Barzani, “Önümüzde iki seçenek var: Ayrılmak ya da Bağdat’ın tahakkümünü kabul etmek” ifadelerini kullanan Barzani, “Anayasanın bütün maddelerini ihlal eden Bağdat’ın anayasadan söz etmesi ayıptır” diye konuştu.
Federal Kürdistan Başkanı Mesud Barzani, Eski ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın kendisine, “Ömrüm Kürt devletini görmeye yetecek” dediğini aktardı.
“Bütün devrimler özgürlük ve bağımsızlık içindi”
“Kürdistan halkının bütün devrimleri özgürlük, serbestlik ve bağımsızlık uğrunda yapılmıştır” diyen Barzani, “Kürdistan halkı neden referandum kararı aldı?’ diye soruyorlar. Referandum kararı yeni değil. 7 Haziran'da sadece tarih belirlendi. Her dönemde verilen kurbanlar, bu büyük amaç içindi. Bu, dünya milletleri gibi bizim milletimizin doğal bir hakkıdır” ifadelerini kullandı.
Bağdat'la bütün yolların denendiğinin altın çizen Mesud Barzani, şöyle devam etti:
“Bağdat'la olan tarihimize dönecek olursak, ben iki ayrı dönem olarak görüyorum; biri 1. Dünya Savaşı'ndan 2003'e kadar 70 - 80 yıllık dönemdir, ikinci dönem ise 2003'ten sonra başladı. İlk dönemde hükümet, Sünni taifesinin eline geçti. Farklı başlıklar altında ama Irak'ta Sünniler hakimdi. Bildiğiniz üzere, 1. Dünya Savaşı'ndan sonra koalisyon güçleriyle Türkiye arasındaki en büyük sorun, Musul vilayetiydi. Musul vilayetini kurtaran Kürtler, Irak'la birlikte olmak yönünde karar aldı. Ancak Lozan Anlaşması’nda kendi kaderimizi tayin etme hakkını elimizden aldılar. Ancak bu ülkede ortak olmak şartıyla.”
“Kürtler ahlaki ve insani açıdan örnek”
Başlarına gelen felaketlere rağmen Kürdistan halkının ahlaki ve insani açıdan örnek olduğunu dile getiren Barzani, şunları söyledi:
“Bildiğiniz üzere ve belki bir çoğunuz milletimizin başına gelen felaketlerin kurbanısınız; ülkemiz tahrip edildi. Toplam 5 bin köyün 4 bin 500'ü yıkıldı. Yaşları 18 - 30 arasında olan 12 bin Feyli genci, 8 bin Barzani kaybedildi. Büyük Enfal'de çoğu kadın ve çocuk 180 -182 bin Kürt katledildi. Sonra Kürdistan'a, Halepçe’ye kimyasalla saldırdılar, başımıza gelen felaketlerin sembolü oldu. Bütün bu felaketlere rağmen Kürdistan halkı, ahlaki ve insani açıdan büyük bir örnek oldu.
Bütün bu suçları işleyen Irak'ın iki kolordusu teslim oldu, bir tane asker ne aşağılandı ne de hakarete maruz kaldı, hepsi serbest bırakıldı. Burada Kuzey Afrika barışçıl örneği olarak sık sık dile getiriliyor. Bana göre, Kürdistan bu konuda onlardan çok daha ötede. Ancak ne kendimizi bunu nasıl dünyaya duyuracağımızı bildik ne de kimse gelip Kürdistan halkını bu yüksek ahlakını dünyaya anlattı.”
“Bu milletin içinden 100 Mandella çıktı”
“Kürt milletinin içinden kezzap havuzlarında öldürülen yüzlerce Mandella'nın çıktığını” belirten Kürdistan Başkanı, “Büyük lider olan Mandela'ya saygı duyarım. Ama Mandella, Ebu Garip Hapishanesi'nde Mandella olsaydı. Bu milletin içinden kezzap havuzlarında çürüyüp kaybolan, vasiyetlerini yazacak bir yakınlarını görmeden giden yüzlerce Mandella çıktı” şeklinde konuştu.
