Bakan Atalay, törende yaptığı konuşmada, sözlerine ''Peygamberler şehri ve huzur kenti'' Şanlıurfa'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Atalay, iki dilli hayat ve özerklik tartışmalarıyla ilgili kapatılan DTP'nin döneminde kurulan ‘Demokratik Toplum Kongresi'ni (DTK) eleştirdi. Tartışmaların DTK tarafından gündeme getirildiğini hatırlatan Atalay, şunları söyledi:
“Dille ilgili, hiçbir resmi kimliği hüviyeti olmayan DTK açıklamalarıyla gündeme gelen tartışmalar var. Türkiye'de normalleşme süreci yaşıyoruz. ‘Demokratik açılım' projemiz var. Bunun özü, ülkemizde vatandaşlarımız arasında zamanında fitne çıkaranlar, devletin ihmalleri olmuş, zaman zaman vatandaş ana dilini konuşamaz hale gelmiş, faili meçhuller işkenceler olmuş, biz bunları bitirerek vatandaşlar arasında güven bağını artırmak istiyoruz. Vatandaşın devlete güvenini artırmaya çalışıyoruz. Türkiye'de süreç iyi gidiyor, yoğun şekilde çalışıyoruz. Vatandaşa güven geldi, bölgede vatandaş terör istemiyor. Terörle varılacak bir yer olmadığını vatandaş görüyor, partimizin, hükümetimizin, devletin yürüttüğü sürece güveniyor. Bu anlamda bir umut doğdu. Türkiye 80'li yıllarda insanların ana dilini konuşamadığı ülkeymiş. Bugün herkes özgürce istediği dili konuşuyor, öğretip öğrenebiliyor. Devletin bir televizyonu Kürtçe ve Arapça 24 saat yayın yapıyor. Üniversitelerde Kürt Dili Edebiyatı bölümleri açılıyor. Siyasi Partiler Kanunu'nda propaganda konusunda değişiklik yaptık. Cezaevlerinde insanlar kendi çocuğuyla, kendi dilinde konuşamazmış böyle gariplikler yaşanmış. Hepsini değiştik, her açıdan Türkiye normalleşiyor. Şu an sıkıntı yok. Ama birileri ‘Bu iyi gidişi nasıl zedeleriz'in hesabında.”
Türkiye'de birden ortaya çıkan süreci baltalamaya yönelik son tartışmanın her tarafta vatandaşı tedirgin ettiğini söyleyen Bakan Beşir Atalay bunları iyi niyetli görmdiğini anlatırken, “Vatandaşın kafasında ‘Türkiye bölünüyor mu?’ çağrıları yapacak bu tür açıklamalar, bu tür yeni siyasi atraksiyonlar sürece zarar veriyor, sabote ediyor” diye devam etti.
TERÖR BİTERSE MHP'DE BİTER
‘Demokratik Açılım' süreci ile normalleşmeyi sadece bölgesel ve etnik siyaset yapmayan AK Parti'nin yapacağını ileri süren Bakan Atalay, tartışmaları demokratik süreç içinde bitirip, herkesin dilini konuşup, makul kültürel ve insani haklarını üniter yapı içinde al bayrak altında yaşamasını arzuladıklarını anlattı. Bakan Atalay, şöyle konuştu:
“Birileri iki dil, özerklik gibi tartışmaları gündeme getirince, içi de doldurulmamış ne istediği belli olmayan bu konulara muhalefet dört elle sarılıyor. MHP ‘Türkiye bölündü’ diye hemen atıldı. Hadi MHP'yi anlıyorum; ekmeği suyu bu, bu sorun biterse kendisi bitecek. Onun için bitsin istemiyorlar. Ama CHP'ye hayret ediyorum. CHP'nin yeni genel başkanı bu konularda yapıcı rol oynayacağı mesajı veriyordu ama o da üstüne atladı ve ‘Bu açılımın sonucudur’ dedi. Bu sorunları demokratikleşmeyle çözen ülkelerde özellikle terörle irtibatlı sorunların çözümünde iktidarla muhalefetin yakın işbirliği vardır. Ortalıkta ne idüğü belirsiz tartışmalara atlayan ana muhalefet partisi ortaya çıkarsa o muhalefetten hiçbir katkı alamazsınız. CHP lideri ne kadar ‘değiştim, partiyi değiştirdim' derse desin zerre kadar hakikat payı yok. Kılıçdaroğlu'nun gelişiyle de olsa CHP'yi kimse değiştiremez, CHP bildiğimiz CHP'dir. Bu tür konuları insafsızca sonuna kadar kullanmışlardır. Türkiye’nin sorunları çözülsün diye kaygısı yoktur. Sadece iç siyasette kullanıp nemalanırlar. CHP Genel Başkanı'nın açılım sürecine yönelik laflarını şiddetle kınıyor eseflerimi bildiriyorum. Sorumlu ana muhalefet partisi lideri bu ifadeleri kullanamaz” dedi.
Atalay hangi dil veya bölgede olursa olsun, köylerinin ismini değişmek isteyenlerin kaymakamlığa başvurduğunu, köylülerin yüzde 50'den 1 fazlasının bu yönde görüşü olması halinde kaymakamın bunu kayıt altına alıp valiye gönderdiğini, kendilerine de ulaştırılınca onayladığını anlattı. İçişleri Bakanı, “Bu konuda yüzlerce isim değişikliği olmaktadır. Sadece bu bölgede değil, Türkiye'nin her tarafında bu yöndeki talepleri onaylıyoruz” diye konuştu.
Köy Korucularının durumlarının iyileştirmesine çalışıldığını da anlatan Bakan bunların emeklilik ve sağlık güvencelerinin daha iyi duruma getirilmesini gündemlerine aldıklarını vurguladı.
İLÇELER İL OLMUYOR
Bakan Atalay, Şırnak'ın Cizre ile Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nin ‘il statüsüne' alınması konusundaki soru üzerine aralarında Şanlıurfa'nın da bulunduğu bazı kentlerin büyükşehir statüsüne kavuşmasına yönelik çalışma bulunduğunu kaydederek şöyle dedi:
“Bakanlık ve hükümetimizin gündeminde ilçeleri il yapma diye bir çalışmamız bulunmuyor. İlçelerle il yapma konusu söz konusu değil. Kriterleri uyan bazı şehirlerin büyükşehir olmasına yönelik çalışmalar sürüyor. Kriterler kapsamında hangi illerin gireceğine çalışmalarımız sürüyor ve sonuçlanmadı. Bu çalışmalarımızı sonuçlandırma kararlılığındayız, hangi illerin gireceği zamanı tam kesinleşmedi. Sonuçlandığında resmi açıklama yapacağız. Bunun dışında gündeme gelen ilçeleri il yapma diye özel bir çalışmamız yoktur.”
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.