Trump yönetiminin Irak ve Suriye’de İran etkisini kırmaya yönelik bir politika izleyeceği sinyalleri geliyor. Tahran etkisindeki Bağdat yönetimiyle Musul operasyonu için işbirliğine giden Barzani’nin son dönemdeki görüşme trafiğinde bu yeni politikanın izlerini görmek mümkün.
“Tahran’la ilişkiler konusunda bilgi paylaşımı yapacağız”
Barzani’nin ziyareti öncesi Al Jazeera’ye konuşan Federal Kürdistan Başkanlık Divanı Başkanı, bölgenin etkili isimlerinden Fuad Hüseyin, Tahran’ın, hem Bağdat ve Hewler’le hem de Ankara’yla ilişkilerinin de gündemlerinde olduğunu söyledi. “İkili ilişkiler, iki ülke arasında yürüdüğü için bu konuda bir etkileşim sözkonusu olamaz. Ancak görüşmelerimizden yola çıkarak bilgi paylaşımı yapacağız” dedi.
Hüseyin’in sözünü ettiği, 20 Şubat’ta Tahran’a giden Federal Kürdistan heyetinin yaptığı görüşmeler.
Federal Kürdistan heyetinde bulunan Kürdistan İslam Birliği Partisi'nden Hadi Ali, Tahran dönüşü Rudaw’a konuşmuş ve Tahran’da yaptıkları görüşmelerde Barzani’nin bağımsızlık çıkışlarının da ele alındığını söylemişti. İran Meclis Başkanı Laricani’nin kendilerine, “İran’ı tehdit etmeyecek adımlarınızı izleyebiliriz” dediğini anlatan Ali, Tahran’ın ‘bekle ve gör’ politikası takip edeceğine inandığını belirtmişti
İran medyası ise, Laricani’nin “Irak’ın birliğini önemsediğini” hatırlatarak, Federal Kürdistan heyetine, “Kürtlerle Irak hükümeti arasına mesafe koymaya çalışanlara izin verilmemeli, çünkü bu ancak düşmanın yararına olur” dediğini aktarmıştı.
Barzani son olarak 23 Ocak’ta, Nisan 2018’deki seçimde Maliki’nin yeniden Başbakan olması durumunda bağımsızlık ilan edileceğini söylemişti.
Kerkük petrolleri sorunu
Fuad Hüseyin, Ankara ve Hewler arasında imzalanan petrol anlaşmalarının da İstanbul’da görüşüleceğini belirtti. Petrol ihracatı konusunda değinilecek bir gündem maddesi daha var: Tahran ve Bağdat arasında Kerkük petrollerinin ihracatına ilişkin olarak 21 Şubat’ta imzalanan mutabakat zaptı.
Bağdat’ta, İran Petrol Bakanı Bijan Zanganeh ve Iraklı mevkidaşı Abdülcabbar El Laibi arasında yapılan, Başbakan İbadi’nin de bulunduğu toplantıda varılan mutabakata göre, Kerkük’ten İran topraklarına yeni bir petrol hattı inşa edilecek. Tahran, Kerkük bölgesindeki petrol rafinerilerinin onarımında da katkıda bulunacak.
Kerkük’ten Ceyhan’a uzanan boru hattından halihazırda yapılan ihracat, Federal Kürdistan’nn denetimi altında. Tahran ve Hewler arasında da bir boru hattı inşası için 2015’te görüşmeler yapılmıştı. Ancak hem Hewler’in mutabakat metnine itirazları, hem de Bağdat’ın olumsuz görüş bildirmesi sebebiyle anlaşma imzalanamamıştı.
Bağdat ve Tahran arasında petrol boru hattı için görüşmeler sürerken, İran destekli Haşdi Şâbi, Kerkük'ün yaklaşık 75 kilometre güneybatısında güçlerinin ve mevzilerinin sayısını artırdı. Federal Kürdistan basınına konuşan Kerkük’teki Peşmerge komutanlarından Albay Şirvan Muhammed, “Bölgede güçlü bir IŞİD varlığı kalmadı. IŞİD tamamen gittiğinde Peşmerge’yle savaşabilmek için kuvvetlerini artırdıklarını düşünüyoruz” demişti.
“Başika’ya biz müdâhil olmuyoruz”
Başbakan Binali Yıldırım, geçtiğimiz hafta sonu yapılan Münih Güvenlik Konferansı'nda Mesud Barzani’yle görüşmüş ve Türkiye’ye davet etmişti. Yıldırım’la Barzani’nin görüşmesinde, Musul operasyonu ve göçmenlerin durumu ele alınmıştı. Aynı gün, PYD’yi terör örgütü kabul eden Suriye muhalefeti lideri El Ubde de Barzani’yle görüşmüş ve Peşmerge’nin Suriye’de rol oynamasını istemişti.
Gazetecilerin konuyla ilgili sorusuna Barzani, "Söz konusu olan zaten Suriyeli Kürtlerin Peşmerge güçleri. Zaten onların orada olmaya hakkı var. Oraya dönmelerine destek vereceğiz" yanıtını vermişti.
Fuad Hüseyin, görüşmeyle hakkında Al Jazeera’ye bilgi verirken, Başika konusuyla ilgili de “Yıldırım’ın Ocak ayındaki Bağdat ziyaretinde bu konunun iki başkent arasında çözülmesine karar verildi, biz müdâhil olmuyoruz” dedi.
