Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, Almanca'ya çevrilen "Cevdet Bey ve Oğulları" adlı romanının tanıtımı için Almanya'nın Hamburg kentinde düzenlenen okuma etkinliğine katıldı.
Hamburg Literaturhaus (Hamburg Edebiyat Evi) tarafından düzenlenen etkinlikte kitabından okumalar yapan yazar Pamuk, kitabının yazılış hikayesini de anlattı.
Pamuk konuşmasında, güncel politikalardan fazla söz etmek istemediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Ancak Arap ülkelerindeki ayaklanmalardan dolayı çok mutluyum. Yalnızca Arap halkları bundan sonra daha iyi yaşayacağı, özgürleşeceği için değil, 'İslam kültürleri medeniyet ve demokrasi ile uyuşmaz, İslam halkları itaatkardır' gibi önyargıların kırılmasından dolayı da çok mutluyum. Sevindiğim diğer bir şey de Arap halklarının isyanlarına, tüm dünya halklarının da sanki kendileri isyan ediyormuşcasına katılması. Devletin, politikacıların, askerlerin hatta bütün dünyadaki insanları bu ayaklanmayı kendileri yapıyormuş gibi hissetmesi beni çok etkiledi ve mutlu etti."
'DEĞİŞİM BİRDEN BİRE OLUR'
Baskıcı toplumlarda değişimle ilgili olarak da Pamuk, "Baskıcı toplumlarda değişim birdenbire olur, çünkü değişimin habercisi dile getirilemez. Herkes her şeyin sonsuza kadar aynı gideceğini düşünür, ama aslında evlerde, kapalı yerlerde eleştiri yapılmaya devam edilir. Kamusal alan denilen yerlerde, bu ifade edilemez. Edilemeyince de birdenbire herkes evinden çıkıp değişim yapınca, bu değişim insanlara birden bire olmuş gibi gelir. Birdenbire olmak zorundadır da. Yavaş yavaş yaparsanız, yavaş yapanları içeri alırlar" diye konuştu.
'MÜSLÜMAN BURJUVAZİNİN ORTAYA ÇIKIŞI'
"Cevdet Bey ve Oğulları" hakkında bilgi veren Pamuk, şunları kaydetti:
"Aile romanı yazmak, ama aynı zamanda aile hikayesinin bütün Türkiye tarihine denk düşmesini istiyordum. Türk tarihini, Türkiye'de burjuvazinin yükselişini ortaya koymak istedim. Türkiye'de ticaret, işadamı dediğimiz kişilik, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılış döneminde ortaya çıktı. Ondan önce Osmanlı İmparatorluğu döneminde işadamı dediğimiz kişiler Rumlar, Ermeniler gibi azınlıklardı. Müslüman tüccar olarak 19. yüzyılın sonu, 20. yüzyılın başında ortaya çıktı. Sonuçta kitabımdaki hikayemi Müslüman burjuvazinin ortaya çıkışı olarak yazdım."
Romanında anlattığı gibi Batı toplumları ideal toplum olarak örnek alınırken, diğer yandan halkların Batılılaşmaya olan tepkisinin sadece Türkiye'ye özgü olmadığını hatırlatan Pamuk, 13. yüzyılda ünlü Arap düşünürü İbn Haldun'un "Yenik medeniyetler kendilerini yenenleri taklit ediyor" dediğini ifade etti ve Türkiye'de batılılaşmaya değindi.
'BATIYA ÖZENENLER VE ONUNLA ALAY EDENLER HER TOPLUMDA VARDIR'
Kitabında bazı değerleri de sorguladığına dikkati çeken Pamuk, "Kültürel ve toplumsal gelişme hızlı olduğu zaman kişiler de kendilerini sorgular. Benim de kendime şüphem vardı. Bu iki kuşkuyu karıştırdım kitabımda. Batıyı takdir etme, diğer bir taraftan da batıya ironi ile yaklaşma tipik bir Türkiye ve Batılılaşma durumudur. Bu durum sadece Türkiye'de böyle değil. Yukarı sınıflarda önce askerler, sonra seçkinler ve ülkeyi yönetenler Batılılaşmanın zorunlu olduğunu görürler. Tıpkı Hacivat ve Karagöz oyununda olduğu gibi, Batıya özenenler ve onunla alay edenler her toplumda vardır" şeklinde konuştu.
Etkinliğe Hamburg Başkonsolosu Devrim Öztürk ve eşi Nilgün Öztürk, Hamburg Türk Toplumu (TGH) Başkanı Hüseyin Yılmaz, Hamburg-Mitte İlçesi Belediye Meclisi Üyesi Gülnur Can, Altona İlçesi Belediye Meclisi Üyesi Behçet Algan, Alman çevirmen Cornelius Bischof ve çok sayıda edebiyatsever katıldı.
Etkinliğin sonunda, Pamuk'un daha önce imzalamış olduğu kitaplar satışa sunuldu.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.