Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çok sert eleştirilerde bulunarak, "Meclis'i çalıştırmayanlar mürtecinin ta kendisidir" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Dicle Üniversitesi’nin yeni akademik yılı açılış törenine katıldı. Arınç, dün demokratik açılım görüşmeleri sırasında Meclis’te yaşananlar konusunda isim vermeden MHP ve CHP’ye sert eleştirilerde bulundu.
Arınç, siyasette bulamadıkları mutabakatı artık halk ile sağlayacaklarını söyleyerek, “3-5 yıllanmış-kaşarlanmış siyasetçi ile uğraşmayacağız” dedi. Atatürk’ün adını kullanarak bunu istismar edenlere sert tepki gösteren Arınç, “Dün Atatürk’ün ismini kullanarak demokratik açılım görüşmeleri için Meclis'i çalıştırmayanlar mürtecinin tam kendisidir” diye konuştu.
ARTIK CEYLAN’LAR ÖLMESİN DİYORUM
Arınç, kongre salonuna gelirken, 50-60 kişilik bir öğrenci grubu ellerinde pankartlarla kendilerine bir şeyler söylemek istediğini de ifade ederek, “Bunları kötülemiyorum. Ben onlara kardeşim diyorum ve kardeşim olarak kucaklıyorum. Ellerindeki pankartlarda yazılanlar Türkiye’nin üzüntü duyduğu konulardı. 12 yaşındaki Ceylan, neden nasıl vuruldu bunu tartışmıyorum. Artık Ceylan’lar ölmesin diyorum. Ceylanlar ölmesin demek, memleket isterim şiiri ile eş anlamlıdır. Ceylan olayı ile ilgili araştırmalar yapılacak, sorumlulardan hesap sorulacaktır” dedi.
ASİT KUYULARI FAZLASI İLE GERÇEKTİR
Arınç, Ceylan Önkol ile ilgili konuşurken, gözyaşlarına hakim olamadığı gözlendi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, şöyle konuştu:
“Asit kuyuları fazlasıyla gerçektir. Faili meçhuller, kaçırmalar oldu, keşke olmadı diyebilseydim. Ama faili meçhuller ve yargısız infazlar oldu. Biz bunlar artık olmasın diye çalışıyoruz. İnsan hakları ihlallerinin olmadığı, işkenceye sıfır töleransın tanındığı bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz. Türkiye, yaşananlara müstahak değildir. Devletin yüzü tektir. Çünkü iki yüzlü devlet olmaz. Derini, merini hiç olmaz. Tek yüzü olur o da hukuktur. Kardeş kavgası son olsun, gözyaşı olmasın, insanlar kendi kimliğiyle kendini özgürce ifade etsin istiyoruz. Savaş ve çatışma son bulsun, terör de olmasın istiyoruz. Manisa’yı ne kadar seviyorsam Çüngüş’ü de o kadar seviyorum. Bu memleket ve toprak bizimdir. Tarihe ışık tutan şanlı bir milletin evlatlarıyız. Meseleye bütünsel açıdan bakmak zorundayız. Akan kan dursun diyenlere kulak vermeliyiz. Komşuları ile kavgalı olan bir ülke gelişemez ve kalkınamaz. Suriye, Irak, İran ve Ermenistan ile ilişkilerimizi düzelttik. Ama bir de evimizin içine bakmamız gerekiyor. Evin içinde kavga varsa ve herkes birbiriyle kavgalı ise komşular ile ilişkilerimizin düzelmesinin ne faydası olacaktır. Barış, huzur, eşitlik ve kardeşlik olduğu sürece kimse Türkiye’yi tutamayacaktır.”
MECLİS’İ ÇALIŞTIRMAYANLAR MÜRTECİNİN TA KANDİSİDİR
Bakan Bülent Arınç, Atatürk’e karşı Türkiye’de herkesin bir sevgisi olduğunu, ama bunu istismar edenlerin olduğunu öne sürdü.
Arınç, “Bir şeyin sonuna cı-cu geldiğinde korkarım ben. İslam güzeldir, İslamcı güzel değil. Atatürk güzeldir, Atatürk’çüyüm diye bunu istismar edenler çok çirkindir. Böyle bağnaz bir düşünce olamaz. Atatürk beşerdir, ne tanrı ne de yarı tanrıdır, o da bir insandır. Onun ismini kullanarak, demokratik açılıma ihanet projesi demek, gerici ve yanlış bir düşüncedir. Bir şeyin cısı, cusu olmaz. Laiklik özgürlük demektir. Batı laiktir, ama laikçi değildir. Dün Atatürk’ün ismini kullanarak demokratik açılım konusunda, meclisi çalıştırmayanlar mürtecinin ta kendisidir. Meclisin çalışmasına karşı çıkan bu mürtecileri Diyarbakır’lılara şikayet ediyorum” dedi.
MECLİS’TE BUGÜNE KADAR BÖYLE BİR ZORBALIK VE KÜFÜRLEŞME GÖRMEDİM
Arınç, Ardahan Damal’da yılın bir gününde güneş ışınlarının bir dağa vurması nedeniyle belli belirsiz bir Atatürk silueti çıktığını, şimdi orada artık resmi törenler yapılarak insanların selama durduğunu ifade etti.
Arınç, “Başka bir şey için Diyarbakır’a gelmeyen bazı siyasetçiler gidip o siluete selam duruyorlar. Allah onlara akıl fikir versin. Dünkü görüşmeleri engelleyen zihniyet budur. Dün Meclis’te karşılaştığım zorbalığı ve küfürleşmeyi bugüne kadar görmedim. Zorba bir grup, milletin kürsüsünü işgal etmeye kalktı. Biz bir proje ortaya koymaya çalışıyoruz. Yanlışlarımızı söyleyin diyoruz, bu sorunu hep birlikte çözelim diyoruz. Ancak kimse elini taşın altına koymuyor” dedi.
BİZ DE Mİ PİSLİKLERİ HALININ ALTINA SÜPÜRELİM?
Arınç, kendilerininde sorunları halının altına süpürmek istemediği için bu projeyi ortaya koyduklarını ifade ederek, “Ne yani bizde mi pislikleri halının altına süpürelim? Biz bunu çözemezsek, bizden sonra gelenlerin işi zor. Kimse bunu çözmeye cesaret edemez. Siyasetten bulamadığımız mutabakatı halkımız ile bulacağız. 3-5 yıllanmış-kaşarlanmış siyasetçi ile uğraşmayacağız. Biz artık topyekün milletimizi muhatap alacağız” dedi.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker de, Diyarbakır’ın ruhunun barış ve sevgi olduğunu ifade ederek, “Diyarbakır’ın adı maalesef hak etmediği halde 30 yıldır terör ile anılıyor. Diyarbakır’ın ismini gölgeleyen bu yanlış imaj nedeniyle Dicle Üniversitesi’nin öğrenci sayısı azılıyor. 71 milyon nüfusun büyük kısmı demokratik açılımı desteklemektedir. Ama destekleyenlerin fazla sesi çıkmıyor, barış karşıtlığının çatışmalardan nemalananların sesi çok çıkıyor. Vatandaş endişelenmesin bizim muhatabımız millettir” dadi.
Dicle Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ayşegül Jale Saraç, demokratik açılım süreci ile ilgili başlatılan çalışmaların desteklenmesi gerektiğini kaydederek, sürecin başarıya ulaşması için herkesin üzerine düşen hassasiyeti göstermesi gerektiğini söyledi. Konuşmaların sonunda Rektör Prof.Dr. Saraç, Arınç’a bakır tepsi ve sürahi hediye etti.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.