Eleftherotipia: Atina'dan erdoğan'a beş hediye
Tirajı günde 50 bin 298 olan Eleftherotipia gazetesinin 5 Mayıs 2010 tarihli sayısında, Kira Adam imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında yayımlanan haberin çevirisi şöyledir:
Yunan hükümeti şimdiden Ankara'ya verdiği beş "hediyeyle", Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan gelecek hafta Atina'da karşılamaya hazırlanıyor.
Medyadan uzak ve çok dikkatli bir şekilde Ankara'ya verilen "Yunan hediyelerinin" belki de uzun vadede gelecek hafta Atina'da imzalanması beklenen "zirve anlaşmalarından" daha ciddi oldukları ortaya çıkar.
Hediyelerin detayları şöyle:
1- "Kallikratis", İskeçe Valiliğindeki çok hassas Hristiyan ve Müslüman nüfus dengelerinin altını üstüne getirdi. Yapılan değişiklikler, Hristiyan belediye sakinleri arasındaki doğumların azalmasının aksine Müslümanların giderek çoğalması ve belediyeler arasındaki göç nedeniyle, önümüzdeki yıllarda çoğunluğu Müslüman olan belediyelerin oluşması lehine bir duruma yola açıyor.
Valilikteki dört belediyeden sadece nüfusu yüzde 66,4 oranında Hristiyan ve yüzde 33,6'sı Müslüman olan İskeçe belediyesinde sorun yok.
Nüfusu yüzde 100 Pomak olan ve Türk Başkonsolosluğunun yoğun faaliyet gösterdiği Mustafçova'da sorun büyüktür. (Gazete notu: Güvenilir kaynaklardan edinilen bilgilere göre Türk Başkonsolosluğu sadece "maaşlar" için 15 milyon avro harcıyor).
Tam aksine Tapiros Belediyesi olduğu gibi kaldı, nüfusunun yüzde 58 oranında Hristiyan ve yüzde 42 Müslüman ve PASOK Sekreteri Ksinidis'in etkisi altındadır. Daha önce yapılan (YDP'nin daha "kuvvetli" olduğu) Avdira ve Vistonida bölgelerinin bu belediyeye bağlanması önerisi sonuç vermedi. Böylece Avdira, Vistonida ve büyük sorunları olan Selero'yu bağlayan Dimokritos Belediyesi oluştu.
Dimokritos Belediyesi, çok hassas nüfus dengeleri nedeniyle -yüzde 59 Hristiyan ve yüzde 41 Müslüman- sorunlu belediyeler listesinde ikinci sırada yer alıyor. Bundan böyle Türk Başkonsolosluğu İskeçe'de sadece bir değil iki belediye üzerinde "oyun oynayacak", sadece yerel seçimlerde değil diğer seçimlerde de Hristiyan adaylar arasından kimleri seçeceği niyetlerine bağlı olacak.
Doğal olarak "Kallikratis" ya da yerel halka göre "Hacı Kallikratis", bölgedeki PASOK içinde "Sguridis taraftarları" ve "Kisnidis taraftarları" arasında, başka bir ifadeyle "eski" ve "yeni" PASOK arasında ciddi tartışmalara neden oldu.
2- Cami. Yunanistan'ın ikinci "hediyesi", ekonomi troykasıyla "mücadelenin" tam ortasında Votanikos'ta aniden ve "çaktırmadan" cami inşa edilmesi. Atina'da Müslümanlar için cami inşa edilmesi, bir Avrupa ülkesi olarak Yunan devletinin elbette Yunanistan'da yaşayan Müslümanlar yönünde bir sorumluluğudur. Ancak, inşasının devlet harcamalarının çok etkili bir şekilde kısıtlandığı sıralarda devlet tarafından karşılanacağının Erdoğan'ın gelişinden birkaç gün önce açıklanması da Ankara'ya bu olaydan yararlanması için bir koz veriyor ve Atina'da caminin açılması "dünyadaki bütün Türk kardeşler" adına, Ankara'nın uyguladığı baskılar sayesinde gerçekleştiğine dair ikna etme yeteneği sağlıyor.
Gerçekleşebilir Türk planları arasında, Balkanlar'daki bütün Müslümanları "birleştirecek" bir "ekümenik müftü" konumunun yaratılması olduğu, sözde müftü Ahmet Mete'nin "bir numaralı yedek" olduğu düşünüldüğünde sorunun çok büyük olduğu hemen anlaşılır.
3- Üçüncü "hediye" ise, Yunanistan'ın silahlanmanın tek taraflı ve çok etkili bir şekilde kısıtlama niyetine dair açıklaması. Ankara bu yönde herhangi bir adım atmadı. Türkiye bundan kısa bir süre önce, gelecekteki silah alımlarıyla ilgili siparişlerini tamamladı.
4- Ankara'nın 10 Bakanlığın iş birliğiyle "Yüksek İş Birliği Konseyinin" kurulması yönündeki önerisini Atina geçen aralık ayında hiç düşünmeden kabul etti. Böylece Türkiye Yunanistan'ı büyük bir ekonomik güç eksikliği içinde bulacak. Ankara her şeyden önce geniş bölgede güçlü bir ekonomi olarak gücünü teyit etmek istiyor, aynı zamanda kara ve deniz nakliyat yollarını ve Avrupa'ya enerji maddeleri taşıma yollarını da kontrolü altında tuttuğunu göstermeye çalışıyor.
5- Atina'nın Ege'de sessiz bir uygulamayla 25. paralelin doğusundan geriye doğru adım atması; Türk uçaklarının Yunanistan'ın Doğu Ege adalarının üzerinden sürekli uçması; Türklerin Papulias-Yılmaz memorandumunu ihlal ederek Ege'de tatbikat için belirli bölgeleri hemen hemen 12 aylık süre için kapatması; Yunan tarafının, püskürtmelerini etkili bir şekilde kısıtlaması karşısında denge kurmak amacıyla turizm alanında ikili iş birliğinin artırılarak Yunan adalarına gelir sağlanması yönünde çaba sarf ediliyor. Ancak bu adalar ister istemez Türkiye'nin ekonomik yörüngesine "bağlanmış" olacak.
Son olarak, genelde iyi bir diplomat olan eski EYP Başkanı Pavlos Apostolidis'in istikşafi temaslarda Yunan heyetinin başına atanması, soru işaretlerine neden oluyor. Çünkü aynı zamanda Alpha Bank yönetim kurulu üyesi de olan Apostolidis, Türkiye ile ekonomik iş birliğine olan yoğun ilgisini defalarca dile getirmiştir.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.