Başkan Barzani'nin konuşmasında öne çıkan satır başları:
''Bundan iki yıl önce Şengal’de Kürd halkının başından büyük bir felaket geçti. Bu ilk felaket değildi ancak umarım son olacaktır. Ezdi kardeşlerimizin başına gelen hepimizin başına gelmiş gibidir. Ezdi kadınları hepimizin namusudur. Ezdi kızı başın dik olsun, hepimiz seninle gurur duyuyoruz.
Çok şükür bugüne kadar 2.500'den fazla Ezdi insanımızı IŞİD teröristlerinden kurtarıldı ve kalanların da kurtarılması için çabalarımız sürüyor. Şengal’i kurtarma sözü vermiştim. Evet, Şengal'i IŞİD teröristlerinin elinden aldık. Şimdi ise size bir kez daha söz veriyorum: Bir karış toprağımızı dahi IŞİD’in elinde bırakmayacağız.
'Ezdîxan kurtarılmadan Kürdistan kurtarıldı diyemem'
Değerli kardeşlerim, bu felaket içler acısıydı. Felaketten sonra Ezidi büyükleriyle bir araya geldiğim toplantıda Baba Şeyh'in (Ezdi Kürdlerin Ruhani Lideri), döktüğü gözyaşları asla aklımdan çıkmıyor. Bana, 'Ezdîxan artık kurtarılamaz!' dedi. Ben de 'Baba Şeyh deme öyle Ezdîxan kurtarılmadan Kürdistan kurtarıldı diyemem” dedim.
Ben ya bu canilerden intikam alacağız dedim ya alacağız dedim. Çok şükür intikamımızı mertçe aldık. Kürdistan gençlerine sesleniyorum: İçinde bulunduğunuz psikolojiyi anlıyorum ama biliyorsunuz Kürdistan halkı ahlaklı ve terbiyeli bir halktır. O yüzden intikam alırken de mert ve vicdanlı olacağız.
IŞİD teröristlerinin upguladığı barbarlıkların hiçbir kültürde ve yasada yeri yoktur. Onların namus anlamında hiçbir değerleri yoktur. Belli bir kimlikleri yoktur. Bu vahşilere karşı halkımızın sergilediği mücadele, geleceğe dair umutları olan bir halk olduğumuzun göstergesidir.
Kürd katilleri Peşmerge'nin eline düştüğünde hiçbirine en ufak bir eziyet yapılmadı ve sebepsiz yere öldürülmedi. İntikam sana reva görüleni başkasına görmek değildir.
Yeni bir savaştan geçtik, yeni taktikler gördük ve öğrendik. Çok şükür ki Peşmerge çabuk toparlandı ve bugün 28-30 kilometre kare özgürleştirildi. Kurtarılması gereken biraz daha toprağımız var. İnşallah onları da en yakın zamanda geri alacağız.
'Peşmerge Şengal'den kaçtı savaş dönemi dedikodusudur'
Savaş dönemlerinde dedikodular çoktur. “O kaçtı, bu kaçtı, şu savaşmadı” gibi. Onları da izledik. Peki soruyorum; Şengal Dağı’nda kalan ve halkına o zorlu şartlarda canını siper eden, kahraman Peşmerge değil miydi? Peşmerge değil miydi halkı için canını hiçe sayan? Ancak maalesef büyük bir felaket geçirdik ve ne yazık ki bu felaketi kendi çıkarları uğruna kullanan taraflar çıktı. Ancak Peşmerge hepsinin cevabını verdi.
Peşmerge gelmeyene kadar, Şengal’i kurtarmayana kadar neredeydiniz? Onca fırsatınız vardı hani? Peşmerge Şengal’i aldıktan sonra ne diye ortaya çıktınız?
Rabia kasabası kurtarıldığında Peşmerge ilerlemeye devam etseydi belki daha o günden kurtarılacaktı Şengal. Ancak tamamı düşmanlarla çevrili 70 kilometrelik bir alanı düşünün.
Bir yandan cenazelerimiz, bir yandan yaralılarımız geliyor. İmkanlarımız yok denecek kadar azdı, silahımız da yoktu ve iyi bir strateji belirlemek zorundaydık. Çünkü sadece yolu kontrole almak önemli olan değildir. Arkanı da sağlama alman gerekiyor.
İki aşama kaydettik: İlki Zummar, Sehdic ve Herdan'ı aldık, daha sonra Rabia’ya yöneldik. Böylelikle Şengal Dağı’na giden tüm yolu açmış olduk. Ve daha sonra imkanlarımız yenilendiğinde Şengal merkezine ilerledik.
'Şengal'in nasıl kurtarıldığını en iyi Şengalliler bilir'
Kimse Şengalliler kadar Şengal’in nasıl ve kim tarafından kurtarıldığını bilemez. Bu sözü çok defa söyledim ve bir kez daha buradan tekrar etmek istiyorum: IŞİD’e yardım ve yataklık yapan ve halen yapmaya devam herkesin akıbeti IŞİD’inkine benzeyecek. Ve halkımızın namusuna göz dikenlerin tek bir tanesi kalmayana kadar sağ olduğumuz sürece peşlerini bırakmayacağız.
