Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ATV ve Ahaber'de ortak yayımlanan "Gündem Özel" adlı programda gazeteci Star gazetesi yazarları Elif Çakır ve Yusuf Ziya Cömert ile Sabah gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak ve Sabah gazetesi yazarı Sevilay Yükselir’in sorularını yanıtladı.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından bazı başlıklar:
‘Terör örgütünün yurtiçi yurt dışı desteği var’
‘’Bunların hangi kaynaklardan ülkelerden beslendikleri belli. Komşu ülkelerden de Batı'dan da besleniyorlar. Şu an da dağdaki mücadeleyi de destekliyorlar, siyasi arenada da destekliyorlar. Ciddi anlamda aldıkları medya desteği de var, yurtiçi ve yurtdışında...
Bölücü terör örgütünün aradığı en önemli şey propogandasını yaptırabilmektir. Medya patronlarıyla beraber mücadele yapmak için görüşmeler yaptık. Ancak beklenen desteği alamadık. Büyük gazetecilik örneği verdiğini düşünenler ne getirip ne götürdüğünü bilmiyorlar. Terör örgütüne belli destekleri veriyorlar."
‘CHP’nin sunduğu çözüm değildi’
''Ana muhalefet diyor ki 'Biz bu sorunu çözeriz.' Ben gazetecilere soruyorum: 'CHP'nin Kürt sorununu çözmek için getirdiği bir şey var mı?' 10 tane madde, diye bize geldiler. Bu maddelerin hepsi teşhis, tespit. Bunu her gün yapıyoruz. Bunların hiçbiri çözüm değil.''
Zana ziyareti
‘’Bölücü terör örgütünün uzantısı olan anlayış parlamentoda açıklama yapıyor. ‘Parmaklar tetiklerden çekilsin’ diye.
Leyla Zana, 'Tetiklerden elin çekilmesi lazım’ dedi, bana. Ben de, Bakın Sayın Zana bu ifadelerinizi kabul etmemiz mümkün değil. Kim bırakacak silahları? Tabii ki PKK bırakacak. Güvenlik güçlerinin bir parçasıdır silah. Tedbirdir. Sizin yapmanız gereken çağrı bölücü terör örgütüne olmalı. Çıkın bunu yapın dedim.’’
‘Siz kimin medyasısınız’
''23 Temmuz’da Şemdinli’de bir süreç başladı. Birtakım medya Şemdinli’de psikolojik bir harekat başlattı. TSK çalışanlarını bizleri bu propaganda etkiliyor. Ama orada, karada ve havada bir mücadele sürdürüyoruz, özel harekat polisleriyle. Bununla gurur duyuyoruz. 23 Temmuz’da iki şehdimiz var ve 115 terörist etkisiz hale getirildi. Bazı rakamlar var ortaya atılan, bunları hepsi yalan. Twit atıyorlar, bir kısım medya da bunu şu kadar polis, asker şehit oldu diye haber yapıyor. Bunlar çok komik şeyler. Helikopter düşer, şehit olursa biz bunu gizler miyiz? Ne yazık ki bu medya buna alet oluyor. Ben soruyorum tamam terör örgütünün medyası var ama bazıları var ve onlara soruyorum siz kimin medyasınız?''
'Sivillerin olmadığı bölgede operasyon yapılıyor’
''Sivillerin yaşamadığı bölgelerde bu operasyonlar yapılmaktadır. MHP’ye bu noktada şükranlarımı bildiriyorum. Tavrını çok net açıkladı, sayın MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye teşekkür ediyorum.''
‘Ahmet Türk dağılmış durumda’
''Bölücü terör örgütü uzantısı olanlar mücadelelerini sandıkta versinler. Ben onların içinde Ahmet Türk’ü görüyordum ama onunda yanlış ifadeleri var. Bir olgunluğu var diye düşünürdüm. Kim bilir nasıl tehdit ediliyor. Ahmet Türk dağılmış durumda. AKP’ye oy vereni vatan haini ilan ediyor.''
‘Şemdinli’deki telsiz kayıtları var elimizde’
‘’Elimizde Şemdinli’nin telsiz notları var. Yaralı olanları öldürün, diyor. Onları taşımayın, diyor. Bunlar insanlıktan nasipsiz olan bir zihniyetin temsilcisi.
