Çatışmaların yeniden tırmanmasından endişe duyan aydınlar Kürt sorunun çözümü için denenmeyen tek yolun barış olduğunu vurgulayarak, 'savaşı değil, barışı konuşmak istiyoruz' dediler.
Aralarında Haluk Bilginer, Adalet Ağaoğlu, Derya Alabora, Gencay Gürsoy, Jülide Kural, Nuray Mert, Şevval Sam, Tuncel Kurtiz, Sami Evren, Özgür Mumcuoğlu ve daha çok sayıda yazar, çizer, akademisyen, şair ve oyuncunun bulunduğu bir grup, yayınladıkları bildiride "Denenmeyen tek yol kaldı: Barış" "Cehennemden bir önceki duraktayız. Artık bıçak kemiğe dayanmış durumda. Herkesin bütün işleri bırakıp, bunun için bir şeyler yapması lazım" ifadelerine yer verdi.
Taksim Hill Otel'de gerçekleştirilen basın toplantısıyla imzaya açılan ve Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, TTB Eski Başkanı Prof Dr. Gencay Gürsoy, Gazeteci-Yazar Aydın Çubukçu, Yazar-Şair Şennur Sezer, Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, Yazar Burhan Sönmez ve Yönetmen Alper Özcan'in gibi isimlerin de imzasının bulunduğu metinde, barışa vurgu yapıldı.
TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı tarafından okunan metinde, "En zor koşullarda bile özlemlerimize hayat verecek kaynakların henüz elimizin ulaşabildiği bir yerde durduğuna inanıyoruz" ifadelerine yer verildi. Artık savaşı değil, barışı konuşmak istediklerini ifade eden Fincan, şiddeti kışkırtan neden ve gerekçeleri ortadan kaldırmak için barışın yalnızca zorunlu değil, aynı zamanda mümkün olduğunu da göstermek gerektiğini vurguladı.
BASKILARA SON VERİLMELİ
Demokratik yollardan seçimle işbaşına gelmiş temsilciler üzerindeki baskılara son verilmesi gerektiğini, tutuklanmış siyasilerin serbest bırakılması ve her türlü özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini kaydeden Fincancı, “Barışçı ve demokratik çözüm için genel af dâhil, yasal zemin hazırlanmalıdır. Bütün bunların kolaylıkla ve hızla ulaşılabilinecek bir yerde durduğunu biliyoruz. Parlamentonun, Hükümetin ve devletin bütün kurumlarının böyle bir yolun mümkün ve zorunlu olduğuna inanabilmesi için, daha fazla maddi ve manevi kayba uğramayı kabul etmeyeceğiz” diyerek konuşmasını sürdürdü.
Fincancı konuşmasının devamında şu noktalara işaret etti: ''Kardeşliği yeniden kurmak, eşit ve özgür vatandaşlar olarak yaraları birlikte sarmak için boşa geçirtecek zamanımız kalmamıştır. Türk ve Kürt halklarının yarınları birlikte sevindirmek için, sorunu köklü olarak çözebilecek güçleri seferber etmeliyiz. İki halkın el ele vererek demokratik ve özgür bir atmosferi birlikte solumasının tek ve vazgeçilmez yolu, birlikte özgürleşmektir.''
Fincancı'nın ardından toplantıya katılanlardan Gürsoy ise, Türkiye'de barıştan, demokrasiden yana geniş bir kamuoyu hareketi halinde olduğuna işaret ederek, "Cehennemden önceki son durağa doğru yaklaşıyoruz, yarın bölgelerden etnik kimliğe göre göçler başlayacak. Ege bölgesinde yazlıklarından taşınmak zorunda kalan Kürt meslektaşlarımı tanıyorum. Bunlar vahim şeyler ama bakıyorsunuz siyasi iktidar profesyonel ordudan bahsediyor, muhalefet et-balık kurumunu devreye sokarak bu meseleyi çözme gayreti içerisinde. Artık bıçak kemiğe dayanmış durumda. Herkesin bütün işleri bırakıp, bunun için bir şeyler yapması lazım" uyarısında bulundu.
Ardından söz alan Bekaroğlu ise “Cehennemden önceki son durağa doğru gidilmesinden dolayı korku içindeyiz. Bugüne kadar en kolay yol olan barıştan başka tüm zor yollar denendi. Türkiye'de siyaset sorun çözmek için yol almıyor, mevcut olan sorunları kaşıyarak siyasi rant elde etmeye çalışıyor" şeklinde konuştu.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.