IŞİD ile birlikte hareket eden kim olursa olsun, Kürd, Türkmen Arap, hangi milletten olursa olsun bizim nezdimizde IŞİD’den hiçbir farkı yoktur ve aynı akıbet onları da bekleyecektir. Ama IŞİD’e karşı duruş sergileyenler ise bizim dostumuzdur. İşte bu konuda bizimle aynı duruşta olanlar bu bölgede birlikte yaşamanın umudunu da yeşertmeye devam ettiriyorlar. Burada bizimle yaşayan Arap kardeşlerimiz IŞİD’e karşı oldukları sürece kardeşlerimizdir başımızın üzerinde yerleri vardır.
'Şengal merkezini kurtarana kadar 500 şehit verdik'
Şengal yolunu açıp Şengal merkezini kurtarana kadar 500 şehit verdik. Bu şehitleri başkası gelsin Şengal’de at koştursun ya da Şengallileri hafife alsın diye vermedik. Bu şehitleri siz kendi akıbetinizi belirleyin kendi söz hakkınızı edinin diye verdik. Rahat olun, başkasının gelip sizin yerinize kararlar almasına müsaade etmeyiz.
Bir kez daha IŞİD karşıtı Küresel Koalisyona, bize gerek askeri gerekse insani yardımda bulunan herkese teşekkürü borç biliyorum. Bundan sonraki süreçte de Şengal’in diğer kısımlarını da kurtarmak ayrıca Şengal’i yeniden inşa etmek ve için yardımlarının devamını diliyoruz. Şengal’in şU anki halini dünyaya burada neler olu bittiğini ne acılar çekildiğini göstermek için olduğu gibi bırakmak ve hemen yanında yeni bir şehrin kurulması önerimiz önemle arz etmek istiyorum.
Buradan Federal Kürdistan Hükümeti'nden hem Şengal’in yeniden inşası ve yeni bir hayatın kurulmasına öncülük etmesi hem de var olan yaşam standartların daha yüksek düzeylere taşıması için çaba sarf etmesi çağrısında bulunuyorum. Şengal artık özgür bir şehirdir ve bir daha başkasının eline geçmesine asla izin vermeyeceğiz. Bir daha sırtımızdan hançerlenmeyeceğiz. O bölgeler temizlenecek güvenliği sağlanacak ve hainlere orada nefes aldırılmayacak. Bu böyle bilinsin.
'Kürdistanlılar'ın gelecekte katliamlara maruz kalmamak için tek seçenekleri bağımsızlıktır'
Şengal’de teröristlerce şehit edilen halkımızın, katledilen Feyli gençlerinden, Barzan erkeklerinden, enfal edilen 180 bin kişiden, Halepçe’de zehirlerle öldürülen kadın ve çocuklardan hiçbir farkı yoktur. Ve bir kez daha yineliyorum: eğer gelecekte bir daha böyle katliamlara, felaketlere maruz kalmak istemiyorsak bağımsızlıktan başka seçeneğimiz yoktur.
Siyasi partilere bununla ilgili çağrıda bulunmuştum. Bu bizim ortak meselemizdir. Ulusal meselemizdir. Umarım hep birlikte üzerimize düşen mesuliyetleri yerine getirir ve adımlarımızı atmaya başlarız. Birlikte yaşamak için çok çabaladık mücadele ettik şehit olduk ancak biz; kardeşiz, dostuz, arkadaşız ve artık komşu olacağız. Madem gerçek birlikteliği kabul etmiyor o zaman komşu olacağız. Hem bizim hem de onlar için iyi olan budur. Tabi anlayış ve uzlaşıyla…
Hali hazırdaki vaziyette, istediğimiz silahları elde edemiyoruz, siyasi olarak da bu kararı verecek durumda değiliz, iktisadi olarak da istediğimiz lükste bir hayatın teminatını a verecek güçte değiliz. Ancak ya başka milletlerin bizim yerimize karar vermesine razı olacağız ve bundan şikayet etmeyeceğiz ya da kendi karar alma hakkımıza sahip olacağız. Bunun için dirayet ve cesaretli olacağız. Ve bütün Kürt bireylerinin buna sahip olduğunu umuyorum. Aksi halde şu an içinde bulunduğumuz gerçekliğe boyun eğeceğiz.
'Kürdistan hepimizin vatanıdır... Kürdistan'daki bütün halklar özgürdür...'
Kürdistan hepimizin vatanıdır. Kürdistan’daki bütün halklar özgürdür: Kim hangi dine inanmak istiyorsa. Hangi siyasi görüşü benimsemek istiyorsa özgürdür. Hepimiz Allah’ın kullarıyız. Allah’ımız birdir kim Allah’ını nasıl görmek istiyorsa özgürdür. Kimsenin başka kimse üzerinde zorbalık hakkı yoktur. Düşüncesini zorla kabul ettirme hakkı yoktur. Hepimiz kardeşiz. Birbirimize saygı duyacağız.
Musul ‘un kurtarılması için güzel hazırlıklar yapılıyor. Federal Kürdistan için Musul’un önemi büyüktür. Nasıl ki Ezidi kardeşlerimize söz verdiysek Hıristiyan kardeşlerimize de buradan söz veriyorum: bölgeleriniz kurtarılacak ve artık kendinizle ilgili kararları siz vereceksiniz.
Şehitleri bir kez daha anıyorum emin olun zafer bizim olacaktır.''
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.