• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 7 °C
  • Diyarbakır 8 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 18 °C
  • Berlin 0 °C

Ankara'da devam eden Kürt Konferansında önemli tespitler

Ankara'da devam eden Kürt Konferansında önemli tespitler
IMPR tarafından düzenlenen 'Kürtler Barış, Demokrasi ve Çözüm Modellerini Tartışıyor' konferansı devam ediyor.

“Kürtler Barış, Demokrasi ve Çözüm Modellerini Tartışıyor” konferansında konuşan Ankara Üniversitesi (AÜ) Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mithat Sancar, Rojava’da yaşananların bir Ortadoğu savaşı olduğunu belirterek, “Kürtler, Ortadoğu’da kilit bir halk. Bunu hesaba katmayan siyasi proje gerçekçi olamayacaktır. Bu açıdan Kürtler de tarihsel bir role büründü. Kürdistan’ın her parçasındaki farklı örgütlerin ortak karar almada önemli bir yeri olan, birkaç kez ertelenen Kürt Konferansı’nın bu dönemde önemi çok büyüktür” dedi.

Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi (IMPR) tarafından düzenlenen “Kürtler Barış, Demokrasi ve Çözüm Modellerini Tartışıyor” konulu konferansı ikinci günün "Kürt sorunu nedir, nasıl algılanmaktadır, Kürtler arasındaki ilişkilere etkisi nedir, Kürtlerin beklentileri nedir?" başlıklı ilk oturumuyla devam ediyor. Bu oturumda konferansa dört parça Kürdistan’dan katılımcılar ve konuklar, sunumlar yaparak, düşüncelerini aktarıyor.

Konferansın ikinci gün oturumuna çok sayıda Ortadoğu uzmanı ve kurum temsilcisinin yanı sıra, KDP Dışilişkiler Ofisi Başkanı Hemin Hewrami, KYB Parti Sözcüsü Azad Jundiyani, IMPR Direktörü Aziz Barzani ve çok sayıda konuk katıldı. IMPR Direktörü Aziz Barzani, Rojava’da önemli gelişmeler yaşandığını belirterek, “Oradaki gelişmeler Türkiye’yi de etkiliyor ondan dolayı onların konuşmasını önemli buluyoruz” ifadelerinde bulundu.

Suriyeli gazeteci Barzan İso, Rojava’dan geçişlerin çok zor olduğunu dile getirerek, sınırlardan birçok şeyin geçişine izin verilmediğini ifade etti. Til Koçer bölgesinin şiddetli savaştan sonra YPG’nin eline geçtiğini kaydeden İso, “Oradan YPG’ye yönelik şiddetli saldırılar oluyordu. Oranın da Kabil gibi olacağını zannediyorlardı. Tıl Koçer’den Serekaniyê bölgesine kadar uzanan hattan El Kaide grupları çöle doğru uzanmaktaydılar. Rojava’da Kürtler, ambargo nedeniyle kendi başlarının çaresine bakmak durumunda” dedi.

‘REJİM ETNİK UNSURLARI BİRBİRİNE KIRDIRIYOR’

İnsan hakları savunucusu Redif Mustafa, Esad döneminde Suriye’de bulunan Kürtlerin bütün haklarından yoksun olduğunu ve Kürtlere yönelik şovenist projelerin uygulandığını vurgulayarak, “Suriye rejimi sürekli etnik unsurları birbirine kırdırmaya çalıştı. Onların istediği burada bulunan grupları birbirine karşı savaştırmaktır. Suriye’de savaşanlara bakalım. Bunların çoğu başka ülkelerden getirtiliyor ve oranın halkına karşı savaştırılıyorlar” diye konuştu.

İnsan hakları savunucusu Sebih Ataç, inkar edilen Kürtlerin bu söylemlerden dolayı silahlarını alarak dağa yöneldiklerini vurgulayarak, “Ancak bugün bu farklılaştı. Bu meseleler siyasi bir meseledir. Kürtlerin devletleri yoktur bunun sebebi de budur. Bundan dolayı bu mesele siyasidir. Bu siyasi mesele beraberinde başka şeyleri de getirdi. Kürtler kendi dillerinden koptular. Bunun ardından da ister istemez yaşamdan da koptular” dedi.

‘KÜRTLERİN PARÇALANMIŞLIĞI LOZAN’IN YARATTIĞI SONUÇTUR’