Kontrolümüz dışında olan bir yer yok. Oralarda istediğimiz operasyonu yapabilecek durmaktayız. Bazı medyaların psikolojik hareketi bu. Parti teşkilatım bile oralarda. Bize tehdit ediyorlar oralarda. Bize buralardan gideceksiniz diyorlar ama biz sonuna kadar oradayız ve bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu ülkenin insanı biz terör örgütünün eline bırakamayız. Buyursunlar gelin demokratik alanda bu mücadeleyi versinler.’’
‘Esed PKK’lıları destekliyor’
"Bizim asıl sıkıntı alanlarımızda bir tanesi Irak-Kandil. Bu bölgeden sürekli sızma çalışmaları var. TSK'da bu konuda ciddi mücadele var. 200 kişilik gruplar sızmaya çalıştı. Amanos’ta da oldu. Suriye tarafından özellikle Beşşar Esed’in desteklediği PKK üyeleri ülkemize sızmaya çalışıyor. Ama CHP bunları Esed yönetimini desteklemeye devam ediyor."
‘Irak nota verdi ertesi gün Kandili vurduk’
"Ben Dışişleri Bakanımı Kuzey Irak’a boşuna göndermedim. Bu iş bir tehdit unsuru olarak devam ederse aramızdaki dostluk biter mesajını iletti.
Irak Başbakanı sınır ihlalinden bahsetti. Biz gittik yine operasyon yaptık. Bize oradan tehdit geldiği sürece gider operasyonumuz yaparız. Maliki bana kendisi ‘Benim gücüm yetmiyor. Benim size diyecek bir şeyim yok’ dedi.
Kuzey Irak ve Bağdat arasında ciddi bir sıkıntı var. Barzani buraya geldiğinde konuştuk. Maliki’ye karşı orada bulunan tüm etnik gruplarla bir süreç başlatacağını söyledi. Şuan o süreç başladı ama henüz yeni bir süreç. Allavi buraya geldiğinde bu konuyu gene konuştuk. Kerkük’e Ahmet (Davuoğlu) Bey’in durumunda rahatsız olmalı bir markaj siyasetidir. İran’dan Irak’a geçenler bunu bildiriyor mu? Bizim orda soydaşlarımız var. Bu nota siyaset acemiliğidir."
İran-Türkiye ilişkileri
"İran’ın yaklaşım tarzını kabullenmek mümkün değil. En üst düzeyde söyledik bunu. Aynı değerleri paylaşmak isterken böyle bir sıkıntı içinde olmak. Bizi şüpheye iter.''
‘Kuzey Irak ile ticari ilişkiler en üst noktada’
''Kuzey Irak yerel yönetimi Türkiye’ye düşman olduysa. Bizim ticari ilişkilerimiz niye bu kadar fazla. Kuzey Irakla çok ciddi rakamlarla ticaretimiz var. Buralarda Türk firmaları çok etkin.''
‘Esed’in orduları hala kuzeyde’
"Suriye noktasında özellikle kuzeyde mevcut gelişmeler noktasında. Burada söylenen şeyler hayali haritalardır bizim buna göz yummamız düşünülemez. Esed’in Kamışlı’da ordusu var. Kimseye bırakmış değil buraları.
Suriye’de Halep’te Esed yönetimi bir yığma gayreti içerisinde. Muhalifler burada ciddi bir bölümü kontrol ediyor. Esed’in sonu her geçen gün daha da yaklaşıyor."
Obama fotoğrafı
''Obama o fotoğrafına yapılan yorumları bilemem ama benim gördüğüm Obama gayet ciddi ve duruşuyla saygındır.''
‘Paşamıza yapılan benzetmeleri doğru bulmuyorum’
"İlker Paşamıza yapılan benzetmeleri doğru bulmuyorum. Bir örgütün mensubuymuş gibi yaklaşımları çirkin buluyorum. TSK’da, Genelkurmay Başkanlığı görevine gelmiş biri için bu yakıştırmaları doğru bulmuyorum. Tutuklu yargılanmasını dahi doğru bulmuyorum. Tutuksuz yargılanmasından yanayım.
Şu anda içeride olan insanların hepsi haklı olarak içeridedir diyemeyiz. Kim bilir burada düşünce noktasından, hatta hatta geçin onu adi suçlardan bile bir çok insan içeriye atılabiliyor. Yanlış hükme mahkum olanlar da var. Beni niçin içeri attıklarını ben bilemiyorum. Çünkü devletin bütün kitaplarında Milli Eğitim Bakanlığı’nın kitaplarında olan bir şiiri okuyan insan içeriye giriyor. Bunun hiçbir şeyle izahı yok ki. Geliyorlar ambalajlıyorlar, o ambalajla içeri koyuyorlar.
