
Buna ne kendileri inanıyorlar ne milleti inandırabiliyorlar. Yargı bu kararla birlikte güvenilirliğini yitirmiştir.
Teröre inat demokrasi diyeceğiz
Biz teröre inat demokrasi diyeceğiz. Hak hukuk diyeceğiz, kardeşlik diyeceğiz, yatırım diyeceğiz. Yatırımların yapılmasını engelleyen yerel yöneticiler var. Tüm bunlara rağmen onlar gerilim üretecek bir bu engelleri aşacağız.
Elimizde dosyaları var
Kendi belediyelerinin olduğu yerlere bir bakın. Hiç altyapıyla hizmetle ilgilendikleri yok. Sadece ve sadece işi tamamen ideolojilerine hizmet noktasında görüyorlar. Lafa gelince çevreciliği de kullanıyorlar. Ama hepsinin dosyaları elimizde var. Zamanı gelince bunları kullanacağız.
Uzlaşma aradık, mutabakat aradık orada da kapıları kapattılar. “Terör bitmesin” dediler, neden Ak Parti’nin başarı hanesine yazılır.
Yeter ki Türkiye’nin çocukları kazansın, yeter ki analar babalar ağlamasın.
Çıkmışlar “Açılımdan sonra terör arttı” diye açılımı karalamaya çalışıyorlar. Biz bunu anlatmaya devam edeceğiz. Ve göreceksiniz ki, şu an muhalif olanlar yine muhalif kalacaklar.
Temmuz başına kadar bu takvim bitti bitti, aksi takdirde biz tatil matil dinlemiyoruz. Biz çalışacağız. Beyefendiler de kuzu kuzu gelecekler.
“Sert değil, ortada gidiyoruz”
Her türlü kara propagandaya direneceğiz. Benim ülkemin rotasını dış güçler, gazete manşetleri ya da tv haberleri belirlemeyecek. Rotayı artık millet belirliyor.
Yanınıza gelip “Çok sert gidiyorsunuz” diyenler olabilir. Biz tam orta yolda gidiyoruz. Ne gerekiyorsa öyle gidiyoruz. Biz uysal koyun değiliz. Biz hep mazlumun yanında zalimin karşısında olacağız.
Eğer biz 3 kıta yedi iklime adalet dağıtan bir milletin torunlarıysak bunu yapmalıyız.
“Onlar cesur, Başbakan sünepe öyle mi?”
İlişkilerin düzelmesi için İsrail’deki hükümet ve Ak Parti’nin gitmesi lazım diyen köşe yazarları oldu ve bunu utanmadan televizyonda söyleyenler oldu.
O kişiler bunu söyleyecek kadar cesur, Başbakan bunu izleyecek kadar sünepe öyle mi?
“Dalga geçenler mahçup”
Biz teğet geçiyor dediğimizde bize saldıranlar şu anda mahcup durumdalar. Biz IMF ile bu süreci atlattığımız gibi borçları da ödüyoruz. Ekonomi rakamla konuşulur. Ciddi olun biraz.
“Eksen kaymıyor, genişliyor”
Eksen kayması diye bir durum söz konusu değildir. Aksine eksen genişliyor. Türkiye artık yere daha sağlam basıyor. Barış çağrılarını daha kuvvetli dile getiriyor.
İsrail’in korsanlığının ardından Türkiye’nin susması bekleniyordu. Ancak biz bu hukuksuzluk karşısında susmadık. Türkiye’nin bu işin peşini bırakması için bazı lobiler devreye girdi. Kimseye şirin görünme gayreti içinde değiliz.
Aleyhimize bir kampanya başlatıldı. Uluslararası basın öncü rol oynadı. Maalesef içerde bazı basın mensupları da bu kampanyayı destekledi. Bu sorunu bir Türkiye-ABD sorunu gibi göstermeye çalışanlar büyük yanılgı, içindedirler ve mahcup olacaklardır.
“Obama İran'a güvenmediğini söyledi”
Biz Tahran anlaşmasını ABD Başkanının bize yazdığı mektuplar çerçevesinde yürüttük. Atılan bu adımın takdir edilecek adım olduğunu ancak İran’a güvenmediğini söyledi. Bunu söylemek zorundayım.
“Açılım bitmedi”
Milli birlik sürecine devam edeceğiz. Bugün gazetelerde Diyarbakır’da mahkemelerin malum olayla ilgili verdiği karar var. Açılım bitti diyorlar. Hayır bitmedi biz bu yolculuğa devam edeceğiz. (Kandil ve Mahmur'dan gelen 10 PKK'lı tutuklandı)
Bu başlıkları atanlar bu ülkenin önünü açılımda kapatmak isteyenlerdir.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.