16 Mayıs 1916 yılında Fransa ve İngiltere arasında imzalanan Kürdistan ve birçok Ortadoğu ülkesinin parçalanmasına neden olan Sykes-Picot Anlaşması’nın üzerinden tam bir asır geçti.
Federal Kürdistan Başkanı Mesud Barzani, Sykes-Picot Anlaşması’nın 100’üncü yıldönümünde bir mesaj yayımladı. Başkan Barzani mesajında, Sykes-Picot Anlaşması imzalandıktan sonra Kürdlerin payına hep savaş, perişanlık, talan ve viraneliğin düştüğünü ve o günden sonra ne Kürdistan’ın, ne Irak ne de Ortadoğu’nun barış ve huzur yüzü göremediğini kaydetti.
‘Sykes-Picot Anlaşması’nın geçerliliği kalmadı’
Sykes-Picot Anlaşması’nın artık geçerliliğinin kalmadığına vurgu yapan Başkan Barzani, dünya devletlerinin, Irak halklarına acı ve gözyaşından başka bir şey getirmeyen politikalarında ısrar edeceklerine, Irak ve Ortadoğu halklarına çözüm getirecek çareler üzerine yoğunlaşmaları gerektiğinin altını çizdi.
Mesajında Federal Kürdistan’daki güçleri ve siyasi partileri de uyaran Barzani; ‘‘Eğer siyasi güçler, tarihin önümüze çıkardığı fırsatı farklı bahanelerle kaçırırsa o zaman halkımız kendi kararını verir. Bu tüm siyasi oluşumlardan daha güçlü ve meşrudur’’ dedi.
Federal Kürdistan Başkanı Mesud Barzani’nin mesajı şöyle:
“Sykes-Picot Anlaşması’nın üzerinden 100 yıl geçti. Bu anlaşma, 1.Dünya savaşı sonrası Ortadoğu’nun parçalanmasına yol açmıştır. Bölgenin demografik yapısı ve talebini gözetmeden çizilen sınırlar, başta Kürdistan halkı olmak üzere birçok halka büyük bir zulüm getirmiştir. Bu anlaşmanın çizdiği çerçeve, Irak devleti ve Kürd halkı için bir felaket olmuştur. Anlaşmadan önce Arap-Kürd milletinin ortaklığı temelinde kurulan Irak devleti, bu anlaşma ile Kürdlerin ortaklığını göz ardı etmeye başlamış ve Kürdlere büyük bir zulüm uygulamıştır. Bu anlaşmada Kürdlerin payına; 12 bin Feyîli Kürd gencinin, Barzani ailesinden 8 bin ferdin, Germiyan’dan 182 bin kişinin ölümü, Halepçe Katliamı ve diğer bölgelerdeki Kürdlerin Enfal sürecine tabi tutulması, 4 bin 500 köyün yakılıp, virane edilmesi, asimilasyon, katliam ve savaş düşmüştür.
‘Irak zulümde ısrar etti’
Kürdistan halkı, 1991 Raperîn (Ayaklanma) sonrası Irak devleti ile yeni bir sayfa açmak istemiştir. Kürdistan halkı intikam alma yolunu değil, barışı seçerken, Irak devleti zulüm ve baş ezme politikasında ısrarcı oldu. 2003 yılında BAAS rejiminin yıkılması üzerine Kürdistan halkı barış, demokrasi ve federalizm temelleri üzerinden Irak’ın yeniden ve ortak bir Anayasa’nın yazılması için irade göstermiştir. Ancak Irak hükümeti hiçbir zaman Anayasa’ya uymadı ve pratikleştirmedi, Kürdistan halkının ekmeğini kesti. Sykes-Picot Anlaşması, Ortadoğu haklarını özellikle de Irak’taki bileşenlerin kaderini devletlerin insafına zorla bağlamıştır. O anlaşmanın imzalandığı günden bugüne ne Kürdistan ne ırak ne de Ortadoğu halkları barış ve huzur yüzü görmemiştir!
‘Bölgedeki iktidar odakları ve Bağdat suçludur’
Irak artık pratikte parçalanmış bir devlettir. IŞİD örgütü ile yapılan savaş, Suriye Irak başta olmak üzere birçok devletin eski sınırlarını anlamsızlaştırmış, yeni sınırlar çizilmiştir. Irak’ın bu düzeye gelmesinde Kürd halkı hiçbir şekilde sorumlu değildir. 100 yıl önce bu anlaşmayla bölgenin parçalanmasına imza atan ve baskıyla istikrar kurmak isteyen uluslararası güçler başta olmak üzere, bölgedeki iktidar odakları ve Bağdat suçludur!
Anlaşmanın 100’üncü yılında Kürdistan halkı acı, gözyaşı ve zulme rağmen Irak’ın toprak bütünlüğünün devamı için her yolu denemiş ancak hiçbir faydasını görmemiştir. Artık tarihte yaşanan felaketlerin tekrarlanmaması için Sykes-Picot Anlaşması’nın gözden geçirilmesi gerekiyor çünkü Irak’taki halkların radikalizme ve çelişkilere tahammülü kalmamıştır. Bu anlaşmanın 100’üncü yılında eski hata ve felaketlerin tekrarlanması kabul edilemez. Uluslararası toplum ve bölge devletleri, Irak’taki kaosun önüne geçmek için Irak’ta yaşayan halkların iradelerine kulak vermeli, onları anlamalı ve siyasi geleceklerini belirlemelerine izin vermelidir.
‘Eğer ortaklaşamıyorsak o zaman iyi birer komşu olalım‘
Her parçadaki Kürd hareketleri kendi özgünlüklerine uygun yöntemi göz önüne alarak çözüm yolunu belirlemelidir. Bunu kabul edelim ki Sykes-Picot Anlaşması’nın yarattığı ulus devletler ve çizdiği sınırların sonu gelmiştir. Bu yüzden dünya devletleri ve uluslararası toplum, Irak haklarının acılarında ısrar edeceklerine Irak devleti için bir çözüm yolu bulmalıdır. Eğer bu yapılmazsa savaş ve kaos devam eder, dünya güvenliği ve barışı da tehlikeye girer!
Bu zorlu dönemde tüm tarafların önünde geçmişteki felaket ve acıların tekrarlanmaması için tarihi bir fırsat bulunmaktadır. Sykes-Picot Anlaşması’nın 100’üncü yıldönümünün, yeni bir çözümün gelişmesi için Federal Kürdistan ve Bağdat arasında ciddi şekilde görüşmelerin başlamasına vesile olmasını diliyorum. Eğer ortaklaşmada başarıya ulaşamıyorsak, o zaman iyi birer kardeş ve komşu olalım!
Siyasi taraflar bu tarihi fırsatların doğurduğu sorumluluktan kaçarsa Kürd halkı kendi kararını en güçlü şekilde verecektir ve bu karar her şeyden daha güçlü ve meşrudur. Ben halkımızın en doğru kararı vereceğine inanıyorum ve güveniyorum!
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.