El Kuds El Arabi (Londra) - İsrail ve ABD uçaklarının katılımıyla Ankara'da yapılması planlanan hava tatbikatının Türk hükûmeti tarafından iptal edilmesine iki açıdan bakılması gerekir. Söz konusu iptal kararı, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği acımasız askerî operasyona ve Mescid-i Aksa'ya yapılan saldırılara karşı öfkeli Türk tutumuyla alakalıdır. Bunun yanı sıra bu iptal kararı, İsrail ve ABD'nin, nükleer programını yok etmeye yönelik bir hava saldırısının önünü açmak için İran'a sıkı yaptırımlar uygulamaya hazırlanmasıyla ilgilidir.
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, attığı bu adımla, işgal altında bulunan Filistin'deki Arap Müslümanların hakkını savunan duruşuna bir yenisini ekleyerek tutumlarına vurgu yaptı. İsrail'in Gazze'de yaptığı katliamları güçlü bir şekilde protesto eden Türk lider, Gazze çocuklarına ölüm yağdıran İsrail uçaklarının Osmanlı İmparatorluğu semalarında yükselmesini ve savaş suçu işlemekle suçlanan İsrailli pilotların Türk meslektaşlarıyla bir arada olmasını istemedi.
Erdoğan, hem İsrail'e hem de ABD'ye güçlü bir mesaj gönderiyor. Bu mesaj, Türkiye'nin çok hızlı bir şekilde değiştiğini ve daha önce Kemal Atatürk'ün uzaklaştırdığı sıcak ve doğal ortamına yani doğudaki Müslüman Araplara yöneldiğini söylemektedir.
Erdoğan, bir askerî darbeyle ve İslam dünyasındaki birçok akranında olduğu gibi, ABD'den mali ve askerî yardım alarak iktidara gelmedi. Aksine, dürüst bir seçim süreci sonunda anayasaya dayanarak iktidarı elde etti.
AK Parti, örnek teşkil edecek bir ekonomik tecrübe sundu. Türkiye'nin -2008 yılı verilerine göre yıllık milli geliri 900 milyar dolar olması nedeniyle- dünya ekonomisinde 17. sırada yer almasını sağladı (petrol üreten bir ülke olmamasına rağmen). Bunun gibi güçlü atılımlar, Erdoğan'ın İsrail Başbakanı ve Dışişleri Bakanına, güçlerinin Gazze'deki eylemlerini "insanlık tarihinde bir kara leke" olarak nitelemesine neden oldu.
Hiçbir Arap liderinin cesaret edipte sergileyemediği bu tür tutumlar, on binlerce Türk'ün İstanbul havaalanına koşarak liderlerini karşılamasını sağlamıştı.
Türkiye'nin askerî alanda İsrail ile olan ilişkileri, Erdoğan'ın düşmanları tarafından Erdoğan aleyhine her zaman bir kara leke olarak kullanılmıştır. Erdoğan'ın düşmanları, bu noktayı Filistin'de Arapların hakkını savunan tutumuna şüphe düşürmek için kullanmışlardır. Ancak İsrail uçaklarının her yıl Türk topraklarında yapılan askerî hava tatbikatına katılmasına engel olması, düşmanlarına bir yanıt mahiyeti taşımaktadır.
Bu adım stratejik bir çerçevede gelişmiştir. Nitekim Erdoğan hükûmeti, Suriye ve İran ile sağlam ilişkiler kurmuş ve İsrail hükûmetinin Gazze'yi ziyaret etmesine izin vermediği için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İsrail'e yapacağı resmî ziyareti iptal etmişti.
Türkiye, İsrail'e; gayet net bir şekilde komşusu olan İran'a yapılacak herhangi bir savaşı kabul etmeyeceğini ve bugün başlaması planlanan ancak daha sonra iptal edilen tatbikat sırasında uçaklarının İran- Türkiye sınırları yakınlarında uçmasına izin vermeyeceğini söylemek istiyor. Bu hafta İran'ı ziyaret edecek olan Erdoğan, beraberinde belki de Türkiye'nin gelecekte İran'a uygulanabilecek herhangi bir ekonomik ambargoya katılmayacağına ilişkin vurgular taşıyabilir.
Ne yazık ki Türkiye'nin beğeni uyandıran bu tutumları, bütün düzeylerde Arap pasifliğinin ve İran'a karşı "itidal devletleri" adı altında oluşturulmaya çalışılan bir Arap- İsrail ekseninin gölgesinde gerçekleşmektedir. Ve yine ne yazık ki Türkiye'nin gurur verici tutumları, Filistin Yönetiminin, Goldstone raporunun BM İnsan Hakları Komisyonunun en son toplantısında ertelenmesine destek vermesiyle aynı zamana denk geliyor.
Halklar; onurunu savunan, özgürlük, iktisadi, siyasi ve askerî kalkınma yolundaki emellerini ve beklentilerini gerçekleştiren yönetimleri destekler.
Gazze çocukları üzerine fosfor bombalarını yağdıran İsrail uçakları artık Müslüman Türkiye'nin semalarında uçmayacak. Türkiye-İsrail askerî iş birliği sayfası belki de sonsuza dek kapatılmıştır.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.