Seçim dönemi yaklaşıyor. Yeni isimler, programlar, senaryolar, sözler ve paketler. Zaten çok fazla bir şey istendiği yok. Taraflardan söz edecek olursak eğer iki tarafın da birbirini zorlamaya niyeti yok. Mesele bir potada erimek ve kaynaşmak olunca da beliren 'durdurma' ve 'sonlandırma'lardan da çok fazla bir sorun çıkacağına dair kaygılara kapılmak yersiz olur.
Kürtler arasında doğrulardan bahsedenler çıkınca bir bakıyorsunuz mektuplar yazılıyor önemli yazarlara. Taha Akyol'un köşesinde Aysel Tuğluk'un mektubunu ve hissiyatını okuma ve öğrenme imkanı bulduk. Aysel Tuğluk, Taha Akyol'a gönderdiği mektupta 'hamasi milliyetçi Kürtler'den bahsediyor ve deyim yerindeyse onları şikayet ediyor!
Mektup çok net bir şekilde şunu bir kez daha ortaya koyuyor. Eğer birey kendi tarihini bilemiyorsa ya da bilme hali sadece bir bilgi düzeyindeyse bu biliş, bir bilince ve bilinçli bir duruşa evrilemiyor.
Bakınız, Aysel Tuğluk, Kürtlerin demokratik Kürdistani duruşlarını kaleme aldığı mektupta nasıl şikayet ediyor. “HDP’ye geçiş bunun bir parçasıdır sadece. Öcalan’ın özgürlükçü, sol ve Türkiye demokrasi güçleriyle stratejik ittifak yaklaşımını sezen hamasi Kürt milliyetçileri ve Kürt “siyaset sınıfı” şimdiden “mevzi savaşı” başlattılar.”
Tuğluk'un mektubunda duruşlarından ve sözlerinden rahatsız olduğu Kürtler kanaatimce artık siyasi duruşlarında ve çalışmalarında bir kez daha kanmak ve kandırılmak istemeyen Kürtler. Uzakta da değiller. Bu topraklar üzerinde yaşıyorlar. Söz konusu mektupta dile getirilenler olası siyasi bir duruşun ya da örgütlenmenin belli çevrelerce nasıl algılanacağını da gözler önüne seren bir yaklaşım. Tuğluk'un değerlendirmesine göre bu 'hamasi bir milliyetçilik' olacaktır.
Ey Kürtler!
Kürtler için bir statü talebiniz varsa siz Milliyetçi Kürtlerdensiniz haberiniz olsun!
Fakat sözlerin daha açık seçik edilmesi gerekiyor. Mesela;
Devamı için...
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.