ABD’den, “Irak’ta biz de varız” vurgusu
Barzani’nin Münih’te görüştüğü tek isim Yıldırım değildi.
Barzani, ilk olarak 17 Şubat’ta, ABD’nin yeni Savunma Bakanı Mattis’le görüştü. Mattis burada, Bağdat hükümetiyle yapılan işbirliğinden Washington’ın çok memnun olduğunu vurguladı. Yakın zamanda Hewler’e gideceğini belirten Mattis, “Ülkesinin Kürdistan halkına olan desteğinin süreceğini” söyledi. İkili, Musul operasyonunun detaylarını da Münih’teki görüşmede ele aldı.
Mattis,bu görüşmeden sonra Bağdat’a giderek, Iraklı mevkidaşı ve Irak ordusundan generallerle de Musul operasyonunu görüştü, Haşdi Şâbi’nin varlık gösterdiği bölgeleri inceledi. Hewler’le yapılan işbirliğinden çok memnun olduklarını burada da tekrarladı. Mattis Bağdat’ta, yeni yönetimin Irak’tan asker çekmeyi düşünmediğini vurgulayarak, ABD’ye hâlâ ihtiyaç olduğunu söyledi.
Tahran’dan Barzani’ye davet
Barzani, Mattis’in ardından aynı gün İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’le de görüştü. Barzani’nin iktidardaki partisi KDP’nin Dış İlişkileri Sorumlusu Hemin Hawrami, görüşmenin, ‘bölgedeki dengeyi sağlama hamlesi’ olduğunu duyurdu.
Trump'ın adımları sonrası bölgede yalnızlaşma endişesi olan İran'ın Dışişleri Bakanı, görüşmede Barzani’yi Tahran’a davet etti. 2016’da planlanan bir ziyaret, İran’ın protokol kuralları gereği Federal Kürdistan bayrağı kullanmayı reddetmesi sebebiyle yapılamamıştı. Tahran aynı dönemde, Şubat 2016’da, Hewler’de Suudi Arabistan'ın konsolosluk açmasını da sert bir dille eleştirmişti.
Barzani, Zarif'in Tahran davetine henüz yanıt vermedi.
“Pence ile bağımsızlık konusu görüşüldü”
18 Şubat’ta Münih’te üçlü bir trafik yaşandı. Önce, Irak Başbakanı İbadi İran Dışişleri Bakanı Zarif’le görüştü.
İbadi hemen ardından ABD Başkan Yardımcısı Pence ile bir araya geldi. Washington’daki yeni yönetimle yapılan bu ilk üst düzey temasta da konu Musul operasyonunun yanısıra, İran’ın ülke üzerindeki etkisiydi.
Barzani, bu görüşmelerin ardından İbadi’yle bir araya geldi. Son olarak 5 Kasım’da İbadi, Musul operasyonunu yerinde inceledikten sonra sürpriz bir şekilde Erbil Havalimanı’na gitmişti. İki lider burada bir araya gelmiş ve ‘işbirliğine devam’ açıklaması yapmıştı.
Hewler ile Trump yönetimi arasındaki ilk üst düzey temas da, Münih’teki İbadi-Barzani görüşmesinin ardından gerçekleşti. Barzani, ABD Başkan Yardımcısı Pence ile bir araya geldi. Hemin Hawrami, görüşmenin ardından Rudaw’a, “Pence ile Barzani, Kürdistan’ın bağımsızlığı konusunu çok ciddi şekilde ele aldı” dedi.
Görüşmelerde Trump’ın İran politikasının etkisi
Trump’ın İran’a yönelik sert açıklamalarının ardından, Washington ve Tahran arasında gerilim artıyor. Trump İran’ı, “terörizmin en büyük destekçisi” olarak nitelendiriyor. Washington, İran’ın bölgede artan etkisinden rahatsız. Bu nedenle. bölge ülkeleriyle temasları artırma ve İran’a karşı işbirliğine gitme politikası izliyor.
İran’ın bölgede en fazla etkisi bulunan iki ülke, Suriye ve Irak. Özellikle Maliki’nin başbakanlığı döneminde, Irak neredeyse doğrudan Tahran’ın etkisi altına girdiğinde, Hewler-Bağdat ilişkileri de dibe vurmuştu.
İbadi döneminde ise, Musul operasyonu için Federal Kürdistan ve merkezi hükümet işbirliğine gitti. Ancak, İran tarafından eğitilen Şii milis grup Haşdi Şâbi’nin de operasyonlara katılması ve bu grupların Barzani’nin Federal Kürdistan’deki rakibi olan, Tahran'a yakın KYB tarafından desteklenmesi, sorun olmaya devam ediyor.
Trump yönetimi bölgede İran’ın etkisini kırmaya çalışırken özellikle Barzani, İbadi, Körfez ülkeleri ve Ankara'yla teması artırdı. Pence ile Yıldırım'ın yine Münih'te gerçekleşen ilk yüz yüze görüşmesinde de İran vurgusu öne çıktı. Beyaz Saray'dan görüşme sonrası yapılan açıklamada, "Her iki lider İran’ın bölgede istikrarı baltalamasına izin vermeyecekleri konusunda mutabık kaldı" ifadesine yer verildi.
Barzani, tüm bu görüşmelerin detaylarını İstanbul’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ele alacak. (Al Jazeera, Rudaw)
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.