Barzani, Federal Kürdistan'daki sorunların çözümü konusunda düşüncesini yineleyerek, “Siyasi partiler görüşmelere başlamalı. Parlamento aktifleştirilmeli. Seçimlere kadar başkanlığı üstlenecek bir kişi belirlensin. Ben de bütün gücümle bu süreci destekleyeceğim” dedi.
Başkanlığın resmi internet sayfasında yayımlanan açıklamada, Barzani'nin sorunların çözümüne ilişkin siyasi partilerin farklı gerekçelerle çağrılara yanıt vermediğini ifade ettiği belirtildi.
Yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Geçtiğimiz günlerde bazı siyasetçi, aydın ve akademisyenler benimle irtibata geçerek, kendileri ile halkın bir bölümünün, Kürdistan Bölgesi'ndeki krizin çözümünün bende olduğunu düşündüklerini ifade etti. Barzani'nin sorunları çözebileceğini söylediler.
Kürdistan'ın bir yurttaşı gibi sorunların ve krizlerin çözülerek ortadan kaldırılmasını arzu ediyorum. Ama sorun ve problemlerin birden fazla sebebi var: Bazıları dışarıdan, bazıları ise içerideki siyasi, ekonomik sorunlar. Bunları; Irak ve bölgenin güvenliği, teröristlerin saldırısı, IŞİD'le savaşın yanı sıra petrol fiyatlarının düşmesi, Kürdistan Bölgesi bütçesinin kesilmesi ve yüzbinlerce göçzedenin misafir edilmesinden kaynaklanıyor. Sorunun bir bölümü de içeriyle ilgili ve siyasi taraflar arasındaki çekişmeden kaynaklı.
Eğer Kürdistan Bölgesi'ndeki siyasi sorunların çözümü bendeyse, defalarca siyasi partileri toplantıya çağırdım ancak farklı gerekçelerle gelmediler. Ayrıca siyasi partilerin kendi aralarında görüşerek bir çözüm bulmalarını talep ettim yine toplanmadılar ve sorumluluk üstlenmediler.
Kürdistan Bölgesi'ndeki krizin çözümü konusunda görüşümü daha önce belirttiğim gibi tekrar ediyorum: Siyasi partiler görüşmelere başlamalı, parlamento aktifleştirilerek yeni başkanlık heyeti seçilmeli. Çünkü şurası açık ki krizin kaynağı olanlar parlamento başkanlığını yeniden üstlenemezler. Siyasi partiler yeni bir hükümetin kurulması üzerine anlaşma sağlanmalı ve seçimlere kadar başkanlığı üstlenecek bir kişi belirlenmeli. Ben de bütün gücümle bu süreci destekleyeceğim.
Öğretmen ve memurların şikayetlerine ilişkin olarak da meşru hak ve taleplerini saygıyla karşıladığımı belirtmek istiyorum. Kendi haklarını hükümet ve ilgili kurumlardan talep etmeleri onların doğal hakkıdır, destekliyorum. Ülkemiz refah içinde olmalı ancak ortaya çıkan güvenlik, ekonomik ve siyasi sorunlardan dolayı hükümetin imkanları çok sınırlı bir hale geldi. Bir çözüm bulunduğunu düşünüyorlarsa buyursunlar hükümetle taraflar oturarak şeffaf bir şekilde sorunu çözsünler. Her şeyi gözler önüne sererek bu pazarlıktan ve toplumu karıştırmaktan vazgeçsinler.
Süleymaniye'nin düşünce terörü altında olduğunu biliyorum ve şehrin üzerindeki bu terör kırılmalı. O şehir her zaman zalim ve işgalcilere meydan okumuş, evlatları diri diri toprak altına girmeyi göze almış, Zaim Sıddık karşısında başı dik durmuşlardır. Onlar Kürdistan halkının sembollerine laf etmediler. Bu benim Süleymaniye’nin başı dik halkıyla ilgili görüşümdür. Hiç kimse bu şehrin halkı üzerine farklı bir değerlendirme dayatmaya çalışmasın.”
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.