Silahlı kuvvetler mensuplarının tutuksuz yargılanması gerekir. Ben kolay kolay bir silahlı kuvvetler mensubunun bu ülkeden kaçacağına ihtimal vermiyorum. Sivillerden kaçanları biliyoruz da ama şuana kadar TSK’dan ayrılıp bir tane kaçan var. Bunun dışında olmadı. Hatta hatta NATO’da görev yapan, yurtdışında görev yapan personellerimizden bu süreç içerisinde olanlar, bakın çağrılmışlardır ailelerini bırakmak suretiyle gelmişler ve tutuklanmışlardır. Bu bir inceliktir. Bir hassasiyet var. Öyleyse tutuksuz yargılarsınız. Ama bu şekildeki bir yaklaşım hakikaten bir çok sıkıntıya neden olmuştur. Üzülerek söylemek durumundayım."
YAŞ kararları
‘’Gerçekten bizim bu son Yüksek Askeri Şura, başta Genelkurmay Başkanım olmak üzere, oradaki ekipte görev alanlarla hakikaten iyi bir çalışma oldu.
Burada bir şeyi söylemem lazım. Bazen bilir bilmez bazı şeyleri yazıyorlar. Emekli edilen generallerle ilgili özellikle yazıyorlar. Efendim diyor, bu 55 general ve amiral bunlar basın açıklamasında yer aldığı gibi kadrosuzluk nedeniyle emekli edilmişlerdir. Bu bir yıl daha niye uzatılmadı?
Bu uzatma kararını askeri şura ya bir ihtiyaç nedeniyle verir, eğer ihtiyacı yoksa emekli eder. Çünkü bir generalin generallikte kalma süresi normalde 4 yıldır. Ya terfi edilir, ye ertelenir yada emekli edilir. İhtiyaç olanlar terfi edilmiştir veyahutta ertelemeye girmiştir. Ama olmayanlar da kadrosuzluk nedeniyle emekli edilmişlerdir.’’
Dolmabahçe'deki görüşme
"Şimdi bu zaten biz iktidara geldiğimiz andan itibaren dedikodu olarak olan şeyler bunlar. Bir gece yatarsınız ertesi gün böyle kalkabilirsiniz. Bunlar hep söylendi. Biz bu tür şeylere fazla kulak assaydık zaten buralara gelemezdik. Biz bu noktada silahlı kuvvetlerimizle olsun bizim hizmet aşkımız var. Bunun gereği neyse o şekilde de sürdürürüz. 27 nisan akşamı bir bildiri yayınladı. Medya buna muhtıra demiştir. Ben bunu böyle kabul etmedim. Ertesi sabah biz zaten onun cevabını verdik. Eğer muhtıra diyorlarsa, onun üzerine daha güçlü bir muhtırayı biz verdik.
Söylenen nedir? Ordumuz Atatürkçüdür. Öyle misiniz? Öyleyseniz, o zaman Ata’nın bu sözü kulak arkası demezsiniz. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’
Hükümet olarak biz de değerlendirdik. Buranın verdiği karara siz tabii olacaksınız dedik. İşte Dolmabahçe’de ne konuşuldu? Genelkurmay Başkanı’mla her şeyi konuşurum. Ama ben kendisiyle o 27 Nisan ardından görüşmeydi malum. O zaman böyle bir görüşmeyi burada yaptığımızda kendisine ben dedim ki ‘Bakın bu aramızdaki görüşme siz de kaldığı sürece bilesin ki benimle mezarıma gidecek. Ama sizden bir şey çıkarsa ben de söyleyeceğimi söylerim’
İki insanın kendi arasında mahremi olmaz mı? Bak çıktı bir tane milletvekili, CHP’nin içinde, bakanlık yapmış bir adam, affedersiniz çıktı genelkurmay başkanı’nın hanımıyla alakalı bir şeyler söyledi.
Sır diye bir şey yok mu devlette? Bizim bir çok yazışmalarımızda çok gizli var. İsme özel var. Hiç orada olmayan bir kişinin kalkıpta hanımıyla ilgili konular konuşuldu gibi çirkin yaklaşımlar, nitekim yargıda da kaybetti zaten. Böyle bir şey olabilir mi? İn cin bir şeylerin mi var senin? Neyin nesisin böyle bir şeyi söyleyebiliyorsun?"
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.