Yazar Şehmuz Ülek, konferansı düzenleyenlerin internet sitesine çeviri kısmına ilişkin Sorani ve Kürtçe yazılmasını eleştirerek, şunları dile getirdi: “Bunlar farklı şeyler değildir. Bizim kendi kurumlarımız bu şekilde dili ayrıştırmamalıdırlar. Sorunun adı Kürdistan sorunudur. Benzer sorunlarda isimler bölgelerin adına göre veriliyor. Bu sorunda bu bölgenin adının olduğu bir sorundur. Şiddet hep gündeme gelmiştir. Şiddet sorunun nedeni değil sonucudur. Sorun Kürtlerin parçalanmışlık ve bölünmüşlük sorunudur. Lozan’ın yarattığı bir sorundur. Lozan tasfiye edilmeden çözüm de mümkün değildir. Sorun Türkiye, Irak ve İran gibi ülkelerin içi sorunu değildir. Bundan dolayı uluslararası bir sorun olduğu için bu şekilde çözülebilir. Sayın Abdullah Öcalan, BDP’liler, Kandil’dekiler bayrak ile bir sorunlarının olmadığını söylerler. Açık söyleyeyim; benim bunlarla sorunum var. Başta devlet ile sorunum var. Bayrağı ile sorunluyum. Yasadaki adı Türk bayrağıdır. Ordusu ile sorunum var. Kürtler de askere alınıyor ama adı Türk Silahlı Kuvvetlerdir. Bu devlette her şey Türktür ve Kürde ait bir şey yoktur.”

SANCAR: ROJAVA’DAKİ SAVAŞ ORTADOĞU SAVAŞIDIR

Akademisyen Mithat Sancar, yeni bir döneme işaret ederek, “Ortadoğu yeniden şekilleniyor. Avrupa’da 30 yıl savaşları sonucunda yeniden şekillenmesi söz konusuydu. Ortadoğu kanlı, yıkıcı süreçten sonra yeniden biçimlenecek. Şiddet dışı yöntemlerle biçimlenecek. Savaş Rojava’da yoğunlaşmış durumda. Oradaki savaş Ortadoğu savaşıdır. Ortadoğu’yu yeniden biçimlendirme savaşı. Suriye’nin iç savaşı olarak görünürse eksik olur. Bu şekillenme sürecinde Kürtler hangi seçeneği tercih edebilir? Daha çok sınır, daha çok duvar, daha homojen toplumların birlikte yaşadığı siyaset mi? Sınırların resmen ortadan kalkması şart değil. Daha geniş bir siyasi coğrafya, çoğulcu bir toplum Ortadoğu toplumsal dizilimi mi tercih edilecek? Ortadoğu daha küçük devletlere mi bölünecek? Yeni devletler mi çıkacak yoksa mevcut devletlerin de ötesine geçen bir durum mu gelişecek? Bir Ortadoğu Konfederasyonu diyebilirsiniz. Uzak bir seçenek o belki” diye konuştu.

‘KÜRT KONFERANSININ ÖNEMİ BÜYÜK’

Ortadoğu’da kilit halkın Kürtler olduğunu vurgulayan Sancar, “Bunu hesaba katmayan siyasi proje gerçekçi olamayacaktır. Askeri açıdan da farklı açıdan da hesaba katılmalıdır. Bu açıdan Kürtler de tarihsel bir role büründü. Büyük bir tarihsel misyonla karşı karşıya aynı zamanda buna paralel bir sorumluluk da söz konusudur. Kürdistan’ın her parçasında farklı siyasi dengeler ve güç dağılımı tablosuyla karşılaşıyoruz. Sesini duyuran ve ağırlığını koyan tüm Kürt örgütlerin ortak karar mekanizmaları açısından birkaç kez ertelenen Kürt Konferansı’nın bu dönemde önemi çok büyüktür. Çünkü Kürtlerin karşılaştıkları bu ağır durum karşısında ortak bir tavır olmasa da çözüm arama imkanlarını kurumsallaştıracaktır, eğer başarılabilirse” dedi.

MEZOPOTAMYA DEMOKRATİK FEDERASYONU

Kürtlerin kendi ulusal devletleri seçeneği dahil bütün bunlara karşı olabilecek en geniş perspektifleri savunması gerektiğini de söyleyen Sancar, şunları belirtti: “Herkesin kendi yaşadığı toprakta sözünün ve kararının oluşmasına imkan verecek düzenlemelerle büyük bir entegrasyonunun adımı atılmalı. Mezopotamya Demokratik Federasyonu ya da entegrasyonu projesini yeniden tartışmasıdır. Model olarak AB’yi düşünmesi söz konusu. AB nihayetinde ulus devlet birliğidir. Bu Ortadoğu’ya yabancı ve Ortadoğu’ya yabancı, hatta genetiğini bozmuş bir oluşumdur. Yeniden siyasetle ve birlikte yaşamla mümkün yeni biçimleriyle Avrupa ya da dünyanın diğer bölgeleriyle uyumlu bir birlikteliği yapabilmeli Kürtler.”

PYD’SİZ ROJAVA DEĞERLENDİRİLİYOR!

Konferansta bugünün önemli bir bölümünde ele alınan Rojava’ya dair değerlendirmeler yapılırken, PYD temsilcilerinin yer almaması dikkat çekiyor. İlk oturumu sona eren konferans, verilecek öğle arasının ardından “Kürtlerin çözüm modelleri” başlıklı oturuma geçilecek. Konferans, bu oturumun ardından sona erecek.

  • Yorumlar 2
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
    ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    ÖNE ÇIKANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İlke Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0532 261 34 89