MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Güvenli bölge tartışmalarına ilişkin konuşan Bahçeli, Fırat'ın doğusunda 35 kilometre derinliğinde güvenli bölge istedi, Barış Akademisyenleri'ne ilişkin hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesini eleştirdi.
ABD ile anlaşılan Fırat’ın doğusundaki güvenli bölgede kontrolün Türkiye’de olmasını isteyen Bahçeli, ilk kademe mahkemeyi Anayasa Mahkemesi’nin Barış Akademisyenleri davasında verdiği hak ihlali kararına uymamasını istedi.
GÜVENLİ BÖLGE TARTIŞMASI
Güvenli bölge ile ilgili ABD’yle yaşanan tartışmalara değinen Bahçeli, “Terör örgütlerine kim yardım ve yataklık yapanlar Türk milleti ile tanışacaktır. Dost ve müttefiklerin şaibesiz desteği çok önemlidir. Sınırlarımızı emniyete alacak şekilde yapılacak güvenli bölge zaruri ve önemlidir. Sadece Türkiye’yi değil bölgeyi de koruyacaktır. ABD, müttefiklik ahlakı ile çelişmemelidir. Ülkemizdeki Suriyeli sığınmacılar için yeni bir hayat hızla sağlanmalıdır. Buranın denetimi Türkiye tarafından sağlanmalıdır. ABD, Türkiye’yi anlamalı; sevmiyorsa da saygı duymalıdır. YPG’ye silah vermekten vazgeçmelidir. Güvenli bölge ABD’nin lütfu değildir. Müzakerelerin uzaması, güvenli bölgenin derinlik mesafesiyle ilgili görüş ve yaklaşım farklılıkları terör örgütü PKK/YPG’ye elbette zaman kazandırmıştır” dedi.
“ABD’NİN AĞZINA BAKAMAYIZ”
Konuşmasında “ABD’nin ağzına bakamayız” diyen Bahçeli, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz’ün “barışçıl yollar denenmeli” açıklamasını da teslimiyet olarak niteledi:
“CHP’nin Fırat’ın doğusu için barışçı yaklaşımlar ve diyaloglar önermesi müflis ve teslimiyetçi bir dildir. Söylenmek istenen nedir? Hangi barışçı yaklaşımlar izlenecektir? Nasıl bir diyalog kurulacaktır? PKK/YPG’yle masa mı kurulsun, CHP bunu mu istiyor? Fırat’ın doğusunda ihanet var, rezalet var, düşman var, Türk’e kefen biçen alçaklar var. Bunlarla ilgili ne tür bir diyalog teklif ediliyor? Bu nasıl bir acziyettir, nasıl bir köhneliktir, nasıl bir zafiyettir? HDP’li temelsiz şahıs ise savaş politikalarından vazgeçilsin diye utanmadan çağrı yapıyor. Bu köksüz, Kürtlerle barışmanın yolunu arayın diye fitne yayıyor. HDP Türk ve Türkiye düşmanlarının içimizdeki sızıntısıdır. CHP’den bu sızıntıdan beslenen siyasi sızıdır. İP’ten bahsetmeye gerek bile yoktur, çünkü hepsi aynı zillet çuvalının dibinde kaynaşmış, kucaklaşmıştır. CHP-HDP Fırat’ın doğusundaki terör inlerinde fikren ve gıyaben buluşmuşlar, Türkiye’nin terörle mücadelesini engellemek, havayı zehirlemek amacıyla devreye girmişlerdir.”
“İLK KADEME MAHKEME AYM KARARINA UYMAMALIDIR”
Barış akademisyenleriyle ilgili Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararına da değinen MHP Lideri Bahçeli, “Yurt içinden ve yurt dışından sözde akademisyen ve entelektüellerin imza attığı PKK bildirisinde sokağa çıkma yasakları eleştirilmiş, devlet katliamcı olarak gösterilmişti. Anayasal düzeni yıkmak için kan döken, eylem yapan bir terör örgütüne destek olan sözde akademisyenlerle ilgili verilen cezaların neresinde hak ihlali vardır? Bunlar haklı değil, haysiyetsizdir. Bu nasıl bir haktır? Bu halde hak nedir, nasıl tarif edilecektir? Hainlerle ilgili hak ihlali kararı verenler maşeri vicdanda vebal altındadır. Geldiğimiz bu aşamada Anayasa Mahkemesi’nin bu hak ihlali kararına ilk derece mahkemesinin riayet etmemesi adaletin ruhuyla çelişmeyecektir” dedi.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.