Her şeye rağmen bu suçları işleyenlerle müzakere yapmak için Bağdat gidildiğini hatırlatan Barzani, şöyle konuştu:
“Bütün bu suç ve felaketlere rağmen, bu suçları işleyenlerle müzakere yapmak için Bağdat'a gittik. 1991'de Kürdistan Cephesi siyasi liderliğinin olduğu dönemde, hep birlikte müzakere yapmaya gittik. Bir kez Sayın Mam Celal gitti, bir kez de ben gittim. Orada, onların bizi gözaltına almadan, asmadan kabul ettikleri için bize karşı büyük lütufta bulundukları hissine kapıldık. İşte zihniyet bu... Bu dönem geride kaldı, geçti.”
“Kürtler olmasaydı Baas yıkılmazdı”
“Kürdistan halkı ve Kürdistan siyasi yönetimi olmasaydı Baas rejimi yıkılamazdı” diyen Barzani, sözlerine şöyle devam etti:
“Kürdistan halkı olmasaydı anayasa da olmazdı. Bizimle beraber zulüm gören Şiilerin, Sünnilerden farklı olacağını bekliyorduk. Ayetullah Hakim'in fetvası hiçbir zaman unutulamaz. İnsani tavır sergiledi. Ancak maalesef şimdikiler böyle çıkmadı. ‘Nasıl Kürtlerin etkisini kırabiliriz?’ diye planlar yapmaya başladılar. Ordudan başladılar. 2007'de uygulanması gereken 140. maddenin öldüğünü söylüyorlardı.
Kürdistan halkı olmasaydı anayasa da çıkmazdı. Musul nasıl kurtarıldıysa, anayasa aynı şekilde kurtarıldı. İlk dönemde Musul'u kurtardık. İkinci adımda ise anayasayı kurtardık. Anayasanın girişinde şu madde yer alıyor; Irak'ın bir bütün halinde kalması anayasaya bağlı kalınmasına bağlıdır.
‘Anayasada ayrılmayla ilgili madde yok’ deniyor. Anayasada Kürtlerin ekmeğini kesmeyle ilgili madde var mı? Anayasanın hangi maddesine göre, Kürdistan halkının ekmeğini kestiniz ve 140 maddeyi ihlal ettiniz. Hangi madde size, Peşmergenin askeri yardımlarını ve bütçesini göndermeme hakkını verdi?
İki saat içinde Heşdi Şabi yasasını nasıl geçirdiklerini gördünüz. 12 yıl beklettiler, sonunda ne Peşmerge lehinde bir kararın çıkarılmasına izin verdiler ne de yapılan anlaşma karşılığında Peşmergenin haklarını almasına. Tüm maddeleri ihlal ettiler, en önemlisi de uzlaşıyı ihlal ettiler.”
“Saddam'ın 9 bin tankından korkmadık”
Kürtlerin Saddam'ın 9 bin tankından korkmadığını yeni yönetime ilettiğini belirten Federal Kürdistan Başkanı, şunları kaydetti:
“Hanekin'e tankları getirmek istediklerinde, Bağdat'a giderek dönemin Başbakanı Maliki'ye ‘Mesele senin 20 - 30 tankı hareket ettirmen değil. Biz Saddam'ın 9 bin tankından korkmadık. Senin 20 bozuk tankından da korkmayız ancak sorun zihniyettir’ dedim.
Halen, tank ve topla sorunları çözme zihniyeti varsa bu tehlikelidir. 20 tank hiçbir şey yapamaz ancak güven kalmadı. Bağdat, Avrupa, bölge ülkeleri, AB ile çok çaba verdik. ‘Bu durum çözülmezse sonunda dayanılmaz’ dedik. ABD'ye, Bağdat'a, AB'ye birçok kez söyledik ama bizi ciddiye almadılar. Kürtlerin bunu bir baskı kartı olarak kullandığını söylediler. Ancak aksine, zamanı gelmiştir hatta biraz geciktik bile.”
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.