Avrupa Parlamentosu'nun basın özgürlüğüyle ilgili sert ifadeler içeren raporu kabul edildi. Hazırlanan rapor da basın özgürlüğü ile ilgili sert ifadeler yer alıyor.
Dün Strasbourg'da Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu'nda AP Türkiye raportörü Ria Oomen-Ruijten'in kaleme aldığı 2010 Türkiye İlerleme Raporu müzakereleri yapıldı.
Raporunun görüşmelerine Türkiye’de basın özgürlüğü ve Kıbrıs sorunu damgasını vurdu.
Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın tutuklanmalarının da rapora eklenmesi yönünde önerge verildi. Rapor, bugün oylamaya sunuldu ve rapor kabul edildi.
AP'DEN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ENDİŞESİ
AA'ya konuşan Oomen-Ruijten, dava kapsamındaki son gelişmeleri değerlendirirken, "Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğünün yeterince garanti altına alınmadığı hissini taşıdığını" belirtti.
Oomen-Ruijten, katılım müzakerelerindeki tıkanıklık konusunda "Türkiye'nin AB'ye katılımı, fasılları açıp kapatmaktan çok daha fazlasını içeriyor. Eğer Türkiye modern ve müreffeh bir ülke olmak istiyorsa, Kopenhag Kriterlerini yerine getirmek zorunda. Bu, demokrasi, hukukun üstünlüğü, bağımsız ve tarafsız yargı, bireysel hakların, basın özgürlüğünün ve dini özgürlüklerin tanınması demek. Bunlar bence ve AB açısından fasılların açılıp kapanmasından daha önemli" dedi.
Bu reformları hayata geçirmenin Türkiye açısından hem taahhüt, hem de kutuplaşmayı aşmak için faydalı bir anahtar olduğunu belirten Oomen-Ruijten, "Katılım müzakerelerindeki tıkanıklığa gelirsek, örneğin rekabet politikası faslında Türkiye hazır değil. Hala yerine getirmesi gereken yükümlülükleri var. Evet, enerji gibi, hem Türkiye, hem de AB açısından büyük önem taşıyan birçok faslın engellendiğinden haberdarız. Kıbrıs sorununun engel oluşturduğu bir gerçek. O halde Kıbrıs sorununun bir an önce çözülmesi temel önemde" ifadelerini kullandı.
Oomen-Ruijten, bazı AB üyelerinin Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkmasını değerlendirirken, "Ben gerçeklerle ilgilenirim. Gerçek nedir? 2004 yılında katılım müzakerelerinin başlaması kararı alındı. Bu demektir ki Türkiye aday ülke. 2004'ten bugüne kadar üye ülkeler bu katılım sürecini reddeden hiçbir karar almış değil. Başbakanların, hatta cumhurbaşkanlarının seçim kampanyalarında ne söyleyecekleri kendilerine kalmış. Ama (Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas) Sarkozy'nin müzakereleri durdurmak için AB'de oybirliğine ihtiyacı var. Böyle bir durum da söz konusu değil. O halde bence istediğini söylesin" dedi.
Raportör Oomen-Ruijten, Ergenekon davası kapsamındaki gelişmeler hakkında ise, "Son tutuklamalarla ilgili açıklama yapmak istemiyorum. AP Türkiye kararında, bu iki tanınan gazeteci hakkındaki soruşturmanın çok ciddi bir durum olduğunu söyleyeceğiz. Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğünün yeterince garanti altına alınmadığı hissini taşıyorum. Bu, beni oldukça endişelendiriyor" dedi.
Oomen-Ruijten, "Ergenekon davası Türkiye'de demokrasiyi güçlendirmek için mükemmel bir fırsattı ve hala öyle. (AP Türkiye kararında) bunu vurgulayacağız. Uyarım da şu olacak: Son soruşturmalar ülkeye tehdit olarak görülmemeli" ifadesini kullandı.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.